Kimseyi Kınama!..
***Mü’minlerin vazifelerinden biri de marufu emretmek ve münkerattan alıkoymaktır; dolayısıyla, inananlar, bir münker karşısında asla sessiz kalmamalıdırlar. Fakat, hem iyiliği emrederken hem de kötülükleri savarken kullanacakları üslubu çok iyi belirlemelidirler.
***Bir mü’min kardeşini herhangi bir hata, kusur ya da (tevbe ettiği) günahından dolayı kınayan kimse, aynı ölçüde ayıplanmadıkça ölmez. Kimileri bizzat kendilerinin başına gelen bir musibetle aynı şekilde kınanırlar; kimileri de aile fertlerinden birisi sebebiyle ayıplanmaya düçar olurlar.
***Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’den öğrendiğimiz dualardan biri;
"Allahım, yapıp edegeldiğimiz bütün işlerimizin neticesini hayırlı ve güzel eyle. Bizleri dünyada rezil rüsva olmaktan ve ahiret azabından koru.” şeklindedir.
***-Bir hadis-i şerifte, Rehber-i Ekmel (aleyhissalâtü vesselam) Efendimiz, “İki dudak arası ve apış arası hususlarında bana garanti verin, ben de size Cennet’e girmeniz konusunda kefil olayım!” buyurmuştur. Kim ne yaparsa yapsın ve kim ne derse desin, bize düşen lisanımızın nezahetini korumaktır. Zira, yalan, gıybet, iftira ve bütün bu kötü fiillere iştirak, Cennet’e girmede bir garanti olan dilin kirlenmesine ve neticede insanın helakine sebebiyet verebilir.
|