Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-29-2008, 23:14   #2
Kullanıcı Adı
Feyza
Standart ULUSA SESLENİŞ KONUŞMASI. (ŞUBAT 2008)
Değerli vatandaşlarım...

Konuşmamın sonunda sizleri ekonomimizin bugünkü durumu ile ilgili olarak da kısaca bilgilendirmek istiyorum.

Türkiye ekonomisi, hamdolsun çok sağlam bir zemin üzerinde, sağlıklı ve dirençli bir şekilde yoluna devam ediyor, yüzümüzü güldürecek gelişmeler birbirini izliyor.

Ancak daha yapacağımız çok iş var.

Daha ulaşmak istediğimiz çok fazla hedef var.

Ben, milletimizin ekonomi noktasındaki beklentilerini çok iyi biliyor, çok iyi anlıyorum. Geçmişte Türkiye'yi yönetenler yıllar boyunca sizlere çok büyük vaatlerde bulundular. Enflasyonu düşürmeyi, milli geliri çoğaltmayı, ihracatı, üretimi, istihdamı artırmayı vaat ettiler.

Zaman zaman ekonomik imkânlarınızda artışlar da oldu.

Ancak bu artış dönemi, bu iyileşme dönemi, saman alevi gibi gelip geçici oldu; arkasında da hep bizlere büyük krizlerin enkazını bıraktı.

Birkaç ay, maaşlarınızda, alım gücünüzde, üretiminizde, satışlarınızda bolluk yaşadınız, ama bu çok kısa iyileşme dönemleri omuzlarınıza, enflasyon gibi, yüksek faizler gibi, daralma gibi, kriz gibi yükler bıraktı.

Bakınız, biz bunu tercih etmedik ve asla tercih etmeyeceğiz.

Milletimize, yeni bir hayal kırıklığı yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yoktur, olamaz. İşte biz, yaşadığımız acı tecrübelerden yola çıkarak, meseleyi kökten ele aldık, kronik sorunlara el attık, yıllardır yapılmayanları yaptık ve sağlıklı bir büyüme zeminine nihayet kavuştuk.

Dikkat ediniz, bir nesil, ömründe ilk kez enflasyonu tek haneli oranlarda görüyor.
Türk milleti tarihinde ilk kez 23 dönem üst üste büyümeye şahit oluyor.
Bakınız, kişi başına milli gelir, 2006 yılında 5 bin doları aştı, şimdi ise 7 bin dolar civarında İhracatta yıllık 106 milyar dolar seviyesine ulaştık.

Turizm gelirlerimiz 18 milyar doları aşmış durumda...

Küresel yatırım miktarı 22 milyar dolara ulaştı.

Bunlar, Türkiye'de ilk kez oluyor.

Bu, büyümede istikrardır.

İstikrarlı bir şekilde hayat şartlarımızın iyileşme gösterdiğini bu rakamlar ortaya koymaktadır. Bizim hedeflerimiz belli...

Türkiye'de kişi başına düşen milli geliri öncelikle 10 bin dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye'yi dünyanın en güçlü 10 ülkesi arasına sokmak için çalışıyoruz.

Yoksulluğu azaltma noktasında çok önemli mesafeler kaydettik, daha fazlasını da yapacağız, yapıyoruz.

Türkiye'nin son beş buçuk yıla yakın zamanda aldığı mesafe gerçekten tarihi bir başarıdır. 2002 yılında iç piyasadan borçlanabilmek için yüzde 63.4 faiz ödemek zorundaydık. Bugün bu oranı yüzde 16'lara kadar düşürdük.

Türkiye'nin borçları, bakınız, buranın altını özellikle çiziyorum, ilk kez bizim dönemimizde gerilemeye başladı.

2005 yılından itibaren, kamu kesimi net borç stoku nominal olarak gerilemeye başladı, 249 milyar YTL. seviyesine kadar geldi ve bu gerileme devam ediyor.

Borcumuzun milli gelire oranı ise, yüzde 78,4 seviyesinden yüzde 39'lara kadar geriledi, bunun net rakamları da önümüzdeki günlerde belli olacak ve açıklanacak.

Merkez Bankamızın rezervleri bugün yaklaşık 70 milyar dolara ulaşmış durumda...
2002 yılında bu rakam neydi biliyor musunuz? Sadece 27 milyar dolar.
Bu arada mutlulukla ifade edeyim ki Uluslar arası Para Fonu'na da borçlarımızı ödedik, ödüyoruz.

23,5 milyar dolardan devraldığımız bu borcu, bugün 6,9 milyar dolara kadar düşürdük. Bunlar, hem sağlam bir zeminde olduğumuzu gösteren, güçlü bir ekonomi yolunda ilerlediğimizi gösteren rakamlar, hem de geleceğe ilişkin umutlarımızı artıran rakamlar... Türkiye bunu hak etmiştir.

Milletimiz bunu hak etmiştir.

Türkiye, bunun çok daha iyilerini hak etmektedir, Allah'ın izniyle o seviyelere de hep birlikte ulaşacağız.

Bundan çok daha müreffeh, daha mutlu ve aydınlık günleri inşaallah hep birlikte yaşayacak, göreceğiz.

Sözlerime burada son verirken, sizleri tekrar en kalbi duygularla selamlıyorum.

Yolumuz açık, geleceğimiz aydınlık olsun.

Kalın sağlıcakla.
Feyza isimli Üye şimdilik offline konumundadır