Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-22-2014, 11:00   #203
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Şeyh Sadi Şirâzî Hazretleri hamamda yıkanırken, kilden güzel koku geldi, gül kokusu, gül kokusu.

Kil, biliyorsunuz eskiler sabun yerine kil kullanırlar. Başın yağını filan akıtır. Üç gün evvel ıslatırlar taş gibidir, kil, toprak. Kaynaşmış toprak, kaygan kaygandır, bilirler çokları da. Onu ıslatırlar da hamam giderler. Başlarına sürerler bütün yağı alır o, tertemiz eder. Saçlarını falan. O kilden sürmüşte gül kokusu gelince diyor ki, sen topraktın ama, sen de gül kokusu ne arıyor. Bir yanlışlık var bu işte.

Kil lisân-ı hal ile diyor ki, ben gül bahçesinin komşusuydum. Hiç ayrılmadım o gül bahçesinden. Onun için güzel koku istiyorsan, güzellik istiyorsan gül bahçesine yakın dur. Rahmet-i ilâhî bu. Verasetü’l-enbiyâ niye anlatmıyorlar bunu.

Dost dost diye geçiştiriyorlar. Ne dostu yahu. Dost her şey dost. Hepsi dost. Arapça’da yok öyle bir şey, Kur’ân-ı Azimuşşan’da yok öyle bir şey. Ama bizim tercümeleri dost dost diye almışız. Bakıyorsun ya velî ya evliyâ.

Niye dost ? Demedin evliyâ demedin, işine gelmedi değil mi? Allah hesabını sorar.

PİRİ GALİBİ

Konu fican tarafından (12-22-2014 Saat 11:05 ) değiştirilmiştir..
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla