Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-18-2018, 09:12   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak riyazüssalihin android programı

EFENDİMİZ BUYURUYOR

Rasûlullah selam verip namazı bitirdi hızlıca safları yararak hanımlarından birinin odasına gitti. ve şöyle buyurdu: “Evimizde birazcık altın ve gümüş vardı. Namazda hatırladım, Allah’ı düşünmek ve ibadetimden alıkoymasını istemedim ve hemen dağıtılmasını emrettim.” (Buhârî, Ezan 158)

Uhud savaşında bir adam Rasûlullaha öldürülürsem nerede olurum? diye sordu. Peygamber “Cennette” cevabını verdi. adam elindeki hurmaları attı ve harbe katılıp şehid düşünceye kadar savaştı.

bir adam gelerek şöyle demiştir: Ey Allah’ın elçisi hangi sadakanın sevabı çoktur Rasûlullah buyurdu: Sağlık içerisinde, güçlü kuvvetli iken, cimriliğe rağbet edip fakirlikten endişe eder vaziyette iken, zengin olmayı hayal ederken verdiğin sadakanın sevabı büyüktür.

Sadakayı geciktirip can boğaza dayandıktan sonra falana şu kadar, filana bu kadar diyeceğin güne bırakma, zaten o gün o mal varislerden şunun veya bunun olmuştur.”

yaratılmış. Göğe bakmazlar mı nasıl da yükseltilmiş? Dağlara bakmazlarmı nasıl sağlam dikilmiş? Yeryüzüne bakmazlarmı nasıl yayılıp döşenmiş. Ey peygamber öğüt ver, senin görevin yalnızca öğüt vermektir.” (Ğâşiye)

قال الله تعالى :
أفلم يَسِيرُوا في الأرض فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كان عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ دَمَّرَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَلِلْكَافِرِينَ أمثالها.

“Onlar hiç yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce yaşamış olanların sonlarını görmediler mi? Allah onları kökten yok etti. Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlere azap vardır.” (Muhammed)

قال الله تعالى :*َلِكُلٍّ وِجْهَةٌ هُوَ مُوَلّيِهَا فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِ أين مَا تَكُونُوا يَأْتِ بِكُمُ اللَّهُ جَمِيعًا إن اللَّهَ عَلَى كُلِّ شيء قَدِيرٌ*.
Ey Muhammed ümmeti! hayırlara yönelip* birbirinizle yarışın. Nerede olursanız olun, Allah sizi kendi katında toplayacaktır. Çünkü Allah’ın herşeye gücü yeter.” (Bakara)

قال الله تعالى :*وسارعوا إلى مَغْفِرَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا السَّمَوَاتُ وَالأرض أعدت لِلْمُتَّقِينَ*.

“Rabbinizden bir bağışlanma ve genişlik olan, yolunu Allah ve kitabıyla bulmaya çalışanlar için hazırlanmış cennete ulaşmakta birbirinizle yarışın.” (Âl-i İmrân)

Rasûlullah* buyurmuştur: “Hayır ve iyi amel hususunda acele ediniz.

yakın zamanda karanlık geceler fitneler ortalığı kaplayacaktır. O zaman kişi mü’min sabahlar, kafir olarak geceler. Mü’min olarak gecelerse kafir olarak sabaha çıkar, dinini* dünyalığa satıverir.”

Rasûlullah* buyurdu: Bütün işlerinizde geri kalıp ileri gitmeden orta yolu tutunuz ve dosdoğru olunuz.

hiçbiriniz yaptığı ameller sayesinde cehennemden kurtuluşa eremez.” ben de kurtulamam. Şu Allah rahmet ve lutfuyla beni bağışlarsa o başka.”

قال الله تعالى :*قُلْ إنما أعظكم بِوَاحِدَةٍ أن تَقُومُوا لِلَّهِ مَثْنَى وَفُرَادَى ثُمَّ تَتَفَكَّرُوا مَا بصاحبكم مِنْ جِنَّةٍ إن هُوَ إلا نَذِيرٌ لَكُمْ بَيْنَ يدي عَذَابٍ شَدِيدٍ.
Ey Resulüm* De ki: “Ben size bir tek öğüt veriyorum: Allah için ikişer ikişer teker teker, ayağa kalkın da sonra bir düşünün ki, sizinle konuşan peygamberde hiçbir delilik yok. O ancak, sizi şiddetli bir azabın öncesi korkutan bir elçidir.”

قال الله تعالى :*إن في خَلْقِ السَّمَوَاتِ وَالأرض وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لآيات لأولى الألباب اَلَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ في خَلْقِ السَّمَوَاتِ وَالأرض رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذَا بَاطِلاً سبحانك فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ*.
“Şüphesiz, yerlerin ve göklerin yaratılışında, gece ve gündüzün birbirini izlemesinde, derin kavrayış sahipleri için alınacak dersler vardır.

Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerinde hep Allah’ı hatırlayıp anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler ve şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Sen anlamsız ve amaçsız yaratmadın. Sen yücelikte sınırsızsın, bizi ateş azabından koru.” (Âl-i imran)

قال الله تعالى :*أفَلاَ يَنْظُرُونَ إلى الإبل كَيْفَ خُلِقَتْ وَاِلَى السَّمَآءِ كَيْفَ رُفِعَتْ وَاِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ وَاِلَى الأرض كَيْفَ سُطِحَتْ فَذَكِّرْ إنما أنت مُذَكِّرٌ*.
inkarcılar bakmazlar mı ki, yağmur yüklü bulutlara, nasılda yaratılmış onlar veya deveye bakmazlar mı nasıl da diğer hayvanlardan değişik özelliklerde

قال الله تعالى :
فَاسْتَقِمْ كَمَا أمرتَ وَمَنْ تَابَ مَعَكَ وَلاَ تَطْغَوْا إنهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِير ٌ
tevbe edenler, emrolunduğunuz, doğru yolu tutun. büyüklenip, Allah tarafından konulmuş sınırları aşmayın; çünkü unutmayın yaptığınız her şeyi O görüyor.” (Hûd)

Rabbimiz Allah’tır dedikten sonra dosdoğru hareket edenlere melekler indiririz melekler şöyle derler: “Korkmayın ve üzülmeyin, işte alın size vaad edilmiş olan cennet müjdesi Biz dünya ve ahirette dostlarınızız.

ahiret yurdunda canınızın çektiği herşeye sahip olacak ve istediğinize kavuşacak-sınız. Çok bağışlayan ve merhamet eden Allah’tan bir konukluktur bu.” (Fussılet)

قال الله تعالى :
إن الَّذِينَ قالوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا فَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ أولئك أصحاب الْجَنَّةِ خَالِدِينَ فِيهَا جزاء بِمَا كانوا يَعْمَلُونَ*.

“Rabbimiz Allah’tır deyip, doğru yol üzerinde durmaya devam edenlere, korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar cennetliklerdir, işlediklerinin karşılığı olarak, orada ebedi kalırlar.” (Ahkâf)

Ebû Amr ra. şöyle demiştir: Ey Allah’ın Rasûl’ü İslâm’a dair* öyle biz söz söyle bana İslâm’ı öylesine tanıt ki; onu bir senden başka kimseye sormayayım dedi Rasûlullah Allah’a inandım de ve dosdoğru ol” buyurdular.

Peygamberimiz evden çıkacağı zaman şöyle dua ederdi: “Allah’ın adıyla çıkıyorum, Allah’a güveniyorum, Allah’ım sapmaktan ve saptırılmaktan, doğru yoldan kaymak ve kaydırılmış olmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, cahilce davranmaktan ve cahillerin davranışlarına muhatap olmaktan sana sığınırım.”

Rasûlullah* buyurdu: “Kim evden Allah’ın adıyla çıkıyor, Allah’a güveniyorum, günahlardan korunmak ibadette kuvvet bulmak ancak Allah’ın yardımıyladır derse kendisine; doğruya ulaştırıldın, ihtiyaçların getirildi kötüden korundun diye cevap verilir. Şeytan kendisinden uzaklaşır.”

iki kardeş ilim öğrenmek için Peygamber in yanına gelir, diğeri de geçimi için çalışırdı. çalışan kardeş ötekini Rasûlullaha şikayet etti. Rasûlullah Belki de sen onun yüzünden iş buluyor ve rızıklandırılıyorsun” buyurdular.

Rasûlullah buyurdu Eğer siz Allah’a gereği gibi* tevekkül etseydiniz, Allah size kuşlara verdiği gibi rızık verirdi. Çünkü kuşlar sabahları kursakları boş çıkar akşam dolu kursakla dönerler.”

Rasûlullah* buyurdu: yatağına girdiğinde şöyle dua et: Allah’ım kendimi sana teslim ettim, yüzümü sana çevirdim, işimi sana ısmarladım, işimde sana güvendim, rızanı isteyerek, azabından korkarak sırtımı sana dayadım, sana sığındım, sana karşı senden başka sığınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım. bu duayı yapıp yattığın gece ölürsen fıtrat üzere ölürsün, ölmez de sabaha çıkarsan hayra kavuşursun.”

Yatağına yatacağın zaman namaz kılmak için abdest alıyor gibi abdest al, sonra sağ tarafına yat, zikrederek* dua et. En son sözün dua olsun.”

Rasûlullah (şöyle dua ederdi: “Allah’ım sana teslim olup hükmüne razı oldum, sana inandım, sana dayanıp güvendim, yüzümü ve gönlümü sana çevirdim, senin yardımınla düşmanlara karşı savaştım.

Allah’ım beni saptırmandan senin büyüklüğüne sığınırım ki; senden başka gerçek ilah yoktur. Ölmeyecek, yalnızca diri kalacak sensin. Cinler ve insanlar hep ölümlüdürler.”

Allah bize yeter, O ne güzel vekildir” sözünü İbrahim (aleyhi ssellem) ateşe atıldığında Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) Müşrikler: “Bakın size karşı bir ordu toplanmış, onlardan korkun ve korunun” dediklerinde söylemiştir. bu söz müslümanların imanını artırdı ve “

İbrahim (aleyhi ssellem) ateşe atıldığı zaman son sözü “Allah bana yeter, O ne güzel vekildir” demek olmuştur.

77- عَنْ أبي هُرَيْرَةَ*.*عَنِ النَّبِيِّ
قال : يَدْخُلُ الْجَنَّةَ أَقْوَامٌ أَفْئِدَتُهُمْ مِثْلُ أَفْئِدَةِ الطَّيْرِ .
Peygamber* buyurmuştur: “Cennete girecek bir takım insanlar var ki; onların kalpleri tevekkül ve Allah’a güvenmede kuşların kalpleri gibidir.”

Rasûlullah* buyurdu: “Geçmiş ümmetler bana gösterildi. Peygamber gördüm yanında bir grup vardı, peygamber gördüm yanında bir iki kişi bulunuyordu ve peygamber gördüm yanında hiç kimse yoktu. önüme büyük bir karaltı çıktı, bunlar Mûsa’nın ümmetidir dediler. Ufukta çok büyük bir karaltı, vardı bunlar ümmetindir. hesapsız azapsız cennete girecek yetmişbin kişi vardır dediler.”

Peygamberimiz hesapsız azapsız cennete gireceklerin kim olduğunu anlatdı Onlar şifanın Allahtan geldiğine inanıp büyü yapmazlar uğursuzluğa da inanmazlar onlar Rablerine güvenip dayananlardır” buyurdu.

“Mü’minler, düşman bölüklerini gördüler mi; “İşte bu Allah ve peygamberinin bize vâdettiğidir, Allah ve peygamberi doğru söylemiştir” dediler. Bu onların inançlarını ve teslim oluşlarını artırmıştır. “(33 Ahzâb 22)

قالالله تعالى :*اَلَّذِينَ قال لَهُمُ النَّاسُ إن النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إيمانا وَقالواحَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ*..

inananlar başka insanlar tarafından “Bakın size karşı bir ordu toplanmış, onlardan korkun ve korunun” denince bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir” diye cevap verdiler.” (Âl-i İmrân )

قالالله تعالى :*وَتَوَكَّلْ عَلَى الحي الذي لاَ يَمُوتُ.*.
“Öyleyse, hep diri olup, hiç ölmeyecek Rabbine güvenip dayan.” (25 Furkân 58)

قالالله تعالى :*وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ*..

“İnananlar, sadece Allah’a güvenip dayanmalıdırlar.” (İbrahim)

قالالله تعالى :*فَإذا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ*..

“Bir karara varmak istediğinde, artık Allah’a dayanıp güven. “(Âl- i İmrân)

قالالله تعالى :*وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ فَهُوَ حَسْبُهُ*..

“Kim Allah’a güvenip dayanırsa, Allah ona yeter.” (talâk)

قال الله تعالى :*إنما الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ إذا ذُكِرَ اللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإذا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ آياته زَادَتْهُمْ َإيمانا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ.*.
“Gerçek mü’min o kimsedir ki, Allah’tan söz edilse, kalpleri korkuyla titrer* O’nun ayetleri ulaştırılsa, imanları artar ve Rablerine güvenip, dayanırlar.” (Enfâl)
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla