10-17-2012, 08:27
|
#2
|
|
Dışişleri Haçlı zulmüne el attı
Belçika’da 2010’da öldürülen iki Türk kardeşin cenazelerine iki yıldan beri yapılan Haçlı işkencesine ve acılı aileden alınan morg haracına Dışişleri Bakanlığı el attı. Baba Vahit Aygün’ün, “Müslüman ve Türk olduğumuz için bunu bize yapıyorlar. Hem ölümüze hem dirimize işkence yapıyorlar” isyanına kulak veren Dışişleri yetkilileri, skandal uygulamadan duyulan rahatsızlığı Belçika makamlarına iletti. Belçika’daki Türk Konsolosluğu cenazelerin ailelerine teslim edilmesini istedi.
Belçika'da katledilen iki Türk kardeşin cenazelerine yapılan Haçlı işkencesine ve acılı aileden alınan morg haracına Dışişleri Bakanlığı el attı. Konuyu yakından takip eden Dışişleri yetkilileri, acılı aileyle temasa geçti. Skandal uygulamadan duyulan rahatsızlık Belçika makamlarına iletildi.
İŞTE BATI MEDENİYETİ BU!
Belçika'nın Doğu Flaman Bölgesi'nde yaşayan gurbetçi kardeşler Süleyman ve Uğur Aygün, 18 Eylül 2010'da başlarından vurularak katledildi. Otopsi işlemleri tamamlandı, katiller tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ancak iki yıldır morgda tutulan cenazeler ailelerine bir türlü teslim edilmedi. Üstüne üstlük morg kirası adı altında da evlat acısı yaşayan Vahit-Naciye Aygün çiftinden 100 bin euro para tahsil edildi. Cenazelere sıradan bir obje, delil muamelesi yapılarak acılı ailenin acısının daha da artırılması Batı'nın köhnemiş medeniyetini gözler önüne serdi. Baba Vahit Aygün, “Müslüman ve Türk olduğumuz için bunu bize yapıyorlar. Çocuklarımızı 2 yıldır toprağa veremiyoruz. Hem ölümüze hem dirimize işkence yapıyorlar. Yaşananlar bir film olsa izlerken yürekler parçalanır. Bu filmi izlemeye kimsenin yüreği dayanmaz. Ama biz 2 yılı aşkındır bunu ailece yaşıyoruz” diyerek bu insanlık dışı muameleye isyan etmişti.
DIŞİŞLERİ: KONUYU YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ
Acıları katmerleştirilen Afyonlu ailenin isyanına kulak veren Dışişleri Bakanlığı'nın, konuyla yakından ilgilendiği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, Dışişleri yetkilileri iki oğlunu kaybeden baba Vahit Aygün'ü arayarak gerekli bilgileri aldı. Belçika'daki Türk Konsolosluğu da olaydan duyulan rahatsızlığı ilettiği Belçika makamlarından cenazeleri aileye teslim etmesini istedi.
Ailenin mağduriyetinin son bulması için çalıştıklarını belirten Dışişleri yetkilileri, “Konu Belçika'daki temsilciliklerimiz tarafından yakından takip ediyor. Aileyle irtibat halindeyiz. Bu vatandaşlarımız uzun süredir bu sıkıntıyı çekiyorlar” dediler.
HUKUKİ GEREKÇESİ YOK
Hukukçular da otopsi yapılan cenazeleri keyfi olarak morgda tutan Belçika yargısının tavrını skandal olarak değerlendirmişti. Ölüye hakaret edildiğini ifade eden eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, “Bir cesedin 2 yıl gibi bir süre hukuk kanalları eliyle morgda tutulması hiçbir insani değerle bağdaşmayacağı gibi, hiçbir hukuki mantığı da yoktur. Avrupa ceza muhakemeleri açısından kabul edilemez bir durumdur. Ciddi bir insan hakkı ihlali kokusu geliyor bu olayda. Ölünün manevi hatırasına da saldırı ve hakaret var. Neticede insanların dinleri, kültürleri var ve bu değerlerine göre cenazelerini defnetmek isterler. Ayrıca Avrupa'da hiçbir yakını olmayan insanlar bile kiliselerce, belediyelerce defnediliyorlar” ifadelerini kullanmıştı. Emekli Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu da, “Otopsi yapıldıktan sonra cenaze aileye teslim edilir ve gömülür. Bu durum bir-iki gün içersinde bitebilir. En fazla bir hafta, olmadı bir ay sürsün. Ama iki yıl sürmez. Bu kadar süre bekletilmesi oradaki yetkililerin halt yemesidir” diyerek duruma tepki göstermişti.
Yeni Akit
|
|
|