6 Eylül 2003 yılında Siyonist işgalciler Şeyh Ahmet Yasin’e suikast girişiminde bulundular. İşgalci Siyonist ordunun helikopterleri, Şeyh Ahmet Yasin ile şu anda başbakan olan İsmail Heniyye’nin bulunduğu binaya füze attılar. Ahmet Yasin’in bu suikast girişiminde sağ kolundan aldığı yaralar öldürücü darbeler değildi.
2003 yılında düzenlenen suikastten hafif yaralarla kurtulan, Şeyh İmam Ahmet Yasin 22 Mart 2004 tarihinde Siyonist hava kuvvetlerine bağlı uçaklar tarafından atılan füzelerle şehid oldu. Şeyh, füzelerle yapılan saldırı sırasında tekerlekli sandalyesiyle sabah namazını kıldığı mescidden çıkıyordu. Kendisinin mescidden çıkmasıyla işgal ordusunun hava kuvvetlerine bağlı aşağılık uçaklar birkaç füzeyi onun temiz ve pak bedenine doğru ateşlediler. Füzeler Şeyh’in bedenini paramparça edip, dört bir yana dağıttı. Bir o kadar temiz olan ruhu da Rabbinin katına yükseldi. O İstediği şekilde vefat etti.
Şeyh Ahmet Yasin’in şehadeti önemsenmeyecek bir konu değildir. Çünkü bu olay tarihi değiştirdi. Zira bu suikastı onlarca devlet ve binlerce kurum ve kuruluş kınamış, bu devletler, kurum ve kuruluşlar, Şeyh’in bedenini hedef alan bu eylemin bir savaş suçu ve büyük bir hak ihlali olduğunu ifade etmişlerdir. Bütün İslam ülkelerinde büyük bir infial olmuş, her tarafta şehadetini ebedileştirecek etkinlikler ve çalışmalar yapılmıştır. Her kesim ve çevre, işgal altındaki topraklarda cihad ve direniş meşalesini temsil eden bu efsane şahsiyetin şehadetini, yıl dönümlerinde yâd etmiş ve unutulmaz hale getirmişlerdir.