Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-24-2015, 20:27   #4
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Özgür Suriye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Çok yanlış düşünüyorsun.

Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi başkanlık sistemi Türkiye'yi sıçratır.

Türkiye başkanlık sistemiyle çift başlılıktan ve gereksiz bürokrasiden kurtulur. Adeta bir şirket gibi yönetilir.

şöyle düşün; Eğer 10 ağustostaki Cumhurbaşkanlığı seçimini CHP ve MHP'nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu kazansaydı, asıl o zaman sorun çıkacaktı.

Şuan zaten Cumhrubaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisi iktidarda olduğu için fazla sorun çıkmıyor. (ki bu durumda bile sorun çıktığını görüyoruz.)

Cumhurbaşkanı'nın bakan azletme , bakanlar kuruluna başkanlık etme ve hatta meclisi fesh etme yetkisi bile var.

Ahmet Necdet Sezer psikolojik olarak bu yetkileri kullan(a)madı. Çünkü o halk tarafından seçilmedi ve arkasında fazla bir halk desteği yoktu. buna rağmen zamanın başbakanı ecevit'le kavga edince ülke ekonomik krize girdi.

Ama Ekmeleddin İhsanoğlu eğer seçilseydi halk tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olarak bu yetkilerini kullanabilirdi.

Asıl sen o zaman görürdün, çift başlılığı , kaosu ve karmaşayı.

Yürürlükteki mevzuatımızda cumhurbaşkanlarının bakanları tek başlarına azletme yetkileri yok, başbakanın imzasıyla birlikte azletme yetkileri var diye biliyorum. Ayrıca cumhurbaşkanlarının istediği zaman seçimleri yenileme yetkisi de yok, sadece, hükümet kurulması için 45 günlük sürede hükümet kurulamazsa seçimleri yenileme yetkisi var.

10. Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, AK Parti muhalifi solcu bir kişi olduğu için AK Parti'ye elinden geldiğince muhafelet etmiştir. Çok sayıda yasayı TBMM'ye bir kez daha geri göndermiş, kimi zaman Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuş, AK Parti'ye elinden geldiğince muhalefet etmiştir. Parlamenter sistemde yönetimde tek başlılık olduğu için sonunda AK Parti'nin dediği olmuş, AK Parti, 10. Cumhurbaşkanı Sezer'in bütün engellemelerine rağmen ülkeyi istediği gibi yönetmiştir. 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan değil de İhsanoğlu olsaydı da bir şey değişmezdi. İhsanoğlu, AK Parti hükümetlerine direnemezdi. İhsanoğlu, AK Parti çoğunluğunun geçirdiği yasaları TBMM'ye iade mi ediyor, o yasaları bir kez daha aynen yasalaştırırdık ve o zaman imzalamak zorunda kalırdı. İhsanoğlu, AK Parti'nin istediği bürokratları mı göreve atamıyor, vekaletlerle istediğimiz bürokratla çalışmayı sürdürürdük. AK Parti'nin iktidarda bulunduğu ve cumhurbaşkanının da Sezer olduğu Kasım 2002 ile Ağustos 2007 arasındaki dönemi incele. AK Parti'nin, kendisine koyu muhalefet yapan Cumhurbaşkanı Sezer'e rağmen ülkeyi nasıl istediği gibi yönettiği gör.

Başkanlık sistemi Türkiye'yi nasıl sıçratacak ya açıklayıver. Yürütmeye bir baş, yasamaya da bir baş verdikten sonra Türkiye nasıl sıçrayacak? Dediğim gibi, yürütme de yasama da aynı zihniyetin, aynı partinin hâkimiyetinde olduğu zaman sorun yok. Ama ya yürütme bir siyasi partinin, yasama da diğer bir siyasi partinin hâkimiyetinde olduğu durumda sistem nasıl işleyecek, bunu bir zahmet açıklayıver.

Bir de şu var: Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın devamlı olarak söylediği ve dillere âdeta pelesenk olan 'ileri demokrasi' söylemi vardır. Başkanlık sistemi getirilecekse, mevcut parlamenter sistemimizden demokratik olarak daha geri bir model olarak başkana aşırı yetkiler verilerek meclisin yetkilerinin kısıtlandığı bir model önerilmeyecektir herhâlde.

Başkanlık sistemi demek yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden sert bir biçimde ayrıldığı sistem demektir. Bunu kabul ediyor musun, Cumhurbaşkanımız Erdoğan kabul ediyor mu? Cumhurbaşkanımız, başkanlık sistemine geçersek ve ben başkan olursam sadece yürütme işine bakarım, yasama işine meclis bakar diyebiliyor mu?

Bak, iki sistemi basitçe kıyaslayayım:

1- Mevcut parlamenter sistem: AK Parti, meclis çoğunluğuna sahip olduğu için istediği yasaları rahat rahat geçirebiliyor, istediği bütçeyi özgürce belirleyebiliyor ve kendi istediği bütçeyle ülkeyi istediği gibi rahat rahat yönetiyor.

2- Başkanlık sistemi: Başkanla meclis çoğunluğu aynı zihniyetten, aynı partiden olduğu zaman sorun yok. Başkan, parlamenter sistemdeki hükümetlerin yaptığı gibi ülkeyi istediği gibi rahat rahat yönetebilir. Peki ya başkanla meclis çoğunluğu farklı siyasi partilerden olduğunda ne olabilir? Meclis çoğunluğunu elinde tutan parti, başkanın istediği yasaları çıkartmaz, kendi zihniyetine uygun yasaları çıkarmaya çalışır. Başkanın istediği bütçeyi yasalaştırmaz, kendi istediği bütçeyi yasalaştırmaya çalışır.

Gördüğün gibi, başkanlık sistemi ülkeyi istenilen gibi yönetme anlamında parlamenter sistemi mumla aratır. Çünkü başkanlık sisteminde yasama ve yürütme kuvvetleri birbirinden net bir biçimde ayrılmış ve böylelikle yönetimde çift başlılık (yürütmeye bir baş, yasamaya bir baş) oluşturulmuştur. Zannediyor musun ki çift başlı başkanlık sisteminde ülke şimdi tek başlı parlamenter sistemde olduğu gibi rahat rahat yönetilsin? Hadi bakalım, kongrede üstünlüğü Cumhuriyetçi Parti'ye kaptırmış olan Demokratların Başkan Obama (Prof. Dr. Burhan Kuzu'nun tabiriyle 'zavallı Obama'), istediği bir yasayı Cumhuriyetçi çoğunluğundaki kongreden geçirsin.

Önceki mesajımda diyorum zaten. Başkanlık sistemi, parlamenter sisteme göre daha demokratik bir sistemdir. Türkiye; İsveç, Norveç, Danimarka gibi sorunlarını büyük ölçüde çözmüş olan gelimiş bir ülke olsa hemen geçelim başkanlık sistemine. Yasamayı ayrı seçelim ve seçtiğimiz milletvekilleri sadece yasama işine baksınlar. Yürütmeyi de ayrı seçelim ve seçilmiş olan başkan sadece yürütme işine baksın. Ama bu model, Türkiye'ye en azından mevcut toplumsal yapısında kesinlikle uymaz.


Konu Cihannur tarafından (03-24-2015 Saat 21:49 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla