Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-03-2019, 20:02   #35
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ülkücü dünya. Com

ZUHRUF SÜRESİ

Hâ, mîm.*kitaba andolsun ki biz onu anlayasınız diye Arapça Kur'an yaptık.*

o bizim nezdimizde bulunan yüce ve hikmet dolu bir kitaptır

Siz haddi aşan bir kavim oldunuz

Biz nice peygamberler göndermiştik.*
Onlar her peygamberle* alay ediyordu

Biz daha kuvvetli olanları da helâk ettik

onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan elbette çok güçlü ve herşeyi bilen Allah yarattı." derler.*

O, yeryüzünü size beşik yaptı doğru gidesiniz diye orada sizin için yollar meydana getirdi.*

Allah gökten belli bir ölçüye göre su indirdi.

Biz onunla ölü bir memlekete yeniden hayat verdik.

siz kabirlerinizden diriltilip çıkarılacaksınız

Allah Sizin için bineceğiniz gemiler ve hayvanlar var etmiştir.*

Siz onların sırtına binip üzerlerine yerleştiğinizde, Rabbinizin nimetini anın

Bunları bizim hizmetimize veren Allah'ı tenzih ve tesbih ederiz. Yoksa bizim bunlara gücümüz yetmezdi.

biz Rabbimize döneceğiz

insan apaçık bir nankördür.*

Onların yüzü simsiyah kesilir de öfkesinden yutkunur durur.*

Onlar meleklerin yaratılışını gördüler mi? Onların şahitlikleri yazılacak

onlar sorguya çekileceklerdir.*

Onlar: "Eğer Rahman olan, Allah dileseydi, biz meleklere tapmazdık dediler.

Onların hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar.*

kendilerine bir kitap verdik onlar, ona sarılıyorlar?*

Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, onların izinde gidiyoruz." dediler

Ey Muhammed! senden önce hangi memlekete uyarıcı göndermişsek, oranın şımarık kimseleri: "Biz babalarımızın izlerine uyarız." dediler.*

size babalarınızın bulunduğu dinden daha doğrusunu getirmişsem de mi bana uymazsınız?"

Biz onlardan intikam aldık.

Bak peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl oldu

ben sizin taptığınız şeylerden uzağım.*
Ben ancak beni yaratana taparım.

Şüphesiz O, beni doğru yola iletecektir."

İbrahim, bu sözü, ardından geleceklere miras* bıraktı ki doğru yola dönsünler.*

Kendilerine hak geldiği zaman onlar: "Bu bir büyüdür doğrusu biz onu tanımıyoruz." dediler.*

Onlar: Kur'an, şu iki şehirden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?" dediler.*

Ey Muhammed! Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Dünya hayatını* biz taksim ettik.

Birbirlerine işlerini gördürsünler diye biz onların bir kısmını diğerlerinden derecelerle üstün kıldık.

Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır.*

küfre sapan bir ümmet olmasalardı
Rahman olan Allah inkâr edenlerin* evlerine gümüşten tavanlar yapardı

küfre sapmasalardı evleri için gümüşten kapılar, üzerine yaslanacak koltuklar ve nice ziynetler verirdik.

Bütün dünya hayatı geçici menfaatden başka bir şey değildir.

Ahiret Rabbin katında takva sahipleri içindir

kim Rahman olan Allah'ın zikrinden yüz çevirirse biz şeytanı musallat ederiz.

şeytan onun yakın dostudur.*

şeytanlar onları yoldan çıkarır da Onlar** doğru yolda olduklarını sanırlar.*

kıyamet günü gelince, arkadaşına Keşke seninle aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı* Sen ne kötü arkadaşmışsın!" der.*

Bugün pişmanlık duymanız size fayda sağlamayacaktır.

siz zulmettiniz. Şimdi* hepiniz azapta ortaksınız." denir.*

Ey Muhammed! sağırlara sen mi işittirecek körlere ve sapıklık içinde olanlara sen mi doğruyu göstereceksin

biz onlardan intikam alırız.*

onlara vaad ettiğimiz azabı gösteririz

onlara azap etmeye gücümüz yeter

sen vahyedilen Kur'an'a sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin.*

Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve sorguya çekileceksiniz.*

Ey Muhammed peygamberlerimize de sor, Rahman olan Allah'tan başka* ibadet edilecek ilâhlar yapmış mıyız

Andolsun biz Musa'yı mucizelerimizle Firavun'a ve adamlarına gönderdik.

Musa: "Ben gerçekten âlemlerin Rabbi olan Allah'ın peygamberiyim." dedi.*

Musa mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler.*

Bizim gösterdiğimiz her bir mucize diğerinden daha büyüktü.

doğruya dönerler diye biz onları azapla yakaladık.*

azâbı görünce: "Ey sihirbaz! bizim için Rabbine dua et. Biz doğru yola gireceğiz." dediler.*

azabı* kaldırdığımız zaman hemen sözlerinden dönüverdiler.*

Firavun kavmine dedi ki Mısır ve akıp giden şu ırmaklar benim değil mi?

Firavun kavmini küçümsedi. Onlar* O'na itaat ettiler. onlar fâsık bir kavimdi.*

Nihayet gazaplandırdıkları zaman intikam aldık. Hepsini suda boğduk

Onları sonradan gelecekler için ibret ve örnek kıldık.*

Meryem oğlu İsâ anlatılınca, kavmin bağrışmaya başladılar.*dediler ki: "Bizim ilâhlarımız mı* hayırlıdır İsâ mı?"

onlar çok kavgacı bir topluluktur.*

İsâ nimet verdiğimiz* İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.*

biz dileseydik, sizden yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık.*

kıyâmet hakkında şüpheye düşmeyip, bana uyun, bu doğru yoldur.*

Sakın şeytan sizi doğru yoldan alıkoymasın.

o sizin için apaçık bir düşmandır.*

İsâ mucizelerle indiği zaman dedi ki: Ben hikmeti getirdim* ihtilâfa düştüklerinizi açıklamaya geldim.

Allah'tan korkun, ve itaat edin.*

benim de Rabbim sizin de Rabbiniz Allah'tır O'na kulluk edin. Bu doğru yol

Acı bir günün azâbından dolayı vay zulmedenlerin hâline!

Onlar ansızın kıyâmetin başlarına gelmesini mi bekliyorlar?*

O gün Allah'tan korkanlar hariç dost olanlar birbirlerine düşmandırlar.*

Allah, takva sahiplerine şöyle nida eder: Ey âyetlerimize imân edip müslüman olan kullarım

Bugün size hiçbir korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz.*

Siz ve eşleriniz cennete girin. Orada ağırlanıp sevindirileceksiniz."*

Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın tepsiler ve kadehlerle dolaştırılır.

cennette canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır.

Siz cennette ebedi olarak kalacaksınız.*

İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.*

cennette sizin için bol bol meyveler vardır. Onlardan yersiniz.*

Şüphesiz ki suçlular, cehennem azâbında ebedi olarak kalacaklardır.*

Onların azâbı hafifletilmez ve onlar azab içersinde ümitsizdirler.*

Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zâlimler oldular.*

Onlar cehennem bekçisine: "Ey Mâlik! Rabbin bizi öldürsün." diye seslenir Mâlik Siz böylece kalacaksınız." der.*

Andolsun size hakkı getirdik. Fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz.*

onlar hakka karşı gelmek için bir iş* kararlaştırdılar? Biz de onları cezalandırmak için kararlıyız.*

onlar bizim sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar?

işitiriz ve elçi meleklerimiz her yaptıklarını yazıyorlar.*

Göklerin ve yerin Rabbi, arşın Rabbi onların nitelendirdikleri şeyden münezzehtir, yücedir.*

Şimdi sen bırak onları, tehdit edildikleri güne kadar batıla dalsınlar oynasınlar.*

Gökteki ilâh da yerdeki ilâh da O'dur.

O hüküm ve hikmet sahibidir

Göklerin, yerin ve her ikisinin hükümranlığı kendisine ait olan Allah'ın şanı yücedir.

Kıyâmet saatinin bilgisi yalnız onun yanındadır

Siz sadece O'na döndürüleceksiniz.*

Onların Allah'ı bırakıp da tapdıkları putlar şefaat hakkına sahip değillerdir.

Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefâat edebilir.*

sen onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette: "Allah" derler.

Peygamberin sözü şudur Ey Rabbim Bunlar* imân etmeyen bir kavimdir."*

Ey Muhammed sen onlara Size selâm olsun." de.

O Kitab'a andolsun onu* mübarek bir gecede indirdik.

biz onunla insanları uyarmaktayız.*

O gecede her hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayrılır.

biz Rabbin tarafından bir rahmet olarak peygamberler göndeririz.

Şüphesiz O, herşeyi işitir ve bilir.*

inanıyorsanız, iyi bilin ki Allah göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir.*

Ondan başka hiçbir ilâh yoktur.

O hem yaşatır, hem öldürür.

O sizin de Rabbiniz, sizden önceki babalarınızın da Rabbidir.*

kâfirler bir şüphe içinde* eğleniyorlar.*

Ey Muhammed! sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azabdır

O gün insanlar: "Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. biz inanıyoruz" derler.*

Onlar için düşünüp öğüt almak nerede? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir de peygamber gelmişti.*

peygamberden yüz çevirdiler ve: "Bu öğretilmiş bir delidir." dediler.*

Biz azabı sizden birazcık kaldırırız. Ama siz mutlaka eski halinize dönersiniz.*

Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız.*

Andolsun ki, biz Firavun kavmini denemiştik Onlara çok kıymetli bir peygamber gelmişti.*

peygamber demişti ki Esaret altındaki Allah'ın kullarını bana teslim edin. ben size gönderilmiş* peygamberim

Allah'a karşı üstünlük taslamayın. Şüphesiz size açık delil getiriyorum.*

beni taşlamanızdan dolayı benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'a sığındım

siz bana iman etmezseniz hemen yanımdan uzaklaşın."

Musa: bunlar suçlu bir kavimdir." diyerek yardım için Rabbine yalvardı.*

Allah buyurdu ki: "Kullarımı geceleyin yürüt. Çünkü siz takib edileceksiniz.*

onlar suda boğulacak bir ordudur.

Onlar neler bırakmışlardı, ne bahçeler, ne pınarlar!*Ne ekinler, ne kaynaklar

içinde eğlenip durdukları nice nimetler
biz onları bir kavme miras bıraktık.*

Gök ve yer onlara ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi.*

Andolsun ki biz İsrailoğullarını* aşağılayıcı azabdan kurtardık.*
Firavun'dan da kurtardık

o üstünlük taslayıp haddi aşan bir zorbaydı.*

Andolsun ki biz onları bilerek o zamanki alemlere üstün kıldık.*

Biz onlara içinde apaçık bir imtihan bulunan mucizeler verdik.*

kâfirler diyorlar ki ilk ölümden başka bir şey yoktur. Biz diriltilecek değiliz.
*
Biz onları helak ettik onlar suçluydular.*

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık

Biz onları hak ve hikmetle yarattık.

hakkı batıldan ayırd etme günü onların hepsinin bir araya toplanacağı gündür.*

O gün dostun dosta faydası olmaz.

Onlara yardım da edilmez.*

Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, çok merhamet edicidir

Gerçekten zakkum ağacı,*
Günahkârların yemeğidir.*

zakkum ağacı karınlarda kaynar.*O, kızgın sıvının kaynaması gibidir

Allah meleklere emreder. "Şunu tutun Cehennem'in ortasına sürükleyin."

onun başının üstüne kaynar su azabından dökün."*

Ona şöyle denir! "Tat bakalım azabı! hani sen çok güçlü ve çok üstündün.*

kötülükten sakınanlar
güvenli makamdadırlar
Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.*

Onlar ince ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karşılıklı otururlar.*

biz onları iri siyah gözlü hurilerle evlendiririz.*

Onlar orada güven içinde her çeşit meyveyi isteyebilirler.*

Allah onları cehennem azabından korumuştur.*

Rabbinden bir lütuf* İşte büyük kurtuluş

Biz Kur'ân'ı senin dilinle indirip kolaylaştırdık. Umulur ki öğüt alırlar

sen onların başlarına gelecekleri bekle: onlar da bekleyip durmaktadırlar.

CASİYE SÜRESİ

Hâ, mîm*kitap, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir.*

Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardır.*

Sizin yaratılışınızda ve canlıları yeryüzüne yaymasında inanan* için ibret vardır.*

Gece ile gündüzün değişmesinde* Allah'ın gökten rızık indirip
yağmurla yeryüzünü* diriltmesinde rüzgârları yönlendirmesinde
aklını kullanan* için nice deliller vardır.*

bunlar, Allah'ın âyetleridir onları hakkıyla okuyoruz.

Allah'a ve âyetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanacaklar?

Her günahkâr kişinin vay haline

Allah'ın âyetlerini işitir de sanki kibrinden hiç işitmemiş gibi ısrar eder.

sen ona, can yakıcı bir azabla müjdele!*

Âyetlerimizi öğrendiği zaman alaya alıyor.onlar için rezil bir azap vardır.*

Ötelerinde cehennem var.

Ne kazandıkları ne de Allah'tan başka edindikleri dostlar, kendilerinden hiçbir azabı kaldıramaz.

Onlar için büyük bir azab vardır.*

Bu Kur'an bir hidâyettir.

Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere ise, en şiddetlisinden acıklı bir azab vardır.*

Allah O (yüce) zâttır ki, emriyle içinde gemilerin seyretmesi de O'nun

lütfundan rızık aramanız ve şükr için denizi emrinize vermiştir.*

O, gök ve yerdeki herşeyi kendinden bir lütuf olarak hizmetinize vermiştir.

Şüphesiz düşünen topluluklar için ibret ve deliller vardır.*

Ey Muhammed! İman edenler Allah'ın cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar.

Allah her kavmi kazandıklarıyla cezalandıracaktır.*

kim iyi bir iş yaparsa onun faydası kendisinedir. Kim kötülük yaparsa zararı yine kendinedir.

hep Rabbinize döndürüleceksiniz

Andolsun vaktiyle İsrailoğulları'na kitap, hüküm ve peygamberlik vermiştik.

Onları temiz rızıklarla rızıklandırmıştık. Ve onları âlemlerden üstün kılmıştık.*

Din hususunda onlara apaçık deliller verdik.

onlar, kendilerine ilim gelince aradaki çekememezlik ve düşmanlık yüzünden ayrılığa düşmüşlerdi.

Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri şeylerde, kıyâmet günü aralarında hükmedecektir.*

Ey Muhammed seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık.

Sen bilmeyenlerin hevâ ve hevesine uyma

onlar Allah'tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar.

Şüphesiz zâlimler, birbirlerinin
Allah ise müttakilerin dostudur.*

Kur'an insanların kalb gözünü açan bir nur, kesin bilgi edinmek isteyen bir toplum için de hidâyet ve rahmettir.*

kötülük işleyenler, hayat ve ölümde kendilerini, iman ve iyi amelli kimseyle bir tutacağımızı mı zannetti* Ne kötü

Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı.

herkese yaptığının karşılığı verilmek üzere, asla haksızlık edilmez.*

Ey Muhammed hevesini ilâh edinen, Allah'ın saptırıp kulak ve kalbini mühürleyip gözüne perde çektiği kimseyi görüyor musun?

onu Allah'tan başka kim hidâyete erdirebilir? Hala düşünmez misiniz?*

müşrikler dediler ki: "Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir.

Ölürüz ve yaşarız.

onların hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece zannederler.*

Ey Muhammed De ki: "Allah sizi diriltir. Sonra sizi o öldürür,

şüphe olmayan kıyamet gününde sizi diriltip* bir araya toplar.

Gök ve yerin mülkü sadece Allah'ındır.

Kıyâmetin kopacağı gün batıla sapanlar hüsrana düşecekler.*

O gün her ümmeti, diz çökmüştür Her ümmet, kendi kitabına çağırılır,

Bugün yaptığınız amellerin cezası verilecektir.*

İşte kitabınız, yüzünüze karşı hakkı söylüyor,

İman edip iyi işler yapanları Rableri rahmeti içine koyacaktır.

İşte apaçık kurtuluş budur.*

kâfirlere denilir ki; "Size âyetlerim okunmadı mı? Siz büyüklük tasladınız

günah işleyen bir kavim oldunuz

Allah'ın vaadi gerçektir.

kıyâmetin geleceğinde şüphe yoktur."

Kıyamet nedir bilmiyoruz zandan ibâret sanıyoruz. kesin bilgimiz yok. derdiniz.*

yaptıkları amellerin kötülüğü gözlerinin önüne serildi,

alay edip durdukları şey onları kuşatıverdi.*

kâfirlere şöyle denilir; "Siz, dünyada bugüne kavuşmayı nasıl unuttuysanız, biz de bugün sizi unutacağız.

Yeriniz ateştir

sizin yardımcılardan kimse de yoktur."*

Siz Allah'ın âyetlerini alaya aldınız, dünya hayatı sizi aldattı.

bugün onlar, ateşten çıkarılmayacaklar

kendilerinden özür dilemeleri kabul edilmeyecektir.*

Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur

Göklerde ve yerde büyüklük ve hâkimiyet O'nundur. O, Aziz'dir galiptir Hakîm'dir hüküm ve hikmet sahibidir

AHKAF SÜRESİ

kitabın indirilişi, çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafındandır.*

gökleri, yeri ve arasındakileri ancak hak ile ve belirli bir süre için yarattık.

İnkâr edenler u yüz çeviriyorlar.*

Ey Muhammed! De ki: "Allah'tan başka yalvardıklarınızı gördünüz mü? Onlar ne yaratmışlar gösterin.

siz doğru iseniz Kur'an'dan önce indirilmiş bir kitap veya ilim getirin."*

Allah'ı bırakıp* kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek olan puta dua edenden daha sapık kimdir

taptıkları şeylerin, onların yalvarışlarından haberleri bile yoktur.*

Kıyamet günü insanlar biraraya toplandığı zaman taptıkları şeyler kendilerine düşman kesilirler.

âyetlerimizi inkâr edenler hak kitap için: "Bu* büyüdür." dediler.*

Onu Muhammed uydurdu." mu diyorlar? de ki: onu uydurmuşsam Allah'tan* gelen cezayı savmaya gücünüz yetmez

O sizin yaptığınız taşkınlıkları iyi bilir.

şahit olarak Allah yeter.

O çok bağışlayıcı* merhamet edicidir.*

Ey Muhammed! De ki: "Ben Peygamberlerin ilki değilim Ben vahyedilene tabi olan bir uyarıcıyım.*

siz büyüklük taslarsanız haksızlık etmiş olmaz mısınız

Allah zalim topluluğu doğruya iletmez

İnkâr edenler, iman ednlere İslâm'da* hayır olsaydı onlar, bizi geçemezlerdi." derler. bu bir yalandır." diyeceklerdir.*

Kur'ân'dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Musa'nın kitabı Tevrat vardı.

Kur'ân zulmedeni uyarmak, iyiliği* müjdelemek için Arap lisanı ile indirilen öncekileri tasdik eden bir kitaptır.*

Gerçekten Rabbimiz Allah'tır."

dosdoğru olanlara korku yoktur

onlar üzülmeyeceklerdir.*
onlar cennetlikdirler,

yaptıklarına karşılık orada ebedi olarak kalacaklardır.*

Biz insana ana ve babasına iyilik yapmayı tavsiye ettik.

Anası onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu.

Onun ana karnında taşınması ile sütten kesilme süresi otuz aydır.

insan olgunluğa ulaşıp, kırka geldiğinde der ki Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetlerine şükretmemi salih amel işlememi ilham et.

neslimden gelenleri salih kıl tevbe edip sana yöneldim ben* müslümanlardanım

yaptıklarının en güzelini kabul edeceğimiz günahlarını bağışlayacağımız kimseler

cennetlikler arasındalar* onlara vaad edilen dosdoğru bir sözdür.*

Ana ve babasına: "Öf size! siz ölünce dirilip kabrimden çıkarılacağımı mı vaad ediyorsunuz? O kimseye yazık

Allah'a sığınarak "Yazıklar olsun sana!

Gel iman et, Allah'ın vaadi gerçektir."

o Kur'ân öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" diyordu.*

onlar haklarında azab vaadi hak olmuş

Onlar gerçekten hüsrana uğramışlardır.*

Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır.

Allah onlara yaptıklarının karşılığını tam olarak verir. Onlara haksızlık edilmez.
*
İnkâr edenler ateşe arzedilecekler

bugün büyüklük taslayıp yoldan çıkmanız dan dolayı aşağılayıcı bir azabla cezalandırılacaksınız.
*
Ey Muhammed! Âd kavminin kardeşi Hud'u hatırla.O, Ahkâf denilen yerde kavmini uyarmıştı.

O'ndan önce ve sonra da nice peygamberler gelip geçmiştir.

Hud, kavmine: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin ben sizin büyük bir günün azabından korkuyorum. demişti
*
Onlar: "Sen Eğer doğru isen bize vaad edip durduğun azabı getir." dediler.*

azabın ne zaman geleceğine dair ilim Allah katındadır.

Ben size tebliğ ediyorum. Fakat sizi cahil bir kavim olarak görüyorum

O sizin acele gelmesini istediğinizdir O bir rüzgârdır ki, acı bir azab vardır.*

O rüzgâr, Rabbinin emri ile herşeyi yıkar mahveder." dedi.

Nihayet helâk oldular evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu.

biz günahkâr kavmi böyle cezalandırırız.*

And olsun ki, biz onlara size vermediğimiz imkanlar vermiştik.
Fakat fayda sağlamadı.

Onlara kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri hiçbir fayda sağlamadı.

onlar Allah'ın âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Alay etmekte oldukları şey onları sarıp kuşattı.*

Andolsun etrafınızda bulunan bir çok memleketleri helak ettik.

Belki tevhide dönerler diye ayetlerimizi çeşitli şekillerde açıkladık.*

Allah'ı bırakıp da kendilerine yakınlık sağlamak için edindikleri ilâhları onlara yardım etselerdi ya!

onlar kaybolup gittiler.

bu onların yalanları ve uydurup durdukları iftiralarıdır.*

Ey Muhammed! Hani biz cinlerden bir grubu Kur'ân'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik.

Onlar Kur'ân'ı dinlemek için hazır bulundular ve "susun" dediler.

Ey kavmimiz biz Musa'dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik.

O kitap gerçeği ve doğruyu gösteriyor.*

Ey kavmimiz! Allah'ın davetçisine uyun ve O'na iman edin

Allah sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı bir azabdan korusun

kim Allah'ın davetçisine uymazsa bilsin ki, Allah'ı aciz bırakacak değildir.

Allah'tan başka dost yoktur.

onlar açık bir sapıklık içerisindedirler

O gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmakla yorulmayan Allah

Allah ın ölüleri diriltmeye kadir olduğunu görmüyorlar mı?

şüphesiz O'nun herşeye gücü yeter.*

İnkâr edenler ateşe arz olunacakları gün Bu gerçek değil miymiş?" denir.

Allah onlara: inkâr ettiğinizden dolayı şimdi tadın azabı!" der.*

Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret!

Onlar için azaba acele etme.

onlar vaad edilen azabı gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar.

Bu bir tebliğdir.

Hiç yoldan çıkan fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi?*

MUHAMMED SÜRESİ

İnkâr edip Allah yolundan alıkoyanların amellerini Allah boşa çıkarır.*

İman edip salih amel işleyenlerin ve kitaba inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir.*

Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun.

inkâr edenlere üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın.

inkâr edenlerin harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince onları ya karşılıksız* ya da fidye ile salıverin.

Allah'ın emri budur.

Allah dileseydi başka türlü* intikam alırdı. Bu sizi denemek içindir.

Allah yolunda öldürülenlerin amelini Allah asla boşa çıkarmaz.*

Allah onları doğru yola iletecek ve durumlarını düzeltecektir.*

Allah onları cennete koyacaktır.*

Ey iman edenler siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar.*

İnkâr edenlere gelince, artık yıkım onlara

Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır

Allah'ın indirdiklerini beğenmediklerinden dolayı Allah* amellerini boşa çıkarmıştır.*

Onlar yeryüzünde gezmediler mi? Baksalar ya öncekilerin sonları nasıl

Allah onların üzerlerine helak yağdırmıştır.

kâfirlere onların başına gelenlerin benzerleri yaraşır.*

Allah iman edenlerin yardımcısıdır.

İnkâr edenlerin yardımcısı yoktur.*

Allah iman edip salih amel işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar.

İnkâr edenler dünyada zevk edip geçinirler. Hayvanların yediği gibi yerler.

Onların varacakları yer ateştir

Ey Muhammed! Seni yurdundan çıkaran şehirden kuvvetli olan nice şehirler vardı ki helâk ettik

biz onları helâk ettik de onlara yardım eden çıkmadı.*

Rabbi tarafından bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü işleri güzel gösterilmiş de heves peşine düşmüş kimse gibi olur mu?*

vaad edilen cennet şöyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar vardır

cennette içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır.

Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır.

İşte ateşte ebedî olarak kalıp bağırsak parçalayan kaynar su içirilen kimse

Allah onların kalplerini mühürledi

Onlar sadece heva ve heveslerine uyar

Doğru yola girenlerin, Allah* hidayetini artırmış kötülükten sakınma çarelerini ilham etmiştir.*

onlar, kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine mi bakıyorlar

Şüphesiz onun alametleri gelmiştir.* kıyamet çatınca anlamaları neye yarar?*

Ey Muhammed! Bil ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur.

Hem kendi günahın için, hem de mümin erkekler ve mümin kadınlar için Allah'tan bağışlanma dile.

Allah, sizin gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.*

İman edenler: "Keşke cihad hakkında bir sûre indirilse." derlerdi.

hükmü açık bir sûre indirilip de,* savaş zikredilince kalplerinde hastalık olanlar ölüm korkusuyla baygınlık geçiren bir kimsenin bakışı gibi sana bakar

onlar için ölüm yaşamaktan daha uygundur

Onların vazifesi itaat ve güzel söz

Allah'ın emrine sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu

siz iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız

onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.*

Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı?

kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?*

Onlar doğru yol belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenler

şeytan, kötülüklerini güzel göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür.*

onlar Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimseler

Allah onların gizlediklerini biliyordu.*

Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vurarak canlarını alır

Allah'ı gazablandırana uyup* rızayı* beğenmemelerinden dolayı Allah amellerini boşa çıkarmıştır.*

kalplerinde hastalık olanlar Allah kinlerini ortaya çıkarmaz mı sandılar?*

Ey Muhammed Sen de onları yüz ve sözlerinin üslubundan tanırsın.

Allah* bütün yaptıklarınızı bilir.*

Andolsun içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya kadar sizi deneyeceğiz.*

Şüphesiz inkâr edenler, Allah yolundan menedenler

Peygamber'e karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremeyeceklerdir.

Allah yaptıklarını boşa çıkaracaktır.*

Ey iman edenler! Allah'a itaat edin,

Peygamber'e itaat edin amellerinizi boşa çıkarmayın.*

inkâr edip, Allah yolundan saptıran, kâfir olarak ölenleri Allah* asla bağışlamayacaktır.*

Sakın gevşemeyin ve üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın.

Allah sizinle beraberdir. O sizin amellerinizi eksiltmeyecektir.*

Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir.

iman eder kötülükten sakınırsanız, Allah size mükâfatınızı verir.

sizler Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz.

İçinizden kiminiz cimrilik ediyor cimrilik eden ancak kendi zararına cimrilik eder

Allah zengindir, siz ise fakirsiniz

siz Hakk'tan yüz çevirirseniz Allah başka bir kavim getirir onlar sizin gibi olmazlar.*

FETİH SURESİ

biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik.*

Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar.

Allah Sana olan nimetini tamamlar* seni doğru yola iletir.*

Allah sana şanlı bir zaferle yardım eder

İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur.

Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır.

Allah bilendir, herşeyi hikmetle yapandır.*

Mümin erkeklerle mümin kadınları, ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar

Mümin erkek ve kadınları ırmaklar akan cennetlere koyması onların günahlarını örtmesi içindir.

İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.*

Kötülük onların başlarına gelmiştir.

Allah onlara gazap ve, lânet etmiş* cehennemi kendilerine hazırlamıştır.

Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah çok güçlü hüküm* sahibidir.*

Şüphesiz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.*

Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, ve O'na sabah akşam tesbih edesiniz.*

sana bey'at edenler ancak Allah'a bey'at etmektedirler.

Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir.

Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur.

Kim Allah'a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir
.*
a'râbilerden geri kalanlar diyecekler ki, Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu

Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile.

Allah size zarar gelmesini dilerse veya fayda isterse O'na kimin gücü yetebilir

Allah yaptıklarınızdan haberdardır.*

siz Peygamber ve müminlerin, ailelerine dönmeyeceğini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü

kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz.*

Kim Allah'a ve Rasulüne iman etmezse şüphesiz kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır

Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır dilediğini bağışlar dilediğini azaplandırır

Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir

ganimetleri almak için gittiğinizde geri kalanlar: biz de* diyecek Olanlar, Allah'ın sözünü değiştirmek isterler.

A'rabilerin geri bırakılmış olanlarına de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız.

itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir

önceden döndüğünüz gibi dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.*

Köre topala hastaya da vebal yoktur

kim Allah'a ve peygambere itâat ederse, Allah, altından ırmaklar akan cennetlere sokar.

Kim geri kalırsa Allah acı azaba uğratır.*

Andolsun o ağac altında Hudeybiye'de sana bey'at ederlerken Allah, müminlerden razı olmuştur.

Allah Kalplerinde olanı bilmiş onlara güven indirmiş ve fetih ile mükâfatlandırmıştır.

Allah onları elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandırdı.

Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.*

Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir.

Allah sizi doğru yola iletsin.*

Allah'ın sizin için kuşattığı ganimetler vardır. Allah herşeye kâdirdir.*

kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı. bir dost ve yardımcı bulamazlardı.*

Allah'ın kanunu budur. Allah'ın kanununda asla değişiklik bulamazsın

*
O sizi muzaffer kıldı

Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çeken Allah, yaptıklarınızı görendir.*

Onlar inkâr eden ve Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir

inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.*

Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi.

Onlar takva sözü üzerinde durdu onlar buna pek layık ve ehil kimselerdi.

Allah herşeyi bilendir.*

Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı.

Allah dilerse güven içinde başı tıraşlı saçlar kısaltılmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz.

Allah sizin bilmediğinzi bilir.

size yakın bir fetih verdi.*

Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur.

Şahit olarak Allah yeter.*

Muhammed Allah'ın elçisidir.

Onun yanında olanlar kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler

Onları rükûa varır ve secde ederken görürsün

Allah'tan lütuf ve rıza isterler.

Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır.

Allah onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir.

Allah inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.*

HUCURAT SÜRESİ

Ey iman edenler! Allah'ın ve Resulünün huzurunda öne geçmeyin.

Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.*

Ey iman edenler Seslerinizi Peygamber sesinden fazla yükseltmeyin.

Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın. Öyle yaparsanız, ameller boşa gider

Allah'ın elçisinin huzurunda ses* kısanlar Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir.

Onlara mağfiret ve büyük* mükâfat vardır.*

Resülüm Sana oda arkasından bağıranlar, aklı ermez kimselerdir.*

onlar sabretselerdi, elbette iyi olurdu.

Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir.*

Ey iman edenler! fasıkın biri size haber getirirse doğruluğunu araştırın.

Allah'ın elçisi size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz.

Allah size imanı sevdirmiş ve onu kalplerinize zinet yapmıştır.

Küfrü, fasıklığı ve isyanı size çirkin göstermiştir doğru yolda bunlardır.*

Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir.

Allah herşeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.*

müminlerden iki grup birbiriyle vuruşursa aralarını düzeltin.

müminlerden biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın.

müminlerin aralarını adaletle düzeltin

her işte adaletli davranın.

Şüphesiz Allah, adil davrananları sever.

Müminler ancak kardeştirler.

kardeşlerinizin arasını düzeltin

Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz.*

Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler.

Kadınlar kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.

Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın.

İmandan sora fâsıklık ne kötü bir isimdir!

Kim tevbe etmezse* zalimlerdir.*

Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. zannın bir kısmı günahtır.

kusurunu araştırmayın. arkadan çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?

Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul eden ve merhamet edendir.

Ey insanlar biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık.birbirinizle tanışmanız için sizi kabilelere ayırdık.

Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır.

Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır.*

Bedevîler "inandık" dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama "İslâm olduk." deyin. Henüz iman kalbe yerleşmedi.

Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez.

Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.*

Gerçek müminler ancak Allah'a ve Resulüne iman eden, şüpheye düşmeyenlerdir

Allah yolunda mal ve canlarıyla savaşanlar doğrular ancak onlardır.*

De ki: Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da.

Allah herşeyi hakkıyla bilendir.*

Onlar İslâm'a girdikleri için sana minnet ediyorlar. De ki Allah'a minnettar olmanız gerekir

Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin görülmeyen esrarını bilir.

Allah yaptıklarınızı görür.*

KAF SÜRESİ

Kâf. Şanlı ve şerefli Kur'an'a andolsun ki

kâfirler kendilerinden uyarıcı peygamber geldiğine şaşırdılar dediler ki: "Bu şaşılacak bir şeydir

biz toprağın onlardan neyi eksilttiğini elbette biliyoruz.

Yanımızda herşeyi kaydedip muhafaza eden bir kitap vardır.*

hak kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi* ıztırap içindeler.*

üstdeki göğe bakmazlar mı onu nasıl bina etmiş ve süslemişiz hiç bir çatlağı yoktur.*

Yeri nasıl uzatmış, üzerine sabit dağlar oturtmuşuz. Orada görünüşü güzel her çeşit bitkiden çiftler yetiştirdik.*

Bunlar, Allah'a yönelen her kula gönül gözü açmak ve ibret vermek içindir.*

gökten bereketli su indirip onunla bağlar, bahçeler* bitirmekteyiz.*

Tomurcukları birbiri üzerine dizilmiş uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik.*

Bunları kullara rızık olması için yetiştirmekteyiz

O su ile ölü bir toprağa can verdik, işte hayata çıkış da böyledir.*

Onlardan önce Nuh'un kavmi, Ress halkı ve Semûd da yalanlamıştı.*

Âd, Firavun, Lût'un kardeşleri de yalanladılar

Eyke halkı ve Tübbâ kavmi de, peygamberleri yalanladılar onlara azabım hak oldu.*

Biz ilk yaratmada acizlik mi gösterdik? onlar yaratılıştan şüphe içindedirler.*

Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz.

biz ona şah damarından daha yakınız.*

İnsan hiçbir söz söylemez ki onu gözetleyip dediklerini zapteden bir melek hazır bulunmasın.*

Ölüm sarhoşluğu geldiğinde, "Ey insan! bu senin ö kaçtığın şeydir." denir.*

Sur'a üfürülür, bu, tehdidin gerçekleşme günüdür.*

Her can bir sevk memuru ve bir şahid bulunduğu halde gelir.

Allah sen gaflet içinde idin senden gaflet perdesini kaldırdık. Bugün gözün keskindir." der.*

Allah iki meleğe buyurur ki Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü!*

O ki Allahdan başka ilâh edinmiştir. Haydi onu şiddetli azaba atın."*

şeytan der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım o sapıklık içindeydi".*

Allah buyurur ki: "Huzurumda söz değiştirilmez. Ve ben kullara asla zulmedici değilim.*

Biz cehenneme: "Doldun mu?" diyeceğiz. O da: "Daha fazla var mı?" diyecektir.*

Cennet de kötülükten sakınanlara yaklaştırılır. Zaten uzak değildir.*

Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet,

Cennet Allah'a yönelen, emre riayet eden Rahman olan Allah'tan korkan kalple gelenlere mahsustur.*

Şimdi selam ve selametle oraya girin. İşte sonsuzluk günü budur."*

Orada onlara ne isterlerse vardır. Katımızda daha fazlası da vardır.*

Ey Muhammed! Biz daha kuvvetli olan beldeleri ve nice nesilleri helak ettik, hiç kurtuluş var mı?*

Şüphesiz kalbi olan ve kulak veren kimse için elbette bir öğüt vardır.*

Andolsun ki biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık,

Ey Muhammed! Onlara karşı sabret.

Güneşin doğuşundan önce sabah ve batışından önce de öğle ve ikindi namazalarını kıl

Rabbini Hamd ile tesbih et.*

Geceleyin akşam ve yatsı sonra da vitir ve nafile kılarak O'nu tesbih et.*

Bir münadinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.*

insanlar çağrıyı duyarlar.* bugün, kabirlerden çıkış günüdür.*

biz hem yaşatırız, hem öldürürüz.

Sonunda dönüş yalnız bizedir.*

O gün yer yarılır, insanlar kabirlerinden çabucak çıkarlar.

Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz.

Sen onlara karşı zor kullanacak değilsin.

sen, benim tehdidimden korkanlara bu Kur'ân ile öğüt ver.*


Zariyat suresi

O tozdurup savuranlara,*ağırlık taşıyanlara,*kolaylıkla akanlara,*
emir taksim edenlere andolsun

O size vaad edilen elbette doğrudur.*
Ceza ve hesap günü* olacaktır

Yollara sahip göğe andolsun Siz elbette çelişkili sözler içindesiniz.*

Ondan çevrilen imana çevrilir Kahrolsun o fikir adına kendi tahminlerini ileri sürenler!*

Onlar sarhoşluk ve cehalet içinde şuursuzdurlar.*

Onlar: "Hesap ve ceza günü ne zaman?" diye soruyorlar.*

O gün, onların ateş üzerinde azap görecekleri gündür.*

Onlara: "Tadın inkarınızın cezasını, işte acele istediğiniz budur!" denecektir.*

Şüphesiz takva sahipleri Rablerinin* verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarındadır

onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı.*

geceleyin pek az uyurlar seherde Allah'tan bağışlanma dilerlerdi

Onların mallarında isteyen ve istemeyen yoksullar için bir hak vardı.*

Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler var görmüyor musunuz?*

Sizin rızkınız da size vaad edilen sevap ve ceza da göktedir.*

Gök ve yerin Rabbine andolsun ki size edilen o vaad, haktır. O* gibi gerçektir.*

Ey Muhammed! İbrahim'in şerefli misafirlerinin haberi sana geldi mi?*

Ben kısır ım nasıl çocuğum olur?" dedi.*
melekler Rabbin böyle buyurdu.

O hüküm ve hikmet sahibidir. Herşeyi hakkıyla bilir."

Hz İbrahim misafir meleklere sizin işiniz nedir ey elçiler?" dedi Onlar* biz günahkâr Lût kavmine gönderildik.*
Onlara çamurdan pişirilmiş sert taşlar yağdıracağız.*

O taşlardan herbiri haddi aşanlara* isabet edecek bu Rabbin katında işaretlenmiştir

Biz orada acı bir azabdan korkan kimseler için bir ibret nişanesi bıraktık.
*
Musa'nın kıssasında da ibret vardır biz onu apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik.*

Firavun ve ordusu* yüz çevirmiş, Bu sihirbaz ya da delidir." demişti de
biz o ve ordusunu denize atmıştık.

Âd kavminin helâkinde* ibret vardır. biz onların köklerini kesecek bir rüzgar göndermiştik.*

rüzgar üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, kül gibi dağıtıyordu.*

Semud kavminin helâkinde ibret vardır. onlara: "Belirli süreye kadar dünyadan yararalanıp, geçinin!" denmişti.*

Onlar Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar.

kendilerini, yıldırım yakalayıp, çarptı.*

onlar, ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler, ne de yardım gördüler.*

Nuh kavmini helâk etmiştik onlar yoldan çıkmış fâsık bir kavimdiler.*

Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz genişlik ve kudret sahibiyiz

Yeryüzünü biz döşedik.* biz onu ne güzel döşüyoruz!*

Biz herşeyden iki çift yarattık. Umulur düşünürsünüz.*

Ey Muhammed! de ki: "Öyleyse Allah'a koşun, ben size O'nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.*

Allah'a başka bir tanrı uydurmayın O'na ortak koşmayın

ben size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım."*

onlardan öncekilere de peygamber gelince mutlaka: "Bir sihirbazdır veya bir delidir." dediler.*

Onlar azgın bir kavimdir

Ey Muhammed! Sen onlardan yüz çevir. sen kınanacak değilsin.*

Sen öğüt verip hatırlat. hatırlatmak müminlere fayda verir

Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.*

Şüphesiz rızık veren O sağlam kuvvet sahibi olan Allah'tır.*

Şüphesiz ki, zulmedenlerin geçmiş arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir azab payı vardır.

Kendilerine vaad edilen günde uğrayacakaları azabdan dolayı vay inkâr edenlerin haline!.*

TUR SÜRESİ

Andolsun Tûr'a,*Yayılmış ince deri üzerine, satır satır yazılmış kitaba,*

Andolsun Ma'mur eve,*Yükseltilmiş tavana,*Kaynatılmış denize Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır.*

O gün gök, bir çalkanış çalkalanır*
Dağlar da bir yürüyüş yürür.*
Vay haline o gün yalanlayanların!*

onlar, daldıkları batak ve bâtılda oynayıp duruyorlar

onlar cehennem ateşine itilip kakılacaklar.*

Onlara İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur" denilecek Bu da mı bir sihir?

siz görmüyor musunuz?* yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız

Şüphesiz günahlardan korunanlar* cennetlerde, nimetler içindedirler.*

Rablerinin verdiği ile zevk ü sefâ sürer onları, cehennemden korunmuştur

Onlara Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için" denilir

Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. biz onları ceylan gözlü hûrilerle evlendirdik.

İman edip zürriyetleri de iman ile kendilerine tâbi olanlar biz, onların nesillerini de kendilerine kattık.

Kendi amellerinden birşey eksiltmedik. Herkes kendi kazandığına bağlıdır.*

Onlara canlarının istediği meyvalar ve etlerden bol bol verdik.*

Orada bir kadeh kapışırlar ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne de günaha sokma.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla