|
Kaynak yeniasya.com
Şimdi kuşlara bak...
Nur Suresi'nin 41. Ayet-i Kerimesi Görmez misin ki, göklerde ve yerde bulunanlar dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini? Her tesbih ve duâsını bilmiştir. Allah, yapmakta olduklarını hakkıyla bilir.'
Neml Suresi'nin 16. ve 17. Ayet-i Kerimelerini*''Süleyman Davud'a varis olup dedi ki: "Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve her şeyden nasip verildi bu apaçık bir lütuftur." ''Cinlerden, insanlardan ve kuş orduları Süleyman'ın hizmetinde toplandı, hepsi onun tarafından sevkediliyordu.''
Sebe Suresi'nin 10 Ayet-i Kerimesi Andolsun biz Davud'a fazilet verdik. "Ey dağlar! Onunla tesbih edin." dedik ve kuşlara da emrettik ona demiri yumuşattık.''
Sad Suresi 19 Ayet-i Kerimesi'ni*Kuşları
onun emrine vermiştik. Hepsi ona zikir ve tesbih ederlerdi.''*
RİSALE-İ NUR'DAN BİR VECİZE
''...Şimdi kuşlara bak: Onların söyleşmeleri ve cıvıldaşmaları Sâni-i Hakîmin Herşeyi hikmet ve san'atla yaratan Allahın söyletmesi*
olduğuna delil-i kat'î ve kesin delildir hayret verici seslerle müdavele-i hissiyat duygu alışverişi ve maksadı ifade etmeleridir.''*((Sözler, 33. Söz, 20. Pencere))
Risale-i Nur'dan Sözler 33. Söz
'Demek bir Sâni-i Hakîm tarafından ziya ediliyor; çarşı-yı âlem sergilerindeki antika*san'atlarını onunla irâde ediyor. rüzgârlara bak Sair hakîmâne, kerîmâne vazifelerinin şehadetiyle, mühim*vazifelere koşuyorlar dalgalanmak Sâni-i Hakîm tarafından bir tavziftir, bir*tasriftir, Dalgalanmaları emr-i Rabbânînin çabuk yerine getirilmesine sür'atle*çalışmaktır.
Şimdi bak çeşmelere, çaylara, ırmaklara:*Yerden, dağlardan kaynamaları tesadüfî değildir. onlara*âsâr-ı rahmet olan faidelerin şehadetiyle ve dağlarda
mizan-ı hâcet ifadesiyle ve mizan-ı hikmetle gönderilmelerinin delâletiyle gösteriliyor ki, Rabb-i*Hakîmin teshiriyledir Şimdi yerdeki taşların cevahir ve madenlerin envâına bak:*Bunlar Sâni-i Hakîmin tezyiniyle, tertibiyle, tedbiriyle, tasviriyledir
mütlak hakîmin faideleri ve hayatiye ve levâzımât-ı insaniye ve hâcât-ı hayvaniyeye*muvafık bir tarzdadır
Şimdi çiçeklere, meyvelere bak:*Bunların gülümseme ve tadları güzellik ve nakışları ve koku*vermeleri Sâni-i Kerîmin, Mün'im-i Rahîmin sofrasında birer davetnamedir Şimdi kuşlara bak:*Onların söyleşme ve cıvıldaşmaları Sâni-i Hakîmin intak ve söyletmesi*olduğuna delil-i kat'îdir, hayret verir bir tarzda birbirine müdavele-i hissiyat etmektedir.
Şimdi bulutlara bak:*Yağmurun şıpıltıları mânâsız bir ses olmadığına ve şimşek ile gök gürlemesi boş gürültü olmadığına kat'î delildir âb-ı hayat*hükmündeki damlalar sağmak ve zemin yüzündeki muhtaç ve müştaklara emzirmek gösteriyor*ki, o şırıltı, o gürültü, mânidar ve hikmettardır
Rabb-i Kerîmin emriyle o*yağmur bağırıyor ki, "Sizlere müjde, geliyoruz!"
Şimdi göğe bak:*Gök içinde yalnız kamere dikkat et. Onun hareketi Kadîr-i Hakîmin*emriyledir , o mütlaktır yeryüzündei her damla mühim hikmetlerdir*ziyadan kamere kadar, küllî unsur geniş tarzda ve büyük mikyasta pencere açar, bir Vâcibü'l-Vücudun vahdetini ve kemâl-i kudretini ve azamet-i saltanatını gösterir, ilân eder ki ey gafil! Eğer
gök gürlemesi gibi bir sadâyı susturabilirsen ve güneşin ışığı gibi parlak ziyayı*söndürebilirsen, Allah'ı unut. Yoksa aklını başına al,*سُبْحَانَ مَنْ تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَاْلاَرْضُ وَمَنْ فِيهِنَّ* Yedi gök ve*yerde olanların Kendisini tesbih eddiği yüce Zat, her kusurdan münezzehtir.
Kaynak vikipedi.com
Kuş
Kuşlar tüylü kanatlı,*sıcakkanlı,* yumurta*ile üreyen,*omurgalı* hayvanlardır Yaklaşık 10.000 civarında türüyle en kalabalık omurgalıları oluştururlar. Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna tüm ekosistemlerde yaşarlar. Boyutları*arı sinek kuşunda 5*cm ile*deve kuşunda*2,7 m'ye kadar değişir. Bulunan fosillere göre kuşlar, yaklaşık 200 milyon yıl önce yaşayan dinozorlardan gelmektedir. ilk kuş
150 milyon yıl önce yaşamış olan*Archaeopteryx*'tir.
Kuşlar, İlk sıcaklıklı*canlılardır üyelerinin tümü, tüylerle*kaplıdır. çok gelişmiş ses kutuları vardır. Sert kabuklu*yumurta*bırakır kuluçkaya yatarlar.*Embriyo,*yumurta kabuğu ve*amniyon*zarı ile çevrilidir. Kuşların tam işlevli, karmaşık ve gelişmiş, büyük ve küçük dolaşım sistemleri vardır.
En eski kuş fosili,*Solenhofen'ın Batı Almanyada bulunmuştur 140 milyon yıl önceye aittir dinazorgillerden Archaeopteryx'dir.*1860 yılında bulunmuştur. bilim dünyasında sansasyon yaratmıştır. bu fosil,*sürüngen ve kuş özelliklerinin her ikisini de taşımaktadır. Fosil, H.V. Meyer tarafından*Londra'daki*British Museum'a konulmuştur. Kuşların ırkı dinozorlardan gelir kemiklerindeki hava boşlukları, göğüs, kanat yapılarındaki benzerlikler, günümüzde sadece kuşlarda bulunan lades kemiğinin dinozor iskelet yapılarında da yer alır. genetik bilimin gelişmesi ile, kuş embriyolarında çalışan bilim insanları genleri açarak kuş embriyolarında kuşların atası olan dinozorlara benzer görüntülere diş, pul, boyun ve kuyruk yapısına ulaşmışlardır.
Kuşlarda diş ve salgı bezleri yoktur, pul*bulundurmazlar kafatası omurgaya*bağlanır ve göğüs kemiği iyi gelişmiştir *alyuvarları*çekirdekli ve oval,*akciğerleri*havayı verimli kullanır Devekuşları hariç idrar keseleri yoktur. Bir çift*testis bulundururlar eşeyli canlılardır. Çiftleşme organı (penis) bazı türler (kaz,*ördek) haricinde yoktur. iç döllenme görülür. Beyinden 12 çift*sinir*çıkar. Görme organları diğer duyu organlarına göre çok daha iyi gelişmiştir. Koku duyusu körelmiştir. metabolizma hızları en yüksek olan canlılardır
Kuşlarda, beyin gelişmiş davranış karmaşıklaşmıştır. sesle iletişim kurulması gelişmiştir. İnsan dışında başka bir canlı sesini taklit özelliği sadece kuşlarda bulunur. Ses analizleri tür ayrımında bir kriterdir Beslenme- kur yapma, saldırma ve korunma türden türe farklılık gösterir. Kuşlar kural olarak, Çobanaldatanlar haricinde kış uykusuna yatmazlar. Kış uykusunda sırasında* vücut sıcaklığını 70 C'ye kadar düşürmezler
Kuşlarda göç, yılın belli bir dönemini, kuluçkaya yattığı yerden uzak geçirmektir Gezici kuşlar, kuluçka yerinden değişik yönlere ayrılırlar Yerli kuşlar ise, sürekli kuluçka bölgesinde kalır. Her kuş grubunda geçiş grupları bulunur. Göç davranışı, kuluçka bölgesinde besinin azalması ile ortaya çıkar. Kuzey kuşları soğuk mevsimle ve bitkilerin yapraklarını dökmesiyle göç eder. su kuşlarının suların buz tutmasıyla ya da güney kuşlarında kuraklıkla yazın kuzeye göç başlar. kuşta, kışlama ve kuluçkaya yatma kalıtsaldır İlkbaharda ya da yazın iç ve dış etkilerle göç başlatılır.
Kuşlarda uçma yeteneği gelişmiştir sıcakkanlıdır tüm dünyaya yayılmıştır Bazı kuşlar dünyanın her yerinde görülür. Bazıları sadece belli bir bölgeye özgüdür.*Tür*sayısının en fazla olduğu yer*tropik*ormanlardır. Güney Amerika, ve*Amazon*tür bakımından en zengin bölgelerdir. Türce en fakir yer kutuplar*ve kutuplara yakın soğuk*tundralardır.
Soyu tükenmiş kuşlardan*Archaeopteryx
Kaynak kelebeklerin.com
Kelebeklerin Yaşamı
Kelebekler sahip oldukları renk ve desenlerle en çok sevilen hayvanlardır görselliği ve, tüm yaşamları insanoğlu için çok ilgi çekicidir. Bir tırtıl olarak doğarlar kanatları yoktur kelebek olduktan sonra 1 hafta gibi kısa bir yaşam süresine sahipti bitki ve çiçeklerin üremesinde rol oynarlar ekosistemi ayakta tutarlar eşsiz varlıklardır
Dişi kelebek 100 taneyle birkaç bine ulaşan yumurta bırakır bazı kelebekler 17 Bin tane göze sahiptir ve çok geniş bir renk görme kapasiteleri vardır kamuflaj için en uygun çiçeği tespit edebilir ve düşmanlarına karşı avantaj elde eder. görme yetisi en iyi şekilde beslenmesini de sağlar. En iyi besin kaynaklarını belirleyen dişi kelebekler, yumurtalarını buraya bırakır. Ortalama olarak 1 ay ile 3 ay arasında yaşayan kelebekler vardır. En sık 6 hafta yaşar Bu sürenin 1 haftası yumurtada, 3 haftası*tırtıl*olarak, 1 haftası koza da ve son 1 haftası kelebek olarak geçer.
bir hafta sonra yumurtadan tırtıl olarak doğan*kelebek yavruları, yumurtaları ve anne kelebeğin özenle yanına yerleştirdiği lezzetli yaprakları yer 3 haftalık bir süreçde kendi ağırlıklarının 100 katı veya daha fazlasını yiyen tırtıllar, bu sürede ayaklarının ve organ gelişimini sağlar
önseziyle yeterince yediğini hisseden tırtıl, kendisine sallanan bir koza örerek koza içine girer. bir haftalık süreçde uykuya dalan tırtıl, metamorfoz*ve başkalaşım geçirerek, 4 adet kanadı çıkar ve bir kelebeğe dönüşür. Kelebeklerin iki değil 4 kanadı bulunur sağ ile sol kanatlar birbirlerinin aynısıdır. 1 hafta sonra kelebeğe dönüşen tırtıl kozadan çıkar. Kozadan çıkınca hemen uçamaz kanatlarının kurumasını sağlayıp, ilk uçuş için hazırlık yapar Birkaç saatte kanatlarını kurutamayan*kelebekler, hiç uçamadan ölebilir. kozadan*çıktıktan sonraki ilk birkaç saatte yaptıkları uçuş hazırlıkları kelebekler için önemlidir. Dünyanın her bölgesinde kelebeğe rastlanır. bölgenin koşullarına uyum sağlarlar Çok sayıda türe sahiptirler özellikleri değişir 1 ay yaşayan ve 3 ay yaşayan kelebek vardır, normalde 1 haftada çatlayan yumurta süresi, sonbaharda kış ve ilkbaharda çatlayan türleri vardır Doğaya göre değişsede kelebeklerin genel yaşamları aynıdır
Kaynak akevler.com
Hz. Yunus ve Ambergris
*
Saffat süresi 144-145. Ayet meali
Eğer Allah’ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı. Halsiz bir halde iken kendisini sahile çıkardık.
Kalem 49. Ayet meali:*Levlâ en tedârekehu ni’metun min rabbihî le nubize bil arâi ve huve mezmûm
Rabbinin katından ona nimet ulaşmasaydı, kınanmış olarak sahile atılacaktı.
Hz.Yunus peygamber denize atılmış balık tarafından yutulmuştur. Allah tarafından salih kul olması nedeni ile balığın karnından kurtarılmıştır.
Yunus peygamberi yutan balığın çeşidi merak konusu olmuştur. Bu gün insanı yutabilecek tek balık vardır. O da ispermeçet balinasıdır. Bu balina 25 metre boyunda ve 50 ton ağırlığındadır Dev ahtapot ve kalamarlar ile beslenir. Fok gibi deniz memelilerini yutar Çok büyük dişlerine rağmen avlarını bir bütün olarak yutar
İspermeçet balinaları yiyecek artıklarını kusarak atarlar. Bu kusmuk bol yağ ve kolesterol içerir. Buna gri amber ambergris denir ve antikçağlardan beri parfüm yapımı için kullanılır. Çok değerlidur yüzen altın” denmektedir. sudan daha hafiftir deniz yüzeyinde yüzer halde veya sahilde bulunur. Eski zamanlarda balina avcıları ambergris içeren bir ispermeçet balinasını avladıklarında kendilerine piyango vurduğunu kabul edermiş. Ambergris maddesi balina dışkısında ve kusmuğunda da bulunabilir Saptanan en büyük tek parça ambergris 400 kg civarındadır. Balinalar geviş getiren hayvanlardan türediğinden bölmeli bir işkembeye sahiptir geviş getirirler İspermeçet balinalarının mideleri üç bölmelidir. Birinci bölme ineklerdeki işkembe gibidir. hazne görevi görür midenin en geniş bölümüdür. Burada biriken ambergris 2-10 gün aralıkla atılır. Ambergris maddesi mideden ağza gelen yiyecek artığıdır.
ayette de geçen “arai” kelimesinin kökü “AynRV” dır. Okunurken “ARU” okunur. Bu kelimeye sahil, alan gibi anlamlar verilmiştir. bu isimden önce “nabezna” yani “biz fırlattık” denmektedir. “Akkadça sözlüklerde “aru” kelimesine “kusma, geğirme anlamı verilmiştir. Eru kelimesine boşaltmak, soymak, anlamları verilmiştir. Farsça da “aru” kelimesi geğirmek İngilizcede geviş getirmektir Arapça karşılığı geviş getirmek “ecterar (*اجترار*)”dır. “ecter” kelimesi ise kusturmak, anlamına gelir. Kısacası Arapça daki “ecterar” kelimesinin Akkadça *“aru” kelimesinden türemiştir ayetlerde geçen “Aru” kelimesinin Türkçe karşılığı “geviş getirilen materyal”dir.
Bu anlamı kabul ettiğimizde “onu ambergris maddesi ile birlikte fırlattık” anlamı ortaya çıkar Böylece Hz. Yunus ambergris maddesine bulanmış halde çok rahat su üzerinde kalabilir yüzebilir. kendisi çok bitkin haldedir. Ambergris maddesi mumsudur sudan hafiftir. Dış ortamda katılaşır. karaya çıktığında üzerinde pamuk cinsi bitkinin bitmesi yağlı ambergrisin kurumadan pamuklu bir madde ile temizlenmesi içindir.
Doğrusunu Allah bilir.
*
Kaynak yeniasya.com
İnsan, balığın karnında yaşar mı?
İnsanın balık tarafından yutulması ve onun karnından sağ çıkması aklın alamayacağı mucizelerdendir 1891 sonbaharında Falkland Adalarında Bir balina av gemisi av sonunda tıka–basa geri dönmektedir. Gemi Faklanddan geçerken hiç rastlamadıkları büyük bir balina ile karşılaşırlar. Tayfalar balinayı avlamak isterler Balinaya yaklaşıldığında bir dalga tayfalardan James Bartle’yi denize sürükler. Bratley’in hayatından ümid kesilmiştir.*
Balinanın avlanması saatlerce sürer balinada, anormal bir şişkinlik görülür Bu şişkinlik balina midesindeki
amber yağıdır onları insanlar zengin olmak için balinanın midesini yarar tayfalardan hayret nidası yükselir Çünkü bu şişkinlik, saatler önce denizde kaybolan James Bartley’den başkası değildir Bartley, balinanın mide öz sularından bembeyaz olmuş vücuduna rağmen hâlâ yaşıyordu.*
Bartley kendisine gelinceye kadar bir buçuk gün geçti. sahilde tedâvi altına alındı. Tayfaların anlattıkları hadise önce alayla karşılandı.*Bratley muayene edilince, doktorlar balina balığının midesindeki öz sulara maruz kaldığını tesbit ettiler. James Bratley, gazetelerde ve insanlar arasında senelerce anlatıldı James balinanın karnında yaklaşık bir gün kalmıştı. Yunus As ın balığın karnında kaldığı süre de rivayete göre bir gündür.
Balinalar büyüklükleri bakımından hayret vericidir yakalanan balinaların midesinden üç metre boyunda bir köpek balığı çıkmıştır. balinaların boyları 25 metreye ulaşır ağırlıkları 100 tonu geçer Kaptan Kusto Yunus Peygamberi yutan balık konusunda özel araştırma yapmıştır
Hz. Yunus Aleyhisselâmın balık tarafından yutulup tehlikeli ve karanlık âlemden sağ çıkması elbette Rabbimizin kudretiyledir Milyarlarca yavruyu anne karnında dokuz ay muhafaza eden ve karanlık âlemde onları besleyip gün ışığına çıkaran Rabbimizin elbette hikmeti sonsuzdur Peygamberini bir balığın karnında muhafaza eder ve zamanı gelince kullarına ibret için gün ışığına çıkarır.*
Hz. Yunus Aleyhisselâm kıssasından şu dersi çıkarabiliriz: İnsanoğlu şeytan ve nefsinin tehlikelerinden Cenâb-ı Hakka iltica ile, duâ niyaz, zikir ve anmak kurtlulabilir Dünya fâni ve geçicidir
gerçek kurtuluş Rabbimize iman iledir Hz Yunus’u (as) yutan balık bizi esir edip yutan nefis ve dünyanın ebedî hayatı gibidir bizi her an mahvedebilir
Cenâb-ı Hak her kavme bir Peygamber yada bir piri önder yapmıştır Hz Yunus (a. s) insanlara şu mesajı verir ’’Ey insanlar! Allah sevgili kulu için balığı bir denizaltı gemisi haline getirdi sizde kullukta ve çalışmada yarışın benzeri binekler yapın Bu âyet aynı zamanda gemi sanayiine ve denizaltı gemisine işaret eder Bu mu'cize olay sonrası insanlar baktılar ki, balıklar suyun derinine inip çıkıyor, insanlar onları taklit edebilir düşüncesi ile çalışmaya yöneldi Gayret ve çalışma sonucu denizaltı gemileri inşa etti
Günümüzde nükleer güçle çalışan modern denizaltılar yapılıp füzelerle donatılmaktadır. Kur’ân gençleşen Peygamber mu'cizeleri insanlara iman ve ilham kaynağı olmalıdır
|