KURAN-I KERİM MEALİ: TÂ HÂ SURESİ
101. Bu kimseler, onda (o günah yükünün altında) ebedî kalırlar. Onlar için kıyamet gününde bu ne kötü bir yüktür!
102. O günde Sûr'a üflenir ve biz o zaman günahkârları, gözleri (korkudan) gömgök bir halde mahşerde toplarız.
“Gözleri gömgök” şeklinde tercüme edilen “zürkan” kelimesi Arapçada susuzlar ve körler manasında da kullanılmaktadır.
103. Aralarında birbirlerine gizli gizli şöyle derler: "Dünyada sadece on gün kaldınız."
104. Aralarında konuştukları konuyu biz daha iyi biliriz. Onların en olgun ve akıllı olanı o zaman: "Bir günden fazla kalmadınız" der.
Bu ayette, söz konusu kişilerin, ahirette, o hayatın ne kadar uzun olduğunun farkına vardıktan sonra, artık dünya hayatının kısalığını ve geçiciliğini kavrayacakları anlatılıyor.
105. (Resûlüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak.
106. Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
107. Orada ne bir iniş, ne de bir yokuş görebileceksin.
108. O gün insanlar, dâvetçiye (İsrafil'e) uyacaklar. Ona karşı yan çizmek yoktur. Artık, çok esirgeyici Allah hürmetine sesler kısılmıştır. Bu yüzden, fısıltıdan başka bir ses işitemezsin.
109. O gün, Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez.
110. O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onların ilmi ise bunu kapsayamaz:
Ayetin son cümlesi şöyle de anlaşılmıştır: “Onlar ise, bilgice Allah’ı kavrayamazlar”.
|