|
Osmanlıca sözlük (Ş)
ŞAİBE: 1. Leke, kir, pislik, süprüntü. 2. Eksiklik, noksanlık, hata.
ŞAKÎ: 1. Haydut, yol kesen. 2. Her türlü günahı işleyecek bahtsız, haylaz, habis.
ŞÂKÎ: Şikayetçi, şikâyet eden.
ŞAKİK: 1. İkiye bölünmüş bir şeyin yarısı. 2. Ana baba bir erkek kardeş.
ŞAKİKA: 1. Ana baba bir kız kardeş. 2. Yarım başağrısı.
ŞÂMİL: Kaplayan, çevreleyen, içine alan, genel.
ŞA'ŞAA: 1. Parlaklık, parlama. 2. Gösteriş, dış süs, yaldız.
ŞAZ: Kural dışı, kurala uymayan, genel düzenden ayrılmış olan.
ŞEBEKE: Ağ, kafes, örgüt.
ŞECERE: 1. Tek ağaç, kütük. 2. Bir soyun bütün fertlerini gösterir cetvel, soy kütüğü.
ŞEFAAT: 1. Bağışlanmasını dileme, birine arka olma. 2. Peygamberlerin ve velilerin kıyamette günah-kâr müminlerin bağışlanması için Allah katında dilekte bulunmaları.
ŞEFEVÎ: Dudağa ait, dudakla ilgili.
ŞEFFAF: Saydam, bakıldığı zaman arkasındaki cisim görülen.
ŞEFİ': 1. Şefaat eden. 2. Satılacak bir mal için satın almada üstünlük hakkı olan.
ŞEHADET: 1. Şahitlik, tanıklık. 2. Bir şeyin gerçekliğine inanma. 3. Din uğrunda şehit olma.
ŞEHİD: Din uğrunda savaşarak ölen müslüman.
ŞEHR: Ay. 30 günlük süre.
ŞEHRÜ'L-HARAM: Kan dökmek ve savaş yapmak haram olan ay: Muharrem, Recep, Şaban, Ramazan ayları.
ŞEHVET: 1. Bir şeyi sevip çok isteme, arzulama. 2. Nefis. 3. Cinsî arzu.
ŞEKK: Şüphe kuşku, sanı, zan.
ŞEKKETMEK: Kuşkulanmak, şüphelenmek.
ŞEKL: 1. Şekil, biçim, benzer, taslak. 2. Tür, çeşit. 3. Beniz, çehre.
ŞEMS: Güneş.
ŞENİ': Kötü, fena, utanılacak ayıp.
ŞERAYİN: Atardamarlar.
ŞERH: Açıklama ve tefsir, bir kitabı bütün ayrıntılarıyla anlatma.
ŞERH: Açma, yayma, açıklama, açık açık anlatma.
ŞERİK: Ortak, arkadaş.
ŞERR: 1. Kötülük. 2. Kavga gürültü, 3. Dinin yasak kıldığı iş.
ŞEVKET: Haşmet, ululuk.
ŞIKK: 1. İkiye bölünmüş bir şeyin bir parçası. 2. Bir işin iki yönünden her biri.
ŞİA: 1. Taraflılar, yardımcılar. 2. Hazreti Ali taraflıları, aleviler, şiiler.
ŞİRK: Allah'a ortak koşma.
ŞUA: Güneşten veya bir ışık kaynağından uzanan ışık telleri, ışın.
ŞUARA: Şairler, ozanlar.
ŞURA: Müzakere, konuşma yeri, meclis, divan.
ŞÜHUDÎ: Görünmeye dair, görünebilir olanla ilgili.
|