![]() |
#1 |
![]() YİNE SENİN HAKKINDA… Kimden yadigârdı bu yaralar. Ezik büzük bir hatıra yoğunluğundan arta kalan gölgelenmiş ama ışığını yitirmemiş yürekte kanayan, bir gündüz ferahlığı yaşarken yâd edilmiş yabansı ve benden yana saf tutmamış yaralarıma, merhem bulmak amacıyla yaşarken günlerin karmaşasına dalmıştım. Her günle, her günde, herhangi duygulardayken, hep senden yana kullanmıştım yalnızlığımı. Oysa senden yana olması gerekmeyen tek şeydim ben. Senden bakmaya çalışıp, benden yaşamanın ne denli gereksiz olduğunu hiç anlayamadım. Selamını yitirmemiş, avans alınmış selamlarla uykuya dalmamış, tek yürek olabilmişlere özenmeyerek yaşamaya devam etmenin ağırlığını tartamadım, tadamadım. Tatsız, ruhsuz bir yazgı buldum sanki sokak ortasında. Nefesime nefes aradım. Ses gelmedi. Nefesime ses aradım, sesime nefes bulamadım. Islak ayaklarımla kurumuş adımlar attım hayatın ortasına sen umuduyla. Avuçlarımda minik damlalar… Muammayla baş başa, işte tam ortada kaldım. Tamda küçük damlalarının arasında. İki yol arasında. Ortada yalnızlığımla. Selamını yitirdim sokak aralarında. Yüksek duvarlı küçük kaldırımlarla çevriliyken dört yanım hasret kokan binalarda bulamadım hülyalarımı. Sana koştum, sen sanarak gölge oyunlarını. Senin oyunlarını… Saklambaç oynadım köşe başlarında sokak lambalarıyla. Yalnız kalandım şehrin tüm kalabalığında. Adını andım, ruhunu çağırdım her adımımda. Adını andım, ben hep seni aradım. Hep sen vardın akıl oyunlarımda. Soysuz bir hicran peydahlandığında, adımı çağırdığında tüm aynalar ve her başkalaştığında rüzgâr, soğuttun ruhumu. Gözümü sende açtım, aklımı sana çaldırdım. Ardım sıra geldi yokluğun. İstemedim gelmesini. Senden bana gelen bu muydu? Oysa ne adını anmıştım ne seni çağırmıştım. Sadece aramış sadece sana yanmıştım. Durağan bir yolcu edasıyla şehrimin tüm karanlığında yüzünü bulamamıştım. Sen bulaşmamış bir kahve fincanında telvelerine kapılmıştım. Oy sevdiceğim ben sana yanmıştım. Kahrolası yenik korkularıma zifir karası kelepçeler tutturmuşken, saklı sevgimi gün yüzünde güpegündüz kefenlerken, kelek çıkan tüm hamlığımla, tüm kahramanlığımla savaşırken, hatta ölümle yüzleşirken, aklımdaki yüzüne küçük tebessümler kondururken, aç kalmış sensizliğimle iplerime her geçen günle boncuklar dizerken, sessiz çığlıklarımla dost sohbetlerinde susarken kısaca yaşarken, sence duygulardayken aramanın derdindeyken yalnız kendimle barışamadım. Günlerimde yazılı olanı aradım sandım. Arayamadım ve seni yine bulamadım. Şimdi güneşin doğumuyla perdeleniyor ay. Sen gibi kalıyor hayali, efsunkâr bulutların önünden uzaklara saklanıyor. Hırçınlığını kasvetli hükümdarına bırakıyor. Anlamını kayıp veren yalnızlık, damarlarımı sapa kalan yollar gibi bağlama ardıma, anladım artık beni yalnız bırakma. Evet, anladım artık, aramak boşa. Anladım yoksun yollarımda. Ben yine senden uzakta yine senin yokluğunda. Saklı olan gelir belki umuduyla günlerim mahkûm yine o sokaklara ve yine o yollara. Burada olsaydın şimdi. Kollarımın arasında. Yerin benim yanımda. Kalbim dudaklarının arasında. Sevdiceğim olabilseydin benim rüyalarımda. Bulabilseydim seni el yordamıyla. Sen yazılı olsaydın alın yazımda. Ah ben yine senin sokağında, ben yine senin yangınında. Tüm duygularım yine senin hakkında… Ve son gülüşünün ardında kalan hasetle bakılmış bir elveda sürükleniyor ardımdan. Deli kısrak gibi koşup karınca çalışkanlığında kaçan sevgiliye sadece ona mahsus, sadece bana hâkim ve nadide bir yakut parlaklığında bir dilim aşk bıraktım. Bakılması imkânsız sonsuza açılan bir pencerede, darağacı kadar karanlık olmayan bir fakire sattım sonra O’nu. Adı aşktı. Hükmü geçersiz, varlığı bilinmez ve yolu olmayan, kaynağı yalnızlığa çivilerle çakılan bir aşkı hiçbir şey karşılığında bir yalnızın avuçlarına bıraktım. İçim kan ağlayarak, gözlerden yaşlar akıtarak seni kendinden saklanan benliğime sattım. Yine bana dönmeyeceğini bilerek yine senden habersiz bir teslimiyete yelken açarak beni sen için parçalara ayırdım. Sudan sebeplerle tüm parçalarımı yine sana topladım yine tüm bedenimle hep sende parçalandım. Sonu belli olmayan bir yoldayım. Baş koymadım bu yola ama çıkmak zorundayım. İstiyor muyum? Bende bilmiyorum. Sonum ne zaman, nerde, ne şekilde hiçbirini bilmiyorum. Eğer bu sonsa, sen olmayacaksan artık, ben benden çıkıp sende bile olamayacaksam, burada bitecekse yazım, sonlarıma seni bir daha yazamayacaksam, senli hiçbir cümle kuramayacaksam, sona ermek varsa bu yolda ne olur benim için yaşa. Tanımadığın olmak mutlu edecek beni. Acımı tartmayacak, beni taşımayacaksın. Sen yokken bende yok olacağım. Yolun sonuna yaklaştıysam, senli hayallerimi çoğaltamayacaksam, son nefeste ben yine aynı ben olacağım. Yine seni sayıklayacak yine benden bakıp seni arayacağım. ALINTI . . .
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|