Serdar Arseven-Ferda Hanım’la “18’lik kız” diyalogu!..
Evet, başarılı muhabirimiz Murat Alan’ın haberini okudunuz... Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Bey’in hanımefendisi Ferda Paksüt ile diyaloglarımız, Ergenekon iddianamesinin eklerine girmiş. Hem de ne giriş. - Mevzuu hatırlıyorsunuz; hatırlamayanlar tamamına “habervaktim.com” adlı internet sitemizden vâsıl olabilirler!.. Oradaki mevzu; Ferda Hanım’ın, Vakit’ten Serdar Arseven adlı “adam”dan yaka silkişi... Ve de, bir “şirket”teki yönetim kurulu üyeliğine dair araştırmamızın bütün heyecanıyla devam ettiği anlarda, “sekretelerini” falan arayışı... “Büyük hata yapmışsınız. Serdar Arseven denilen adam sizi aramış, siz de düşmüşsünüz!” muhtevalı fırça çekişleri... “O tabelayı oradan kaldırın!..” “İstifa ediyorum!..” “Sebebini sonra açıklarım!..” “Çok büyük hata yaptın, çok büyük!..” “Aaah, ah!..” ¥ Ya, bu kadar “sıkıntıya düşeceklerini” bilsem, “insanlık namına” peşine düşmezdim!.. Ne bileyim ben; haber mi haber!.. Sıradan biri değil ki; bir gazeteci muhtelif faaliyetleriyle ilgilenmesin!.. ¥ Neyse, olan oldu... Oldu da... Haberi hazırlayan muhabir arkadışımız Murat Alan’ın (başka işi yokmuş gibi!) kafasına takılmış... Soruyor bana; “Abi bu ne iştir?!” diye... Ne iştir?.. Ne yapmışım?.. Hııı?.. ¥ Murat’ın dediği; “Abi, ek klasörlere baktım, Ferda Hanım’la aranızda bir ‘18’lik kız’ diyalogu geçiyor!.. Yani, sen de böyle yaparsan!..” Hoooops!.. Ne oluyo, kardeşim!.. Naapmışım ben?.. ¥ İddianamenin eklerinde Ferda Hanım’la aramdaki görüşmenin “başka” bölümleri de yer almış... Bu diyalogta, benim konuşmalarım (nokta, nokta, nokta) şeklinde verilmiş... Yok, hayır yanlış anlaşılmasın; o “nokta, nokta, nokta”lı bölümlerde “ayıp” lâflar filan yok... Sadece, “dinlenmesi söz konusu olmayan” şahsım için hukuka uygun prosedür uygulanmış... Böyle olunca da... Konuşmanın (sadece) “Ferda Hanım”dan sadır olan bölümü orada yer almış... Diyor ki Ferda Hanım eklerde: “Bakın, bakın, bakın; sizi savcılığa veririm, 18 yaşında kız filan, bunlar çirkin deliller, hayır bakın 18 yaşındaki kız delilleri çok çirkin deliller bunlar, benimle böyle konuşamazsınız... Bakın, bende panik yok, hiç panik yok, hayır siz bana benim fiziksel özelliklerimle ilgili konuşuyorsunuz!..” Böyle bir bölüm... Bizim Murat da haksız olarak, “Abi bu ne muhabbettir!” diyor!.. Sitem modunda, yandan bakıyor, biraz içerlemiş... “Sen de mi Brütüs” havalarında!.. Sevsinler!.. ¥ Şimdi Bak Murat kardeşim; mevzu o değil!.. Ne geçtiyse aklından, bilemem... Lâkin, mevzu tahmin edebileceğin gibi değil!.. Aslı şu: Ferda Hanım, tamamen yasal olmakla birlikte hayli ses getirici nitelikleri bulunan “yönetim kurulu üyeliğinin” ıcığını cıcığını sormamız üzerine “biraz” sinirleniyor... Ve bana; “Genç bir gazetecisin” filan demeye başlıyor... Ben de, “Genç olduğumu sesimden mi çıkarttısınız?” diye giriyorum... O düşünürken... Devam ediyorum: “Sesim öyle gösterebilir ama o kadar da genç değilim. Zâtı alinizin sesi de 18’lik genç kızın sesi gibi. Ancak, fotoğrafınıza baktığımda hiç de öyle bir tablo görmemekteyim!..” Muhabbet bu sevgili Murat Alan... Bu, kim ne derse desin” inanma... Vallahi, gerisi yalan!.. ¥ Ferda Hanım, benim yaşımla ilgili bir “tahminde” bulunma ihtiyacını hissetmemiş olsaydı, bendenizin de kendilerinin “gerçek yaşı” hakkında herhangi bir “ima operasyonu” gerçekleştirme durumu olmayacaktı!.. Ya, kardeşim; Ben yıllardır Ferda Hanım, Şener Bey, Hurşit Efendi, Türkân, Nur, Necla yengeler... Ne bileyim; Yektalar, Sabihler, Cintonikler, Atik birler, Çevik ikiler... Bunların hepsiyle sağlıklı diyaloglar kurmak, işte “mutabakat zemini” oluşturmak, karşılıklı anlayış ve güven havasınını tesis etmek için ne gayretler sarf ediyorum da... Olmuyor bir türlü!.. Şimdi de bu “ek klasörler”e yansıyan diyaloglar geldi gündeme... Bu “türden” arkadaşlarımızla “mutabakat” içinde yaşama ümidimi kaybetmeye başlıyorum galiba... Beni hiç anlamıyorlar; Her seferinde “kim olduğumu” gösterdiğim halde!..