Verdiği hatalı raporlar yüzünden tepki odağı haline gelen Adli Tıp Kurumu'nun Devlet Denetleme Kurumu (DDK) tarafından denetimine başlandı. DDK, kamuoyu gündemini işgal eden bütün kurum raporlarının incelenmesi için üniversitelerin adli tıp bölümlerinde görev yapan öğretim üyelerinden oluşan bir bilirkişi heyeti oluşturacak.
Denetimler sonucunda, istifham kaynağı olan raporlarla ilgili soru işaretleri giderilmiş olacak. Bu kapsamda 10. Cumhurbaşkanı A.N. Sezer tarafından affedilen 261 terör mahkumunun raporları da kurulun önüne gelecek.
Son dönemde verdiği hatalı raporlar yüzünden tepkilerin odağına yerleşen Adli Tıp Kurumu'nun Devlet Denetleme Kurumu (DDK) tarafından denetimine başlandı. DDK, kurumun araç gereç ve maddi imkanlar yönünden incelemesini kendi müfettişleriyle yürütürken, kamuoyu gündemini işgal eden bütün kurum raporlarının incelenmesi için üniversitelerin adli tıp bölümlerinde görev yapan öğretim üyelerinden oluşan bir bilirkişi heyeti oluşturacak. Böylece tıbbi süreçleri de kapsayacak olan denetimler sonucunda, istifham kaynağı olan raporlarla ilgili soru işaretleri giderilmiş olacak. Bu kapsamda 10. Cumhurbaşkanı A.N Sezer tarafından affedilen 261 terör mahkumunun raporları da kurulun önüne gelecek.
TERÖRİST RAPORLARI
Pek çoğu tahliye olduktan sonra yeniden örgütlerine dönen, bazılarının bizzat eylemlere iştirak ettiği belirlenen bu kişiler için verilen raporlarda, söz konusu kişilerin bundan sonraki hayatlarını sağlıklı olarak idame ettiremeyecekleri, vücutlarında kalıcı sağlık sorunları bulunduğu, hayati risk altında oldukları belirtiliyordu. Tahliyelerinden kısa süre sonra normal hayatlarına döndükleri görülen bu kişiler hakkında verilmiş raporlarla ilgili Sezer döneminde kamuoyunda çok ciddi kuşkular oluştu. DDK'nın bu raporları incelemesi istenirken, Sezer tarafından kurum, bunun için görevlendirilmediğinden, terörist afları üzerindeki derin kuşku da aydınlatılamadı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görevlendirmesiyle şimdi bu imkan doğmuş oldu.
EN ÖNEMLİ İNCELEME KALEMLERİNDEN BİRİSİ DE TERÖRİST AFLARI
10. Cumhurbaşkanı A.N. Sezer tarafından affedilen terör mahkumları yeniden gündemde. DDK, Sezer tarafından “ağır hastalık” gerekçesiyle affedilen mahkumların raporlarının veriliş sürecini de inceleyecek.
Sezer'in 7 yıllık görev süresinde affettiği 261 mahkuma, “sürekli hastalık” raporu verildi. Adli Tıp Kurumu'nun “ağır hasta” raporuyla hapisten kurtulan 261 kişinin büyük çoğunluğunu, cezaevlerinde açlık grevi yaparak ‘Wernicke Korsakoff' hastalığına yakalanan mahkumlar oluşturdu. Açlık grevi yapan bu mahkumlar, Adli Tıp Kurumu'nun raporlarını yerinde bulan 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in imzasıyla serbest kaldılar.
SERBEST KALMA YÖNTEMİ GİBİ UYGULANDI
Sezer tarafından affedilen terör mahkumlarının büyük bir bölümü yeniden mensubu bulundukları örgütlerine katıldılar ve örgütte çeşitli görevler aldılar. Sezer'in 2002 ve 2003 yıllarında, Anayasa'nın 104. maddesinin kendisine verdiği yetkiyi kullanarak affettiği mahkumlardan daha sonra askerle çatışan bile çıktı. Terör mahkumlarının adeta serbest kalma yöntemi gibi bilinçli olarak kullandığı bu yöntemde Adli Tıp Kurumu'nun raporları o dönem çok tartışıldı. Bu raporların alınmasında ne gibi mekanizmaların devreye girdiği, tehdit, rüşvet ve buna benzer yöntemlerin kurum üzerinde uygulanıp uygulanmadığı anlaşılamadı. Şimdi bütün bu iddialar tek tek masaya yatırılarak incelenecek ve bir inceleme sonucunda herhangi bir ihmalin olup olmadığı ortaya çıkartılacak.
2001 ile 2003 arasında Adli Tıp'ın raporu ve Sezer'in imzasıyla affedilen mahkum oranında adeta patlama yaşandı. Sezer, 2002 yılında 90, 2003 yılında 123 mahkumu affetti veya cezasının ertelenmesine izin verdi. Bunların büyük bölümü yasadışı örgüt mensubuydu. TKP/ML üyesi Okan Ünsal, 18 Mart 2003 tarihinde Sezer tarafından affedildi. Ünsal iki yıl sonra Tunceli Ovacık kırsalında yeniden ortaya çıktı. Güvenlik güçleri ile çatışmaya giren terörist, 17 Haziran 2005'teki çatışmada öldürüldü.
Adli Tıp Kurumu'nun raporuyla Sezer'in 6 Şubat 2003'te affettiği Ökkeş Karaoğlu, 17 Haziran 2005'teki çatışmada öldürüldü. 2003 yılında Tunceli'nin Hozat kırsalındaki çatışmada güvenlik güçleri tarafından yakalanan yasa dışı örgüt mensubu Cengizhan Pilav'ın da Sezer'ın imzasıyla tahliye edildiği anlaşıldı.
Adli Tıp Kurumu'nun raporu ve Sezer'in onayı ile hapisten kurtulan Mustafa G'nin ise örgütsel faaliyetlere devam eden teröristler arasında yer aldığı ortaya çıktı. 2003 yılında Ankara'da bir kafede eylem hazırlığındayken ölen canlı bomba Şengül Akkurt'un, Mustafa G. tarafından 15 gün boyunca eğitildiği polis incelemesinde ortaya çıkartıldı.
ADLİ TIP'IN FELÇLİ RAPORU VERDİĞİ KİŞİ PKK'YA PARA TOPLADI
1991 yılında Mardin'de güvenlik güçleri ile çatışan Mürşit Aslan, yaralı olarak yakalanmıştı. O dönemde müebbet hapis cezasına çarptırılan Aslan, felç olduğunu ve ayaklarını kullanamadığını iddia etti. Cumhurbaşkanı Sezer'den af talebinde bulunan Aslan, Adli Tıp Kurumu'nun ‘felçli' raporu üzerine 13 Nisan 2001'de serbest bırakıldı. Cezaevinden çıktıktan bir süre sonra Aslan'ın adı Mardin'de terör örgütü adına komite kurma suçuna karıştı. Örgüt adına halktan zorla para toplayan Aslan, silahlı eylemlerini de sürdürdü. 2004'te Mardin'de polis noktasına eylem hazırlığındayken el bombalarıyla birlikte yakalanan Aslan, 22 Haziran 2005'te Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Müebbet hapse mahkum olan PKK'lı Abdülaziz Karaarslan da 2003 yılında Adli Tıp raporu ve Sezer'in imzasıyla serbest kaldı. 2004'te PKK'nın dağ kadrosuna katılan Karaarslan, hala yakalanamadı. Sezer tarafından aynı gerekçe ile affedilen Mehmet Emin Akdağ'ın da örgüt adına silah kaçakçılığı yapmaya devam ettiği kaydediliyor.
CUMHURBAŞKANLARI İÇİNDE AF REKORU SEZER'DE
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, af yetkisini kullanırken, selefi Sezer kadar, eli açık davranmadı. Gül, iki yıla yaklaşan görev süresinde sadece 3 mahkumu affetti. Sezer, 261 mahkum affederken, Süleyman Demirel 100, Turgut Özal 21, Kenan Evren de 27 mahkumu affetmişti.