Serdar Arseven "Dağdaki ine dursun, biz işimize bakalım!.." - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Ertuğrul ÖZGÜL** · 10-20-2009, 07:46

“Terör örgütü LİDERİ Abdullah Öcalan'ın talimatları doğrultusunda Türkiye'ye gelen PKK'lılar…
Niçin “teşrif buyurduklarını” (!) şöyle ilan ettiler:
“Onurlu bir barış ve demokratik siyasetin önünü açmak için yola koyulduk."
•
DTP “LİDERİ” Ahmet Türk’ün de ifade ettiği gibi,
“Pişmanlık yasasından faydalanmak için değil,
Barışın önünü açmak için.”
•
Ben bu “açılım”a başından beri cân-ı gönülden destek verdim.
Ve bundan sonra da vermeye kararlıyım.
Zira; kaç gencimizi kurtarabilirsek “terör kurşununa kurban gitmekten”, o kadar az zarardayız demektir.
Dağdan inen her terörist, “daha az kayıp” anlamına geleceğinden, ben bu inişleri de destekliyorum.
Varsın DTP tahrik etsin, propaganda malzemesine çevirsin. Bana ne!..
Bu kirli oyunda “Vatandaş Mehmet”ten başkası mı ölüyor sanki!..
•
Burası tamam mı.
Tamam.
Şimdi gelelim, “esas” meselemize.
“Esas” diyorum zira; bu “PKK denilen” örgüt, “tıpkı Ergenekon gibi” 12 Eylüllerin, 28 Şubatların “gayrimeşru çocuğu”dur!..
Bu kirli süreçlerin kirli uygulamalarını ortadan kaldırdığımızda, “gayri meşru” çocuklar da sahipsiz kalacaktır!..
•
Ben, karınca kararınca bunlarla uğraşıyorum.
Bir 28 Şubat dayatması olan “Kesintisiz eğitim”in ortadan kaldırması yönündeki talepleri gündeme getiriyorum.
Eğitimcilerin, sivil toplum önderlerinin mesajlarını sizlerin ve tabii başta Sayın Başbakan olmak üzere “ilgililerin” dikkatlerine sunmaya çalışıyorum...
O sütü bozuk sürecin uygulamalarından biri olan “katsayı adaletsizliği”nin ortadan kaldırılmasından sonra sıra geldi “Kesintisiz Eğitim”i yok etmeye.
GÜNDOĞDU’NUN HAZIRLIĞI
Evet; “katsayı adaletsizliği”nin bir YÖK tasarrufuyla ortadan kaldırılması büyük ölçüde VAKİT’in yıllar boyunca bıkmadan usanmadan sürdürdüğü ısrarlı kampanyaya...
Ve tabii, Memur Sen’in bir ölçüde de Mazlum-Der, Anadolu Gençlik Derneği ve İmam Hatip camiasını temsilen ÖNDER’in bu alandaki gayretlerine bağlıdır.
•
“Kesintisiz eğitime son” kampanyasında da en büyük desteğin yine Memur-Sen’den geleceğine inanıyoruz.
Memur-Sen’in “Katsayı adaletsizliğinin ortadan kaldırılması için” karda kışta 2 milyon 150 bin imzayı bir araya getirmesi, Başbakan’ın da dikkat çektiği bir gelişme olmuştu.
Bu tavrıyla, Hükümeti de “haksızlıkla ilgilenmeye” mecbur etmişti Memur-Sen.
•
Şimdi yine böyle bir kampanyaya ihtiyaç var.
“Selâmete giden yol” bu “çağdışı” kesintisiz eğitim uygulamasına son vermekten geçiyor.
Çocuklarımızı 6 yaşında alıp, 14’ü doldurana kadar “hiçbir yönlendirme faaliyetine tabi tutmaksızın” saçma sapan bir müfredata mahkûm eden bu “kesintisiz eğitim” modelinden “kurtuluş” meselesi, gündemimizi işgal eden bütün “açılım” maddelerinden milyon kat önemlidir.
“Mesleksiz” dolayısıyla da “işsiz güçsüz” bireyler üreten bu “çağdışı” modelden kurtulmadıkça “terör”le mücadelemizde başarılı olamayız, uyuşturucu batağına saplanan gençlerimize her gün yenilerinin katılmasını engelleyemeyiz, “Karabulutvâri” cinayetler devam eder gider.
•
Hükümeti, “kesintisiz eğitim modelini ortadan kaldırmaya teşvik için” yapılması gerekenler ortada.
Biz buradan yükleneceğiz, Memur Sen ve ona bağlı Eğitim Bir Sen de, tıpkı “Katsayı adaletsizliğine son” kampanyasında olduğu gibi bu alanda “sivil toplum” rüzgârı estirecek.
Hayırlı çalışmalardaki öncülüğünü her zaman takdir ettiğimiz Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’yu ziyaretimde bu konuları konuştuk.
Bir “28 Şubat ürünü” olan kesintisiz eğitim modelinin ortadan kalkması için ellerinden geleni artlarına koymayacağını ifade eden Gündoğdu’nun tespitleri yerinde:
“Herkes biliyor ki, kesintisiz eğitimi İmam Hatiplerin orta kısmını kapatmak için geçirdiler.
Bu yol ideolojik bir yoldur, bilimsel yönü yoktur. Pedagojik de değildir.
Zamanın Başbakan’ının o hâlini hatırlayın;
‘Siyasi hayatımı bitirecek de olsa, bunu yapmak mecburiyetindeyim’ diyordu.
Birileri ‘emretti’; o Başbakan’da yaptı.
Önümüzdeki mesele, ‘emir ve komuta zinciriyle’ uygulamaya konulan kesintisiz eğitim modeline son vermektir.
Önümüzdeki mesele, çocuklarımızı, gençlerimizi bu çağdışı eğitim modelinin pençesinden kurtarmaktır.”
•
Bizler, Allah’ın izniyle sonuna kadar bu meselenin takipçisi olacağız.
Memur-Sen de…
Sağolsun Sayın Gündoğdu söz verdi: Tıpkı “Katsayı adaletsizliğine son” kampanyasında olduğu gibi, problemin çözümünü teşvik etmek için gereken her türlü eylemi gerçekleştirecek.
Ümit ediyorum ki, VAKİT dışındaki “hassas medya organları” da konunun önemini kavrayıp, “çocuklarımıza, gençlerimize” destek olur.
Hep birlikte bitirelim şu işi.
Ortaokullarımızı yeniden açalım!..
Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, kendisini ziyaretimiz esnasında, “Katsayı adaletsizliğine” son verilmesine büyük katkı sağlayan “imza kampanyalarına” atıfta bulunarak, “Karda kışta 2 milyon 150 bin imza toplamıştık. ‘Kesintisiz eğitime’ son verilmesi için de bu tür etkili eylemler gerçekleştirmeye kararlıyız” dedi.

**ishakyilmaz** · 10-20-2009, 13:22

Madem Kürt Sorunu Var,O zaman Bilenler Konuşacak,Bilmeyenler Susacak!
Kürt sorunu denildiği zaman herkesin konuşmaması gerek!Böyle ciddi ve hayatti bir konuda sadece bilenlerin konuşması gerek diye düşünüyorum.Haliyle bilenler konuşacağından çözüm yolunda büyük adımlar atılacaktır!Lakin Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli gibi bu sorunuda kısırdöngü siyaset sahalarına çekeceklerse,çekilecekse bu şahısların susması daha efdaldır.Bu sorunu gerçekten doğru irdelemek gerekiyor.Türkiye'de var olan onlarca etnik kökenden bir taneside 'Kürtlüktür',ve bunun gibi 'lazı','çerkezi'v.b etnik kökene sahip vatandaşlarımız vardır.Her bir etnik köken üzerinde emperyalist göçler çeşitli senaryolar üretmektedirler!Bi bakıyorsunuz karadenizli vatandaşlarımız üzerinde,bi bakıyorsunuz alevi vatandaşlarımız üzerinde...Bu planda gerçekten tutucu bir plandır,bir ülkeyi özelikle ülkemizi topla,tüfekle yıkamayan düşmanlar en kolay yol olarak bunu görmektedirler.Bu yüzden sorunları hakkaniyet duyguları ile düşünmek elzem olandır.Kürt sorunuda bu şekilde önümüze getirilen bir sorundur.Aslında böyle bir sorun yok çevrenize baktığınız zaman.Çünkü kürt ve Türk vatandaşlarımız büyük bir mutluluk içinde birlikte yaşamakta,acısıyla tatlısıyla hep beraber duygulanmaktadırlar.Artık ailelerin yapısına baktığınız zaman,kürt gelin,türk damat evlilikleride çoktan tavan yapmış vaziyette.İşte bu insanlar bu şekilde bir aile meydana getirmişlerse,kalkıp klişe laflarla sorunları büyütmek bu ülkenin vatandaşlarına yapılan en büyük zulümdür.Kürt sorununu ''KÜRT VATANDAŞLARIMIZ' meydana getirmemektedir,öncelikle bunu doğru bir zemine oturtmamız gerekir!Kürt sorununu veya başka bir etnik köken sorunu üretenler,bu ülkenin bir karış toprağında gözü bulunan emperyalist güçlerden başka değildir!!!Yoksa bu ülkede yaşıyan vatandaşların birbirleri ile herhangi bir sorunu yoktur!Lakin eğitim sevyesinin çok düşük olduğu yıllarda bu kirli oyunu yönetenler buldukları fırsat ve o dönemde bakal yönetir gibi ülke yönetenlerin açıkları ile,var olmayan bir sorunu adetta çiyan yaptılar!Allah'a şükürler olsun ki,geldiğimiz süreçte hayatti gelişmeler yaşanmıştır.Özelikle duyarlı çevrelerin hakkaniyetli adımları sorunları bitirme noktasına getirmiştir...Aslında şimdi önümüze bir film konulmuş bizde başımıza örülen çorapları bir bir izlemekteyiz..Ergenekon yapılanmasına bakar mısınız!?Meydana gelen gelişmelere baktığınız zaman tüyler ürpertici sonuçlar elde edersiniz.Kardeşi kardeşe kırdırtmak için ellerinden gelen hainliği yapan bu çete,ülkemizi hangi aşama getirdiğini hepimiz dehşetle izliyoruz..Yine dürüst ve duyarlı bir kısım medya organlarının doğru yayınları sayesinde,ocağımıza nasıl incir ağaçlarının dikildiğini izlmedik mi?TEK TÜRKİYE dizisinde Kürt sorununun nasıl meydana getirildiğini apaaçık gözlerle izlemedik mi?..İşte bütün olay bundan ibaretken bugün yakalanan tarifi fırsatı kimsenin suistimal etmeye hakkı ve haddi yoktur!!!Sorun deşifre edilmiş,birilerine hakları teslim edilecektir.Bu bağlamda birilerinin art niyet gözeterek,kan siyaseti güderek şakşakçılık yapmasına hiç gerek yok!!!Bu miller aziz ve şerefli bir millettir.Gelinen noktada bütün gerçekleri,bütün çıplaklığı ile irdeleme bilincine vakıf olmuştur!Provakasyonlara,ve provakatörlere fırsat vermeyecek kadar akılanmıştır..Asllolan birtek gerçek varki oda islam dairesi etrafında toplanmaktır,islam dairesi etrafında birleştiğimiz zaman,hiçbir güç aramıza nifak tohumları ekemeyecektir..Selam ve dua ile.

10-20-2009, 07:46	#1
Kullanıcı Adı Ertuğrul ÖZGÜL	Serdar Arseven "Dağdaki ine dursun, biz işimize bakalım!.." “Terör örgütü LİDERİ Abdullah Öcalan'ın talimatları doğrultusunda Türkiye'ye gelen PKK'lılar… Niçin “teşrif buyurduklarını” (!) şöyle ilan ettiler: “Onurlu bir barış ve demokratik siyasetin önünü açmak için yola koyulduk." • DTP “LİDERİ” Ahmet Türk’ün de ifade ettiği gibi, “Pişmanlık yasasından faydalanmak için değil, Barışın önünü açmak için.” • Ben bu “açılım”a başından beri cân-ı gönülden destek verdim. Ve bundan sonra da vermeye kararlıyım. Zira; kaç gencimizi kurtarabilirsek “terör kurşununa kurban gitmekten”, o kadar az zarardayız demektir. Dağdan inen her terörist, “daha az kayıp” anlamına geleceğinden, ben bu inişleri de destekliyorum. Varsın DTP tahrik etsin, propaganda malzemesine çevirsin. Bana ne!.. Bu kirli oyunda “Vatandaş Mehmet”ten başkası mı ölüyor sanki!.. • Burası tamam mı. Tamam. Şimdi gelelim, “esas” meselemize. “Esas” diyorum zira; bu “PKK denilen” örgüt, “tıpkı Ergenekon gibi” 12 Eylüllerin, 28 Şubatların “gayrimeşru çocuğu”dur!.. Bu kirli süreçlerin kirli uygulamalarını ortadan kaldırdığımızda, “gayri meşru” çocuklar da sahipsiz kalacaktır!.. • Ben, karınca kararınca bunlarla uğraşıyorum. Bir 28 Şubat dayatması olan “Kesintisiz eğitim”in ortadan kaldırması yönündeki talepleri gündeme getiriyorum. Eğitimcilerin, sivil toplum önderlerinin mesajlarını sizlerin ve tabii başta Sayın Başbakan olmak üzere “ilgililerin” dikkatlerine sunmaya çalışıyorum... O sütü bozuk sürecin uygulamalarından biri olan “katsayı adaletsizliği”nin ortadan kaldırılmasından sonra sıra geldi “Kesintisiz Eğitim”i yok etmeye. GÜNDOĞDU’NUN HAZIRLIĞI Evet; “katsayı adaletsizliği”nin bir YÖK tasarrufuyla ortadan kaldırılması büyük ölçüde VAKİT’in yıllar boyunca bıkmadan usanmadan sürdürdüğü ısrarlı kampanyaya... Ve tabii, Memur Sen’in bir ölçüde de Mazlum-Der, Anadolu Gençlik Derneği ve İmam Hatip camiasını temsilen ÖNDER’in bu alandaki gayretlerine bağlıdır. • “Kesintisiz eğitime son” kampanyasında da en büyük desteğin yine Memur-Sen’den geleceğine inanıyoruz. Memur-Sen’in “Katsayı adaletsizliğinin ortadan kaldırılması için” karda kışta 2 milyon 150 bin imzayı bir araya getirmesi, Başbakan’ın da dikkat çektiği bir gelişme olmuştu. Bu tavrıyla, Hükümeti de “haksızlıkla ilgilenmeye” mecbur etmişti Memur-Sen. • Şimdi yine böyle bir kampanyaya ihtiyaç var. “Selâmete giden yol” bu “çağdışı” kesintisiz eğitim uygulamasına son vermekten geçiyor. Çocuklarımızı 6 yaşında alıp, 14’ü doldurana kadar “hiçbir yönlendirme faaliyetine tabi tutmaksızın” saçma sapan bir müfredata mahkûm eden bu “kesintisiz eğitim” modelinden “kurtuluş” meselesi, gündemimizi işgal eden bütün “açılım” maddelerinden milyon kat önemlidir. “Mesleksiz” dolayısıyla da “işsiz güçsüz” bireyler üreten bu “çağdışı” modelden kurtulmadıkça “terör”le mücadelemizde başarılı olamayız, uyuşturucu batağına saplanan gençlerimize her gün yenilerinin katılmasını engelleyemeyiz, “Karabulutvâri” cinayetler devam eder gider. • Hükümeti, “kesintisiz eğitim modelini ortadan kaldırmaya teşvik için” yapılması gerekenler ortada. Biz buradan yükleneceğiz, Memur Sen ve ona bağlı Eğitim Bir Sen de, tıpkı “Katsayı adaletsizliğine son” kampanyasında olduğu gibi bu alanda “sivil toplum” rüzgârı estirecek. Hayırlı çalışmalardaki öncülüğünü her zaman takdir ettiğimiz Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’yu ziyaretimde bu konuları konuştuk. Bir “28 Şubat ürünü” olan kesintisiz eğitim modelinin ortadan kalkması için ellerinden geleni artlarına koymayacağını ifade eden Gündoğdu’nun tespitleri yerinde: “Herkes biliyor ki, kesintisiz eğitimi İmam Hatiplerin orta kısmını kapatmak için geçirdiler. Bu yol ideolojik bir yoldur, bilimsel yönü yoktur. Pedagojik de değildir. Zamanın Başbakan’ının o hâlini hatırlayın; ‘Siyasi hayatımı bitirecek de olsa, bunu yapmak mecburiyetindeyim’ diyordu. Birileri ‘emretti’; o Başbakan’da yaptı. Önümüzdeki mesele, ‘emir ve komuta zinciriyle’ uygulamaya konulan kesintisiz eğitim modeline son vermektir. Önümüzdeki mesele, çocuklarımızı, gençlerimizi bu çağdışı eğitim modelinin pençesinden kurtarmaktır.” • Bizler, Allah’ın izniyle sonuna kadar bu meselenin takipçisi olacağız. Memur-Sen de… Sağolsun Sayın Gündoğdu söz verdi: Tıpkı “Katsayı adaletsizliğine son” kampanyasında olduğu gibi, problemin çözümünü teşvik etmek için gereken her türlü eylemi gerçekleştirecek. Ümit ediyorum ki, VAKİT dışındaki “hassas medya organları” da konunun önemini kavrayıp, “çocuklarımıza, gençlerimize” destek olur. Hep birlikte bitirelim şu işi. Ortaokullarımızı yeniden açalım!.. Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, kendisini ziyaretimiz esnasında, “Katsayı adaletsizliğine” son verilmesine büyük katkı sağlayan “imza kampanyalarına” atıfta bulunarak, “Karda kışta 2 milyon 150 bin imza toplamıştık. ‘Kesintisiz eğitime’ son verilmesi için de bu tür etkili eylemler gerçekleştirmeye kararlıyız” dedi.

10-20-2009, 13:22	#2
Kullanıcı Adı ishakyilmaz	Madem Kürt Sorunu Var,O zaman Bilenler Konuşacak,Bilmeyenler Susacak! Kürt sorunu denildiği zaman herkesin konuşmaması gerek!Böyle ciddi ve hayatti bir konuda sadece bilenlerin konuşması gerek diye düşünüyorum.Haliyle bilenler konuşacağından çözüm yolunda büyük adımlar atılacaktır!Lakin Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli gibi bu sorunuda kısırdöngü siyaset sahalarına çekeceklerse,çekilecekse bu şahısların susması daha efdaldır.Bu sorunu gerçekten doğru irdelemek gerekiyor.Türkiye'de var olan onlarca etnik kökenden bir taneside 'Kürtlüktür',ve bunun gibi 'lazı','çerkezi'v.b etnik kökene sahip vatandaşlarımız vardır.Her bir etnik köken üzerinde emperyalist göçler çeşitli senaryolar üretmektedirler!Bi bakıyorsunuz karadenizli vatandaşlarımız üzerinde,bi bakıyorsunuz alevi vatandaşlarımız üzerinde...Bu planda gerçekten tutucu bir plandır,bir ülkeyi özelikle ülkemizi topla,tüfekle yıkamayan düşmanlar en kolay yol olarak bunu görmektedirler.Bu yüzden sorunları hakkaniyet duyguları ile düşünmek elzem olandır.Kürt sorunuda bu şekilde önümüze getirilen bir sorundur.Aslında böyle bir sorun yok çevrenize baktığınız zaman.Çünkü kürt ve Türk vatandaşlarımız büyük bir mutluluk içinde birlikte yaşamakta,acısıyla tatlısıyla hep beraber duygulanmaktadırlar.Artık ailelerin yapısına baktığınız zaman,kürt gelin,türk damat evlilikleride çoktan tavan yapmış vaziyette.İşte bu insanlar bu şekilde bir aile meydana getirmişlerse,kalkıp klişe laflarla sorunları büyütmek bu ülkenin vatandaşlarına yapılan en büyük zulümdür.Kürt sorununu ''KÜRT VATANDAŞLARIMIZ' meydana getirmemektedir,öncelikle bunu doğru bir zemine oturtmamız gerekir!Kürt sorununu veya başka bir etnik köken sorunu üretenler,bu ülkenin bir karış toprağında gözü bulunan emperyalist güçlerden başka değildir!!!Yoksa bu ülkede yaşıyan vatandaşların birbirleri ile herhangi bir sorunu yoktur!Lakin eğitim sevyesinin çok düşük olduğu yıllarda bu kirli oyunu yönetenler buldukları fırsat ve o dönemde bakal yönetir gibi ülke yönetenlerin açıkları ile,var olmayan bir sorunu adetta çiyan yaptılar!Allah'a şükürler olsun ki,geldiğimiz süreçte hayatti gelişmeler yaşanmıştır.Özelikle duyarlı çevrelerin hakkaniyetli adımları sorunları bitirme noktasına getirmiştir...Aslında şimdi önümüze bir film konulmuş bizde başımıza örülen çorapları bir bir izlemekteyiz..Ergenekon yapılanmasına bakar mısınız!?Meydana gelen gelişmelere baktığınız zaman tüyler ürpertici sonuçlar elde edersiniz.Kardeşi kardeşe kırdırtmak için ellerinden gelen hainliği yapan bu çete,ülkemizi hangi aşama getirdiğini hepimiz dehşetle izliyoruz..Yine dürüst ve duyarlı bir kısım medya organlarının doğru yayınları sayesinde,ocağımıza nasıl incir ağaçlarının dikildiğini izlmedik mi?TEK TÜRKİYE dizisinde Kürt sorununun nasıl meydana getirildiğini apaaçık gözlerle izlemedik mi?..İşte bütün olay bundan ibaretken bugün yakalanan tarifi fırsatı kimsenin suistimal etmeye hakkı ve haddi yoktur!!!Sorun deşifre edilmiş,birilerine hakları teslim edilecektir.Bu bağlamda birilerinin art niyet gözeterek,kan siyaseti güderek şakşakçılık yapmasına hiç gerek yok!!!Bu miller aziz ve şerefli bir millettir.Gelinen noktada bütün gerçekleri,bütün çıplaklığı ile irdeleme bilincine vakıf olmuştur!Provakasyonlara,ve provakatörlere fırsat vermeyecek kadar akılanmıştır..Asllolan birtek gerçek varki oda islam dairesi etrafında toplanmaktır,islam dairesi etrafında birleştiğimiz zaman,hiçbir güç aramıza nifak tohumları ekemeyecektir..Selam ve dua ile.

Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)