|
Hz. Erkam B. Ebi'l-Erkam (r.anh) Ve Evi
Erkam b. Ebi'l-Erkam, bu mübârek evi sonradan oğlunun ve yakınlarının yararına vakfetmiş ve vakfiyesinde şöyle demiştir.
"Besmele... Bu, Erkâm'ın, Safâ'dan biraz ilerideki evi hakkında yaptığı ahid ve vasiyyetidir ki: Onun arsası Harem-i Şerif'ten sayıldığından, ev de Harem'leşmiş, dokunulmazlaşmıştır. Satılmaz ve kendisine mirasçı olunamaz. Hişam b. As ve Hişam b. As'ın azadlı kölesi filan (ismi zikredilmemiştir) buna şâhittir." Erkam'ın bu mübârek evi, içinde oğulları ve torunları tarafından oturulmak veya icarlarından yararlanılmak surediyle Halife Ebu Câfer el-Mansur (v. 158 h.) zamanına kadar devam etti. Halife Mansur, hacc sırasında, Safâ ile Merve arasında sa'yederken, Erkam'ın torununun develeri evin arkasındaki bir çadırda bulunurken Halife de onların alt tarafından geçiyordu. Arada mesafe çok kısa idi. Hattâ Halife'nin başındaki serpuşu almak isteseler elleriyle uzanıp alabilecek derecede yüksekte idiler. Halife Mansur, Merve'ye inip tekrar Safâ tepesine çıkıncaya kadar eve ve evdekilere baktı, durdu. Halife Mansur, Erkam'ın torunu Abdullah'ın, Muhammed b. Abdullah b. Hasan'a uyanlardan olduğu halde onunla birlikte hareket etmemiş olduğundan ilgilendi. Medine vâlisine, Erkam'ın torunu Abdullah b. Osman b. Erkam'ı hapsetmesi ve zincire vurulması için emir yazdı. Bu emri de Kûfeli Sıhâb adında bir şahısla Medine valisine gönderdi. Abdullah b. Osman b. Erkam hapsedilip zincire vurulduğu zaman yaşı sekseni aşmış bir ihtiyardı. Bu durum onu son derece üzmüş ve bunaltmıştı. Halife Mansur'un Medine vâlisine gönderdiği Kûfeli Sıhâb b. Abdi Rabbin, Abdullah b. Osman'ın hapsedildiği yere vardı ve ona, "Ben seni içinde bulunduğun şu halden kurtarırım, Dâr-ı Erkam'ı bana satar mısın? Çünkü müminlerin emiri o evi istiyor. Eğer satacak olursan, senin hakkında halife ile konuşurum, suçunu da affettiririm?" dedi. Abdullah b. Osman b. Erkam, "O ev vakıftır, sadakadır. Benim onda ancak bir intifâ' hakkım vardır. Buna da kız kardeşim ve başkaları ortaktırlar" dedi. Sıhâb, "Sen kendine düşen hakkını bize ver, ondan ilgiyi kes, kurtul" dedi. Abdullah'ın sabit olan hakkı şehâdetle hesaplandı. On yedibin dinarlık bir satış senedi yazıldı. Bunun peşinden kızkardeşi de paranın çokluğuna aldanarak hakkını sattı. Halife Mansur, bu evde intifa' hakkı olan herkesin haklarını satın alıp ilişiklerini kesti.
Erkam'ın evi, Halife Mansur'un ölümünden sonra oğlu Halife Mehdi'ye geçti. O da eşi Hayzûran'a bağışladı. Hayzûran, bu evin çevresindeki evleri ve arsaları satın alıp ona katmak sûretiyle Dâr-ı Erkam'ı yeniden yaptırdı (İbn Sâ'd, a.g.e., III, 243-244). Bu imardan sonra adı Dâr-ı Hayzûran olarak anılan ev içinde namaz kılınan bir mescid haline getirildi (Ezrâki, Ahbâr-i Mekke, II, 260).
Bu ev daha sonra halife Ca'fer b. Mûsa'ya geçti. Bu evde bir müddet de Mısır ve Yemenliler oturdular. Daha sonra Gassân b. Abbâd, Musa b. Ca'fer'in oğullarından bu evin tamamını -veya büyük bir kısmını- satın aldı (İbni Sâ'd, a.g.e., III, 244). En sonunda bu evi, Mısır-Kahire defterdârı İbrahim Bey, Sultan ikinci Selim'e hediye etti. Üçüncü Murad da, hicrî 999 (1591) yılında bu evi mescid tarzında yeniledi. Bugün artık bu evi yerinde görmek mümkün değildir. Harem-i Şerif için yapılan çevre düzenlemesinde yıkılmış, arsası zaten Harem'in arsasına dahil kabul edilen bu ev aslına rucû etmiştir (M. Asım Köksal, Erkam'ın Evi, Diyanet Dergisi, Temmuz-Ağustos-Eylül 1984, Cilt: 20, Sayı: 3, sh. 3-8). (Ayrıca bkz. İbni Hacer el-Askalâni, el-İsâbe JF Temyîzi's-Sahâbe, I, 28; İbnü'l-Esir, Üsdü'l-Gâbeî Ma'rifeti's-Sahâbe, I, 74; Dâiratü'l-Maârifi'l-İslâmiyye, I, 630-631; Nedvî, Ashâb-ı Kirâm, III, 18-23; Mahmud Esad, İslâm Tarihi (tic.), s.433, 548).
Erkam b. Ebi'l-Erkam, H. 54 veya 55'te seksen yaşın üzerinde, Muâviye'nin hilâfeti döneminde vefat etmiştir. Bedir ehlinin en son vefat edenidir. Vasiyyeti üzerine namazını sâdık dostu Sâ'd b. Ebi Vakkâs kıldırmıştır. Kabri Cennütü'l-Bakî'dedir.
|