![]() |
#1 |
![]() Çankaya Köşkü’ndeki “övünç madalyası” töreninde ben de vardım; hüznü ben de yaşadım.
Bir an “O baba” oldum; Cumhurbaşkanı’nın önünde yere yığılan; “Şehit Babası!..” • Devlet bana “madalya” veriyor; Oğlum, “derin terör”ün “kurbanı” oldu diye. Övünç madalyası. • Bunları düşünürken titriyordum, Ruhumun “Baba” tarafı ezilirken… “Kadın feryatları” çınlatıyordu kulağımı… Baktım; koltuklara yığılmış “Şehit anaları.” “Ahhh” dedim içimden; “Bir de sizi örtülüsünüz diye yemin merasimlerine almazlar!..” Haydi sizi aldılar diyelim yaşınıza hürmeten; kızınızı almazlar!..” • O sahneleri hatırladım; “Parmaklıklar ardında!..” O fotoğraflar; Torununun, oğlunun yemin merasimini izlemek için 700 kilometreden gelmiş “sakallı dedelerin”, “örtülü anaların” demir parmaklıklar ardındaki hüznünü!.. • Analar, babalar perişan… Bütün salon ağlıyor… Gözyaşı sel; ben de tutamadım kendimi… Resepsiyon salonuna geçtik; Cumhurbaşkanı fevkalade üzgündü… Gözleri nemli; “Bir tek şehit daha olmasın, bütün maksadımız bu... Başkaları bu acıları yaşamasın” dedi. Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını sürdürdüğü esnada yavaş yavaş uzaklaştım bölgeden… Sayın Gül ile değil; şehit anne ve babaları ile konuşmak istedim de ondan… • Gün onların günüydü; onlar taltif ediliyordu göz kırpmadan evlat verdikleri için. Gittim yanlarına, selam verdim… Ne düşünüyor; neler hissediyorlardı?.. Beklemediğim cevaplarla karşılaştım… Bir yakın mesela, dedi ki bana; “Derilerimizin rengine bak!..” • Baktım… O devam etti: “Birilerinin derilerine benziyor mu?..” Benzemiyor!.. • “Nasıl benzesin ki…Biz güneş altında yanmışız!.. Tarlada yanmışız, inşaatlarda yanmışız!.. Bizim evlatlarımız da, askerlik çağına ‘yana yana’ gelmişler!.. Hiç bolluk görmemişler; hep sıkıntı çekmişler!..” • Başım önde düşünüyordum, karşımdaki “ağabey” sözlerinin devamını şöyle getirirken; “Askere gidene kadar yanıyor; askerde -vatan sağolsun- yine yanıyor!.. Ve biz buralarda tekrar tekrar yanıyoruz!.. Kavrulduk beyim!..” • “Hep biz... Hep biz... Biz yanıyoruz!..” • Çanakkale’de “siz” yanmıştınız!.. Kurtuluş Savaşı’nda da yanan sizdiniz!.. • İlk Meclis’i siz kurdunuz!.. Cumhuriyet’i de öyle!.. Ya sonra… Sonrası mı?.. Yanmak işte!.. Savaşta ve sulhte!.. • Bir tuhaf oldum… “Ağabey”in derisine baktım uzun uzun… Sonra… Gazilerin derilerine… • Evet Güneş herkes için doğuyor… Herkes için doğuyor da… Hep “Mehmet Efendi” ile “Ayşe Teyze”yi yakıyor!.. Bizi yakıyor!.. • Peki ne olacak?.. Dedi ki “ağabey”im; “Çaresi yok!.. Bu PKK denilen birilerinin maşası!.. Öldür öldür bitmez!.. Bitmeyecek!..” • - Ya nasıl bitecek?.. “Kazana kazana bitecek!..” - Yani?.. “Gençlerimizi kazanacağız!.. Kürt gencini PKK’ya bırakmayacağız!.. İnşallah artık yanmayacağız!.. Bizden sonrakilerin derileri böyle kavrulmayacak!..” (Âmin!)
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Amin...
Yazı için teşekkürler... |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|