09-06-2010, 15:30 | #31 |
Meçhul Çağrı Yüreğim sevdaya açılan gemi Yolculuk nereye sor sevdiceğim Yıldızlar altında mahzûn gölgemi Yaşlı gözlerinle sar sevdiceğim. Çözümsüz bilmece aşkın esrârı Çileyle yıkanmak sevenin kârı Eserse çöllerden vuslat rüzgârı Kalbini kumlara ser sevdiceğim. Hicranlar kül eder gönül dağını, Yağmur mu öpecek, gül dudağını Âşık kelebeğin ölüm ağını Bir hüzzam besteyle, ör sevdiceğim. Yanmayı bilince buzlarda duran Güneşi görünce geceyi saran Günün her ânında hasreti vuran Saati sevgiye kur sevdiceğim. Vermedin hâtıra yırtık resmini Gözyaşlarım sustu, nânkör ismini Görmek istiyorsan, aşkın cismini Kalbimi ikiye yar sevdiceğim. Aşkım kıvranırken gül pençesinde Sana serenât var, bülbül sesinde Hâkim sensin artık aşk celsesinde Kalemi ortadan, kır sevdiceğim. Zehiri tadınca küsersin bala Bir meçhûl çağrıyla düşersin yola Sensizliğe mahkûm harâbe kula Çaldığın yılları ver sevdiceğim. (22/07/1997) Ankara |
|
09-06-2010, 15:31 | #32 |
Ney Ney eyledin ruhu aşka -Aynaya atılan taşın- Boşluğa düşmesi gibi Ben yokum nefesten başka Kuş derken kuş sesi gibi Ney eyledin ruhu aşka Düşümde Yusuf'un düşü İmtihan kuşkusu gibi Aynaya atılan taşın Ney üfler gölgesi kuşa Sanki bir başkası gibi |
|
09-06-2010, 15:32 | #33 |
Serenat Gözde mi gizli yalan aynalar mı bilmece Görenler beni toprak seni et kemik sansın Son dönüş gemisini sular yaksın bu gece Doğ ufuktan İstanbul ayışığı kıskansın Can beden gurbetinde sen sılasın ey şehir Güneş buseni tadar geceyi aydınlatır Senle şerbettir ölüm sensiz yaşamak zehir Sus da anlat İstanbul sükut kalbi çınlatır Sende rüzgarsız gönül ben gönülsüz fırtına Sana sen kaldı saat vuslatına bir adım Şu tabutu İstanbul yükleniver sırtına Yokluğuna kanarken toprağına susadım |
|
09-06-2010, 15:32 | #34 |
Sevdicek Çalmışlar O yokken O'nun tacını Sevdicek rüyada bir kanlı çiçek Kusmuş kara yılan aşk ilacını Ak süt kara taşı içti içecek Susamış düşünde su olmuş birden Kafası elinde geçmiş nehirden Tacını bulmaya gittiği yerden Kafası olmadan geri gelecek |
|
09-06-2010, 15:33 | #35 |
Nokta Sen son cümle ben noktayım Bitme bensiz bitme sakın Bana benden uzaktayım Sana senden fazla yakın Sen körebe ben yoktayım Azlığını bildim çokun Hem karada hem aktayım Gözsüz görüp elsiz dokun Her yakına ıraktayım Nerde hani nerde kokun Sekizinci duraktayım Yedi renge bıçak sokun Su bende ben kuraktayım Var uzakta yok'ta yakın Sana bensiz varmaktayım Sakın durma gitme sakın |
|
09-06-2010, 15:37 | #36 |
Hepsi çok güzel emeğine sağlık..
Yalnız beğeni yine veremedim 2 faklı üye diyor.. ): |
|
09-22-2010, 21:08 | #37 |
Sana...
Sana... Susar mı şu gönül bir gün gelir de Duyduğum her bir ses sen olur musun Erir mi var ve yok gün gelir bir de Aldığım her nefes sen olur musun (Ankara 20003) Serdar Tuncer |
|
09-25-2010, 13:45 | #38 |
http://www.facebook.com/video/video....9883607&ref=mf
sevgilimmm ömrü derdim gibi bitmeyesin... gönül her an sevdiginin kapisinda ol... ask tarlasinda hileye kacma kallesce... Mutlaka dinleyin cok güzel bir siir... |
|
10-12-2010, 11:55 | #39 |
Nice dilberleri peşine takıp
Kimin yolda kimin çölde bırakıp Hadi gel der gibi uzaktan bakıp Attığın kazığa naz deme bari Konu Ak_Kelebek tarafından (10-12-2010 Saat 12:44 ) değiştirilmiştir.. |
|
10-12-2010, 11:57 | #40 |
Kerem kendi suretini görmeden Sen artık aslı-na bürün demişler Ferhat doğduğu gün isim vermeden Bu çocuk ne kadar şirin demişler |
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
sana, serdar, siir, tuncer |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|