Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-30-2019, 06:31   #31
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ülkücü dünya. Com

*
Ülkücülük; Müslüman ve Dokuz Işıkçı Milliyetçiliktir...

"...Şehitlere ölüler demeyin. Bilakis Onlar diridirler..." Bakara-154

SECDE SURESİ


kim Allah'a ve Resulü'ne boyun eğer, salih amel işlerse, ona mükâfatını iki kat veririz.

onun için bol bir rızık hazırlamışızdır.*

Ey peygamberin hanımları! Siz herhangi biri gibi değilsiniz takva ile korunacaksanız, konuşurken kırıtmayın kalbinde hastalık bulunan tamaha düşmesin. Güzel ve doğru söz söyleyin

Ey peygamberin hanımları evlerinizde durun da cahiliyet devrinde ki gibi süslenip çıkmayın.

Namazı kılın, zekatı verin. Allah ve Resulü'ne itaat edin.

Ey ehli beyt! Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz, yapmak istiyor

Oturun da evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti anın.

Şüphe yok ki Allah lütuf sahibidir ve her şeyden haberdardır.*

Şüphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlara Allah mükâfat hazırlamıştır.

itaat eden erkeklerle itaat eden kadınlar, sadık erkeklerle sadık kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlara Allah mağfiret hazırlamıştır.

mütevazi erkeklerle mütevazi kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlara Allah büyük bir mükâfat hazırlamıştır.


oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkeklerle ırzlarını koruyan kadınlara Allah bir mağfiret ve büyük mükâfat hazırlanmıştır.

Allah'ı çok zikreden erkeklerle Allah-'ı çok zikreden kadınlar var ya onlar için Allah mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.

Allah ve Resulü hükmettiği zaman, mümin için, tercih hakkı yoktur.

Her kim de Allah ve Resulüne âşi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.*

Peygambere Allah'ın takdir ettiği, mübah kıldığı şeyde bir darlık yoktur.

Allah'ın emri ise biçilmiş bir kaderdir.*

Onlar, Allah'ın gönderdiklerini tebliğ ederler ve O'ndan korkarlar,

Allah'tan başka kimseden korkmazlardı.

Hesap görücü olarak da Allah yeter.*

Muhammed, adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. Ama Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur.

Allah her şeyi hakkiyle bilendir.*

ey iman edenler! Allah'ı çokça anın.*

O'nu sabah akşam tesbih edin.*


Sizleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için melekleri ile üzerinize rahmet ve bereket indiren O'dur

O, müminlere çok merhametlidir.*

O'na kavuşacakları gün müminlere Allah cömertçe mükafat hazırlamıştır.*

Ey peygamber! Biz seni hem bir şahit, hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik.*

Allah'a bir davetçi ve nurlar saçan bir kandil gönderdik

Müminlere müjdele! Onlara Allah'tan bir mükafat vardır...*

Kâfirlere ve münafıklara itaat etme, onların ezalarını bırak aldırma

Allah'a tevekkül et. Allah vekil olarak hepsine yeter.

Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâh edip de onlara dokunmadan boşadığınızda, Derhal müt'alarını verip onları güzelce salıverin.*

Allah kalblerinizdekini bilir. Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır.*

Allah her şeye gözcü bulunuyor.*

Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin.

çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın.

Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu peygambere eziyet veriyor, o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz.

Peygamber hanımlarına soru soracağınızda perde arkasından sorun. Bu hem sizin kalbleriniz hem de onların kalbleri için daha temizdir

sizin Resulullah'a eziyet hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. bu Allah katında çok büyük bir günahtır.*

Siz bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de şüphe yok ki Allah her şeyi bilmektedir.
*
ey Peygamberin hanımları Allah'tan korkun.Allah her şeye şahit bulunuyor.*

Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin.*

Şüphesiz ki Allah'a ve Resulü'ne eziyet verenlere Allah hem dünyada, hem ahirette lânet etmiştir.

Onlara aşağılayıcı bir azab hazırlamıştır.*

Mümin erkeklere ve mümin kadınlara eziyet edenler bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.*

peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle de cilbablarından üzerlerini sımsıkı örtsünler.

Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.*

münafıklar ve kalblerinde hastalık olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, vaz geçmezlerse, mutlaka seni musallat ederiz. seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar.
*
Melun nerede bulunursa yakalanırlar ve öldürülürler.*Allah'ın kanunu budur.

sen Allah'ın kanununu değiştirmeye asla çare bulamazsın.*

İnsanlar sana kıyamet saaatini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah'ın nezdindedir.

Ne bilirsin belki kıyamet yakında olur."*

muhakkak ki, Allah kâfirleri lânetlemiş ve çılgın bir ateş*hazırlamıştır


O gün yüzleri ateş içinde çevirilirken: keşke Allah'a itaat etseydik, peygambere itaat etseydik!" derler.*

Derler ki: "Ey Rabbimiz! Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler."*

Ey Rabbimiz! Onlara azabın iki katını ver ve büyük bir lânet ile lânetle.

Ey iman edenler: Sizler Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın. O, Allah yanında mevki sahibi idi.*

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sağlam söz söyleyin,*

Allah işlerinizi yoluna koysun ve günahlarınızı bağışlasın.

kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse, o gerçekten büyük murada ermiştir.*

Biz emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik, onlar, yanaşmadılar korktular da onu insan yüklendi. O çok zalim ve çok cahildir.*

Allah münafık erkeklerle münafık kadınlara, müşrik erkeklerle müşrik kadınlara azab edecek,

mümin erkeklerle mümin kadınların
tevbelerini kabul edecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.*


SEBE SÜRESİ


Hamd, o Allah'ındır ki göklerde ne var, yerde ne varsa hep O'nundur.

Ahirette de hamd O'nundur. O hüküm ve himet sahibidir, herşeyden haberdardır.
*
Yere ne giriyor ve ondan ne çıkıyor, gökten ne iniyor ve ne çıkıyorsa Allah bilir. O merhamet edici ve bağışlayıcıdır

İnkâr edenler: "Bize kıyamet saati gelmez." dediler.

De ki gaybı bilen Rabbim hakkı için kıyamet size mutlaka gelecektir.

O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre kadar bir şey kaçmaz.

küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi muhakkak açık bir kitaptadır."

Allah iman edip iyi amel işleyenlere mükafat verecektir.

onlar için bir mağfiret ve cömertçe verilmiş bol rızık vardır.*

Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara kötü ve elem verici azab vardır.*

Rabbinden sana indirilen Kur'ân, hakkın kendisidir.

O, gücüne nihayet olmayan, her hamde lâyık bulunan Allah'ın yolunu gösteriyor

âhirete inanmayanlar, derin bir sapıklıkla azab içindedirler.*

Dilesek kendilerini yere geçiriveririz. Yahut gökten üzerlerine parçalar düşürüveririz.

Şüphesiz bunda Allah'a yönelen hakka gönül veren her kul için bir ibret vardır.*

Andolsun biz Davud'a bir fazilet verdik. Ey dağlar! Onunla beraber tesbih edin." dedik ve kuşlara da emrettik

Andolsun biz Davud'a demiri yumuşattık.* Bol bol zırhlar yap ve biçimlemede ölçüyü gözet dedik.

Siz de iyi işler yapın, çünkü ben her yapacağınızı gözetiyorum.*


Süleyman'ın emrine rüzgarı verdik.
Erimiş bakır menbaını ona sel gibi akıttık. Rabbi'nin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı.

kim emrimizden dışarı çıkarsa ona ateş azabından tattırırdık.*


Çalışın ey Davud hanedanı, şükür için çalışın.

kullarım içinde şükreden azdır.*

Ne zaman ki Süleyman'a ölümü hükmettik, cinlere onun ölümünü sezdiren olmadı. Yalnız bir güve böceği yere dayandığı asâsını yiyordu.

cinler eğer gaybı bilir olsalar*
o zilletli azab içinde bekleyip durmazlardı.*

Andolsun ki Sebe' kavmi için oturdukları yerde bir ibret vardı:

Sağ*ve soldan iki bahçe "Rabbinizin rızkından yiyin O'na şükredin, ne güzel bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rab

onlar şükürden yüz çevirdiler Biz de üzerlerine Arim selini salıverdik

o güzelim bahçelerini buruk yemişli, ılgınlık ve içinde sidir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik.*Bu nankörlerin cezası

biz nankör olanları cezalandırırız.*

Biz bereket verdiğimiz memleketler arasında, sırt sırta şehirler meydana getirmiştik.

Onlara Buralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyet içinde gezip yürüyün dedik onlar: "Ey Rabbimiz! Seferlerimizin arasını uzaklaştır" dediler ve nefislerine zulmettiler.

Biz de onları efsanelere çevirdik didik didik dağıttık.

Şüphesiz çok şükredecek her sabırlı için elbette ibretler vardır.*

müminlerden başkası iblise uydular.*
Halbuki İblis'in onlar üzerinde hiçbir saltanat kudreti yoktu.

biz ahirete imanı olanı belli edecek, ondan şüphe içinde bulunandan ayırt edecektik.

Rabb'in her şeyi gözetleyendir.*


De ki: "Allah'ı bırakıp da tanrı saydığınız putlarınıza istediğiniz kadar yalvarın. Onların ne göklerde, ne yerde zerre kadar güçleri yetmez.

Allah'ın huzurunda şefaat da fayda vermez. Ancak izin verdiği kimseninki müstesna.

Nihayet kalblerinden dehşet giderildiği zaman "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. Şefaat sahipleri "Hakkı söyledi" derler.

O, her şeyden yüksek ve büyüktür.*


De ki: "Size göklerden ve yerden rızık veren kimdir?" Yine de ki: "Allah'tır,

biz, ya da siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir sapıklık içindeyiz."

De ki: "Siz bizim yaptığımız günahdan . Biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu olmayız."*

De ki: "Rabbimiz hepimizi bir araya toplayacak, sonra da hak hükmü ile aramızı ayıracaktır.

Asıl hüküm veren ve her şeyi bilen O'dur."*

De ki: "O'na ortak diye takıştırdıklarınızı gösterin Hayır, öyle şey yoktur,

doğrusu güçlü ve hikmet sahibi olan ancak Allah'tır."*

Biz seni ancak bütün insanlara müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.*

Ve gerçekçiyseniz vaad ne zaman diyorlar.*De ki: "Size vaad edilen öyle bir gündür ki ne geri kalabilir ne de ileri geçebilirsiniz."*

Kâfirler: "Biz ne bu Kur'ân'a inanırız, ne de ondan öncekilere." dediler

o zalimleri yakalanıp Rablerinin huzuruna durduruldukları zaman, birbirlerine söz atarken bir görsen zayıf düşürülenler büyüklük taslayanlara: "Siz olmasaydınız bmutlaka mümin olurduk" derler.*

büyüklük taslayanlar, zayıf düşürülenlere: "Size hidayet geldikten sonra, sizi ondan biz mi çevirdik? Hayır, siz kendiniz suçluydunuz." derler.*

zayıf düşürülenler büyüklük taslayanlara: "Hayır, işiniz gece, gündüz hilekârlıktı. Allah'ı inkâr etmemizi ve eş koşmamızı emrediyordunuz." derler

azabı gördükleri zaman içlerinden pişmanlık getirmektedirler. Onlar sadece yaptıklarının cezasını çekiyorlar

Biz kâfirlerin boyunlarına demir halkalar geçirmişizdir.

Onlar sadece yaptıklarının cezasını çekiyorlar

Biz bir memlekete tehlikeyi haber veren uyarıcı gönderdikse oranın refah ile şımartılanları: gönderildiğinizi tanımayız." dediler.*

dediler ki: "Biz malca da çoğuz, evlatça da, bize azab edilmez."*

De ki: "Rabbim rızkı dilediğine genişletir, dilediğine sıkar. insanların çoğu bilmezler."*

sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız*değildir

iman edip de salih amel işleyenlere amellerine karşı kat kat mükafat vardır.

Onlar cennet köşklerinde emniyet içindedirler.*

Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara gelince, onlar Hakk'ın huzuruna azab içinde getirileceklerdir.*

De ki: Rabbim kullarından dilediği kimseye rızkı hem genişletir, hem daraltır.

Her neyi hayra harcarsanız O, onun yerine başkasını verir.

O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."*

O gün Allah, onları hep birlikte mahşere toplayacak, sonra meleklere: "Şunlar size mi tapıyorlardı?" diyecektir

Onlar Seni tenzih ederiz. Bizim onlara karşı sığınacak velimiz sensin.

onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmışlardı.

o gün birbirinize ne bir menfaate, ne de bir zarara sahip olabilirsiniz.

biz zulmedenlere: Tadın bakalım yalan deyip durduğunuz ateşin azabını deriz.*


âyetlerimiz okunduğu zaman o zalimler: "Bu, sırf sizi atalarınızın taptığı tanrılardan men etmek isteyen bir adam." dediler.

Bu (Kur'ân), sırf uydurulmuş bir iftira" dediler. kâfirler, hak geldiği zaman: "Bu sihirden başka bir şey değil." dediler.*

biz onlara ders alacakları kitaplar göndermedik. senden önce bir uyarıcı da göndermedik.*Onlar yalanlamışlardı.

Peygamberlerimi yalanladılar, ama beni inkâr edişin sonu nasıl oldu?*

O, yalnız şiddetli bir azabın önünde, sizi sakındıracak bir peygamberdir.

De ki: "Ben sizden ücret istemem, ecrim ancak Allah'a aittir. O, şahittir."*

Rabbim, hakkı yerine koyar. O, gaybları hakkıyla bilendir."

De ki: "Hak geldi, batılın önü de kalmaz, sonu da."

De ki: yanılırsam, yalnız kendi adıma yanılırım. Ve eğer hidayeti bulmuşsam, Rabbimin bana vahiy vermesiyledir. Çünkü O, yakındır, işitir, işittirir."*

telaşa düştükleri zaman kaçamak yoktur. Yakın yerden yakalanmışlardır.*

O'na iman ettik" demektedirler. Fakat onlar dünyada inkâr etmişlerdi. Uzak yerden gayba taş atıyorlardı.*

kendileriyle arzularının arasına set çekilmiştir. Çünkü hepsi işkilli bir şüphe içinde bulunuyorlardı.*

FATIR SÜRESİ

Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler kılan Allah'a mahsustur.

O, yaratmada dilediği kadar artırır. Gerçekten Allah her şeye kâdirdir.*

Allah, insanlara rahmetinden neyi açarsa artık onu tutacak, kısacak olan yoktur.

Allah, neyi tutar kısarsa, onu da, ondan sonra salacak yoktur. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.*

Ey insanlar! Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın.

Allah'tan başka bir yaratıcı mı var? O size gökten ve yerden rızık verir.

O'ndan başka ilâh yoktur. O halde haktan nasıl çevrilirsiniz?*

onlar seni yalanlıyorlarsa, senden önce birçok peygamberi yalanladılar. Bütün işler Allah'a döndürülür.*

Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah'ın vaadi muhakkak haktır.

Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın,

sakın o aldatıcı şeytan sizi, Allah hakkında aldatmasın.*

şeytan size düşmandır. Siz de onu düşman tutun.

Şeytan etrafına toplanan taraftarlarını ancak cehennemlik olsun diye davet eder.

İnkâr edenler için şiddetli bir azab vardır.

İman edip salih amel işleyenler için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.*

Ya kötü ameli allanmış pullanmış onu güzel görmüş olan kimse de mi iman edip salih amel işleyenler gibi olacak

Şüphe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de doğru yola çıkarır.

canın onlara (üzüntülerle) sıkılıp gitmesin. Allah, onların bütün yaptıklarını bilir.*

Rüzgârları gönderip bir bulut kaldıran da Allah'tır.

o bulutu ölmüş bir beldeye sevketmişizdir. yeryüzüne ölmünden sonra hayat veririz. o dirilme böyledir.*

Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamıyla Allah'ındır.

onu salih amel yükseltir.

Kötülükler kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azab vardır.

Onların tuzakları hep darmadağın olur.*

Allah sizi bir topraktan, sonra bir damla sudan yarattı. Sonra sizi çiftler kıldı.

O'nun bilgisi olmadan ne bir dişi hamile olur, ne doğurur.

Kendisine ömür verilenin ömrünün uzatılıp kısaltılması mutlaka kitapta yazılıdır. Şüphe yok ki bu, Allah'a göre kolaydır.*

iki deniz eşit olmuyor. Şu tatlı, hararet keser, içerken boğazdanbkayar; şu da tuzlu, yakar kavurur.

Allah'ın lütfundan nasib arayasınız diye suyu yara yara giden gemileri görürsün Gerek ki şükredeceksiniz.*

O, geceyi gündüze sokuyor, gündüzü de geceye sokuyor.

Güneşi ve ayı emrine âmâde kılmıştır.

Her biri mukadder bir gayeye akıp gidiyor. İşte bu gördüklerinizi yapan Allah sizin Rabbinizdir.

Mülk ve hükümranlık O'nundur. O'ndan başka taptıklarınız bir çekirdek zarını bile idare edemezler.

dua ederseniz duanızı işitmezler. İşitseler bile size cevabını veremezler.
Sana her Allah gibi haber veren olmaz.*


Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız.

Allah ise zengin ve her hamde lâyıktır.*


O dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir halk getirir.*Ve bu, Allah'a zor değildir

günah çeken bir kimse, başkasının günahını çekmeyecek;

yükü ağır basan, onun yüklenilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmeyecek,

sen ancak o kimseleri sakındırırsın ki, gaybda Rablerinin korkusunu duyarlar, namazı dürüst kılarlar. Temizlenen de sırf kendisi için temizlenir.

Nihayet dönüş Allah'adır.*

Ne kör ile gören eşit olur,*
Ne de karanlıklar ile aydınlık,*
Ve ne de gölge ile sıcaklık.*
Ölülerle diriler eşit olmaz.

Allah, her dilediğine işittirirse de sen, kabirlerdekine işittirecek değilsin.*
Sen sadece bir uyarıcısın.*

Muhakkak ki biz seni hak ile hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik

Seni yalanlıyorlarsa, öncekiler i de yalanlamışlardı. Onlara peygamberleri mucizelerle, sahifelerle ve aydınlatıcı kitaplarla gelmişlerdi.*


ben o inkâr edenleri tutup yakaladım. O zaman beni inkâr etmek nasıl oldu?*
Görmedin mi

Allah gökten bir su indirdi. Biz onunla renkleri başka başka meyveler çıkardık.

Dağlarda da yollar, beyazlı kırmızılı çeşitli renklerde ve kapkara topraklar var.*

Yine insanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da türlü renklileri vardır.

Kulları içinde Allah'tan ancak âlimler korkar.

Şüphe yok ki Allah çok güçlüdür. Hüküm ve hikmet sahibidir.*

Allah'ın kitabını okuyan, namazı kılan ve verdiğimiz rızıktan gizli ve açık olarak verenler, batma ihtimali olmayan bir ticaret umarlar.*

Allah mükafatlarını kendilerine l ödedikten başka, lütfundan fazlasını verecektir.

O çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir.*

Kitaplar içinde sana vahyettiğimiz kitap da kendinden öncekileri tasdik edici olmak üzere bir haktır.

Şüphe yok ki, Allah, kullarının bütün hallerinden haberdardır ve her şeyi görendir.*

biz o kitabı kullarımızdan süzüp seçtiklerimize miras bıraktık.

Onlardan da nefislerine zulmeden, orta yolu tutan var, Allah'ın izniyle hayırda ileri geçenler var. bu büyük lütuftur.*

Onlara Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezikler ve incilerle süsleneceklerdir. elbiseleri de ipektir.
*
Onlar orada şöyle derler: "Hamd olsun Allah'a, bizden üzüntüyü giderdi.

Gerçekten Rabbimiz çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir."*


Lütfundan bizi durulacak bir yurda kondurdu. Burada bize yorgunluk ve usanç gelmeyecektir."*

İnkâr edenlere cehennem ateşi vardır.

Hüküm verilmez ki ölsünler, kendilerinden azab da hafifletilmez. İşte biz nankörü böyle cezalandırırız.*


Onlar, orada feryad ederler: "Ey Rabbimiz! Bizleri çıkar,salih bir amel yapalım." Onlara düşünecek bir ömür vermedik mi?

O halde azabı tadın. Çünkü zalimleri kurtaracak yoktur."


Şüphe yok ki Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. o, sinelerin içini de bilir

Sizi yeryüzünde halifeler yapan O'dur.

kim küfrederse, küfrü kendi aleyhinedir.

Kâfirlerin küfürleri, Rablerinin katında buğzdan başka bir şey artırmaz,

kâfirlerin küfürleri zarardan başka bir şey artırmaz.*

Gördünüz ya, Allah'ı bırakıp da tapmakta olduğunuz ortaklarınızı! Gösterin bana, yer yüzünden neyi yaratmışlardır

onların gök yüzünde bir ortaklığı mı var? Yoksa biz kendilerine kitap vermişiz de ondan bir delil bulunuyorlar? Hayır

o zalimler, birbirlerine aldatmadan başka bir vaadde bulunmuyorlar.*

Doğrusu gökleri ve yeri yok oluvermekten, Allah tutuyor.

onları O'ndan başka kimse tutamaz. Gerçekten O, çok yumuşak davranır, çok bağışlayıcıdır.*

Olanca güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi ki, bir peygamber gelirse, mutlaka en doğru yolda olacaklardı.

Fakat kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiği zaman bu, onların sırf ürküntülerini artırdı.*

Halbuki fena düzen ancak sahibinin başına geçer.

Sen Allah'ın sünnetinde asla bir değişme bulamazsın. Sen Allah'ın sünnetinde asla bir başkalaşma da bulamazsın.*

Yeryüzünde gezip bakmadılar mı, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş?

Ne göklerde ve ne de yerde hiçbir şey Allah'ı aciz bırakamaz. o her şeyi bilen ve her şeye kâdir olandır

Allah, insanları kazandıkları günah yüzünden hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı.

onları belli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet ecelleri gelince gereğini yapar.

Şüphe yok ki Allah, kullarını görmektedir.*

YASİN SÜRESİ

Ey Muhammed! Hikmetli Kur'ân'a andolsun ki, sen risâlet görevi*
Dosdoğru bir yol üzerindesin.*

Babaları korkutulmamış kendileri de gafil olan bir kavmi, çok güçlü ve çok merhametli Allah'ın indirdiği (Kur'ân) ile korkutasın.*

Andolsun ki onların üzerine azab sözü hak olmuştur. Onlar imana gelmezler.*

biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır

önlerinden bir sed, arkalarından bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır. Baksalar da görmezler.*

Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar.*


Sen ancak Kur'ân'a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi sakındırırsın.

onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele.*

biz ölüleri diriltiriz,

biz her şeyi açık bir kütükte, imam-ı mübin"de ana kitap yani Levh-i mahfuzda sayıp tesbit etmişizdir.*


Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmişti.*
Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı.

onları üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara: "Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz." dediler.*

Onlar Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz, Rahman olan Allah, hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." dediler.*

Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz."*

Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir."*

Onlar dediler ki: biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size azab dokunur."*

Peygamberler de şöyle cevap verdi "Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Siz uğursuzluğa uğradınız

Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz."*

Ey kavmim! Uyun o elçilere!"*
Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir."*

Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim beni yaratana? Hep*
döndürülüp O'na götürüleceksiniz."*

Hiç ben O'ndan başka ilâhlar edinir miyim?

O Rahman, bana zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar."
*
ona haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi

Rabbimin beni bağışladı beni ikram edilen kullarından kıldı
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla