Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-24-2008, 18:51   #2
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart Enflasyon Canavarına Esaslı Tekme!. (Enflasyon Verileri)




Ya Enflasyon Bu Kadar Düşmeseydi ?..



Ocak ayı rakamlarına göre, AKP iktidarının enflasyon konusundaki başarısı devam ediyor.

Ancak, doğrusunu söylemek gerekirse, bu konuya kamuoyunun ilgisi giderek azalmakta. Aslında, hükümetin enflasyon mücadelesindeki tarihî performansı halkımızca başından beri yeteri kadar değerlendirilemedi. Buna, basın ve bazı iş çevrelerinin, "Enflasyon düşürüldü, ama vatandaşın cebine yansımadı, işsizlik hâlâ yaygın" vs. gibi yanlış yaklaşımı neden oldu. Halbuki, fiyat artışlarının azaltılmasındaki asıl kazanç, enflasyonun ve özellikle hiper enflasyonun (paradan kaçış) yol açacağı tahribatın engellenmesidir.

Peki, hiper enflasyonun kötülükleri nedir? Fiyat yükselişlerinin hiper enflasyon düzeyine ulaştığında bir ülkenin başına neler gelebileceğinin tarihî ve çok çarpıcı örneği 1923 yılında Almanya'da yaşandı ve ekonomi literatürüne Büyük Almanya Enflasyonu olarak geçti. Almanlar, Versay Anlaşması gereği büyük bir savaş tazminatına mahkum edilmişti. Fakat, Alman halkı vergi ödeme ve tüketimden vazgeçme konusunda hiç istekli değildi. Ayrıca, sanayiciler de tazminatın ödenmemesi hususunda hükümete baskı yapıyordu. Büyük enflasyon büyük adımlarla geldi. 1913 genel fiyat düzeyi 1 olarak alındığında Almanya'da fiyatlar 1919 içinde yaklaşık 3 katına çıkmıştı. 1920 yılında, fiyatlar savaş öncesinin 14 katına, 1921 yılında ise 35 katına yükselmişti. 1922'de fiyatlar uçuşa(!) devam ederek 1913'e göre tam bin 480 kat arttı.

1923 senesine gelindiğinde; fiyatların saat başı arttığı dünyada eşi görülmemiş bir enflasyon patladı. Almanlar bir somun ekmeği almak için fırına bir el arabası para ile gidiyordu. Halk bir yumurta, bir dilim ekmek almak için bile bakkala çuvalla para götürmek zorundaydı. Mesela bir ekmeğin fiyatı 201 milyon mark seviyesindeydi. İşsiz ordusu 6 milyona ulaşmış, sanayi durmuş ve gelir dağılımı feci şekilde bozulmuştu. Ticari hayat tam bir komedi idi. Çek hamilleri bankaya yetişene kadar çek değer kaybediyordu. Para amortismanının iç fiyat artışlarından önde gitmesi, uluslararası bir kelepirci ordusunu ülkeye çekmişti. Tasarrufları sıfıra indiği için mülklerini, aile antikalarını ve taşınmaz mallarını satıp yiyecek almaya çalışanların satışa sunduklarını hemen alıveren yerli girişimciler de iş başındaydı. Önlem olarak, kişisel ve özel değerli malların ihracı yasaklandı. Almanya'dan ayrılanların bavullarını açıp yağmaladıkları eşyaları göstermeleri ve teslim etmeleri mecburiyeti getirildi. Büyük Alman enflasyonu, tasarruf hesaplarına, paraya, hisse senetlerine ya da ipotek haklarına sahip olanların servetini borçlulara transfer etmişti.

Öte yandan, mark; dolar ve sterlin gibi dövizler karşısında yerlerde sürünüyordu. Bir ABD Doları 4,2 trilyon mark, bir İngiliz Sterlini 20 trilyon marka eşitti. Berlin'de yaşanan bir olay markın dolar karşısındaki utanç verici durumunu anlatmaya kafiydi. Bir Amerikalı girdiği lokantada cebinden bir dolar çıkarmış, bununla ne yiyebileceğini sormuştu. Bunun üzerine, kendisine mükemmel bir masa donatılmıştı. Ama yemeği bitirdiğinde garson yeniden elinde bir çorba ve ordövrlerle çıkagelmiş, "Dolar yine yükseldi, efendim." demişti. 20 Kasım 1923'te eski Reichsmark'ın tedavülden kaldırıldığı ilan edildi. Sonunda Rentenmark adlı yeni para tedavüle çıkarıldı. Almanya parasından tam on iki sıfır atıldı.

"Enflasyon düştü de ne oldu?" diye dudak bükenler, bir kere de 'Enflasyon düşmeseydi, acaba neler olurdu?' diye düşünmelidir.


Sami Uslu, 09.05.2005, Zaman