03-08-2014, 18:11
|
#14
|
|
Alıntı:
MEÇHUL ADAM Nickli Üyeden Alıntı
AKP"nin tv açmasına gerek yok.Nasıl olsa 7 adet tv ve basın arkasından koşuyor.
Belki ileride lazım olursa açabilirler bir AK TV.. 
|
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, medyanın önemli bir bölümünün AK Parti'ye yönelik yapmış olduğu saldırıları 3 Kasım 2012 Genel Seçimi sonrası şöyle anlatmış: CHP'yi öve öve, AKP'yi döve döve Meclis'e taşıdılar.
Konuyla ilgili olarak Ekrem Dumanlı'nın, Zaman Gazetesi'ndeki 2 Ekim 2003 tarihli "CHP'yi Öve Öve, AKP'yi Döve Döve" başlıklı makalesine burada yer vermek isterim.
"Ekrem Dumanlı

CHP'yi öve öve, AKP'yi döve döve
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar demiş ki: ‘3 Kasım seçimlerini anlamayan Türkiye’de siyaset yapamaz!’ Haklı! 3 Kasım, DSP, ANAP, MHP ve DYP’nin halk tarafından Meclis dışına itildiği, liderlerin tasfiye edildiği tarihi bir dönüm noktası. Siyaset tarihimizde bu şiddette bir deprem yaşanmadı.
Yargıtay tarafından verilen DEHAP kararı sonrasında estirilen hava, 3 Kasım seçimlerinin hiç de iyi anlaşılmadığını ortaya koyuyor. Bahsi geçen ‘evrakta sahtecilik’ suçu, seçim öncesi de biliniyordu. O dönemde dünya kamuoyuna rezil olmaktan korkulmuş ve DEHAP’ın seçime girmesine müsaade edilmişti. Şimdi nasıl oluyor da herkesçe malum bir olay siyasi bir krize dönüşüyordu? Bunu anlamak için Türkiye uzmanı olmaya gerek yok; çünkü bu ülkede buzdolabında bekletilen o kadar çok problem var ki!
Görünen o ki genel seçim öncesi psikolojik harpten ummadıkları bozgunla çıkanlar, rövanş almaya karar vermiş. Türkiye’nin yok yere üretilen kavgalara tahammülü var mı? Kimin umurunda! Önemli olan puslu bir hava meydana getirmek, istikrara yönelmiş ülkemizde yeni bir kaos oluşturmak.
Yine dedikodular, yine komplo senaryoları, yine tahrik edici açıklamalar... Dün YÖK’ü tartışıyorduk, bugün seçimlerin iptalini. İşin özünde hükümeti meşruiyet krizine sokmak var. Bunu yaparken takınılan tavır, AK Parti’yi, dolayısıyla bu partiye oy vermiş kitleleri rencide ediyor.
3 Kasım seçimleri hakkında çok şeyler yazıldı, çok şeyler söylendi. En veciz, en kısa ve öz yorumun altında Muhsin Yazıcıoğlu’nun imzası var. Diyor ki: ‘CHP’yi öve öve; AKP’yi döve döve Meclis’e taşıdılar!’
Gerçekten de AKP, sistem tarafından bir hayli hırpalandı. 28 Şubat öncesinde yüzde 22 civarında oy alarak iktidara yürüyen bir siyasi gelenekten koptu. Katıldığı ilk genel seçimden yüzde 34 oy almasını iyi düşünmek gerekiyor. O günkü iktidarın ortakları art arda yaptığı hatalarla harakiri yapmıştı. AKP’nin başarısında bunun da payı vardı; ancak hiçbir neden parti üzerine kurulan baskıya tepki kadar güçlü değildi.
Aslında bu ülkede bütün kitle partilerinin başarısı, demokrasiye müdahalenin rövanşıdır. Türk halkı, sandıkta zafer bahşettiği partilerin bir şekilde alaşağı edilmesini hep cezalandırmıştır. Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve AK Parti... Bu partilerin sosyal gerçeklere dayandığında kuşku yok; ancak onların halk nezdinde elde ettiği başarıya bir de uğradıkları haksızlık açısından bakmak gerekiyor.
27 Mayıs’ta Menderes ve arkadaşlarına reva görülen zulüm, ma’şeri vicdanı derinden yaraladı. Sessizce dökülen gözyaşları Kırat’ın şahlanmasına neden oldu. 12 Eylül darbesi sonrasında demokrasiye geçilirken Evren Paşa ihsas–ı rey yapıp ağırlığını Turgut Sunalp’tan yana koymasaydı, Özal o kadar güçlü gelemeyecekti iktidara. Sistem aynı hatayı Tayyip Erdoğan için de yaptı...
Herkes biliyor ki seçimlerin iptal edilmesi için hiçbir makul sebep yok. Evrakta sahtecilik yapan seçmen değil ki DEHAP’ın oylarından alınsın, DYP’ye ikram edilsin. Kürt seçmenler üzerine siyaset yapan bir partinin oylarından medet ummak, DYP geleneğine yakışmıyor. 3 Kasım’ı anlamak bu mu?
Bir önceki hükümet döneminde Başbakan’a yazarkasa fırlatarak sembolleşmiş vatandaş Ahmet Çakmak, seçimlerin iptal edilmemesi için dün YSK’ya dilekçe vermiş. Ekonomik dengelerin yeniden sarsılmasından korkuyor. Bu tabloyu doğru okumak gerekiyor. Bu, sokaktaki vatandaşın resmidir. Halk yeni bir kriz istemiyor...
İşler kördüğüm olursa Türkiye için seçim kaçınılmaz olur; ancak AK Parti bu sefer daha güçlü bir şekilde iktidara yürür. Son günlerde ısıtılıp servis edilen problemlere bakıldığında anlaşılıyor ki sistem, siyasete yine döve döve şekil vermek istiyor. En iyisi 3 Kasım seçimleri üzerine tekrar derinden düşünmek. Ağar’ın tespiti yerinde; 3 Kasım’ı anlamayanlar boşuna siyaset yapıyor bu ülkede.
Kaynak
Zaman 02.10.2003"
Biz AK Parti olarak, medyanın önemli bir bölümünün saldırılarına rağmen 3 Kasım 2002 Genel Seçiminde, seçiminde 2. sırada yer almış olan CHP'yi (% 19 oy almış) neredeyse 2'ye katlayarak (% 34 oyla) tek başımıza iktidar olduk Allah'a şükürler olsun. Bizim asıl gücümüz milletimizdir (Müslüman Türk Milleti). AK Parti'nin arkasında belli bir medya desteği olması elbette sevindirici; ama dediğim gibi, bizim asıl gücümüz milletimizdir ve arkamızda medya desteği olmasa bile Allah'ın izni ve inayetiyle ve milletimizin desteğiyle yine tek başımıza iktidar olacak güçteyizdir hamdolsun.
|
|
|