05-13-2008, 15:16
|
#67
|
|
Helal Olsun Aysun Kayacı'ya
Özellikle kırmızı yazılı bölümü oku!!!!
Keşke çoban kadar olabilse!!!
Bizim ülkemizde cehalet diz boyu. Üstelik, en fazla da kendisini "aydın" olarak görenler arasında yaygın. Manken Aysun Kayacı televizyonda abuk-sabuk laflar etti. Önemli bir konuyu gündeme getirdiğini sanarak, "Ben vergi veriyorum. Vergisini vermeyen dağdaki çobanla benim oyum niye eşit?" diye sordu.
Çobanı küçümseyen bu davranışıyla ortalığı karıştırdı. Demokratlık adına ona cevap verenler de farklı bir bakış sergilemediler. Çobanı, Aysun Kayacı ile aynı konuma oturttular. Demokrasinin kurallarından bahsettiler, "Çoban da olsa eşit haklara sahiptir" türünden sözler sarf ettiler. Oysa, "çoban" deyip geçmemek lazım... Çoban, bizim cahil takımının sandığının tersine, son derece vasıflı bir insandır.
Önemli özelliklere sahip olması gerekir. Onların yaptıkları işi kolay kolay kimse beceremez. Pek çoğumuzun küçümseyip, burun kıvırdığı çobanlık, sevk ve idare demektir. Çoban, tartışmasız zeki insandır. İlaveten cesur olmak zorundadır. En önemlisi de çalışkan ve atletik olmayan insanlara çobanlık işi verilmez. Şimdi sormak lazım:
Aysun Kayacı da dahil, içinde yaşadığımız toplumda bütün bu özelliklere sahip kaç kişi çıkar? Üstelik, bu vasıflar da çobanlık için yeterli olmaz... Birine çobanlık verecekseniz bakarsınız: Acaba hayvan sağlığı konusunda yeterli bilgiye sahip midir? Gerektiğinde bir hayvanın tedavisini tek başına yapabilir mi? Dağ başında doğum yapan hayvanlara yardımcı olabilir mi? Bu kadarla da kalmaz...
Çoban, tabiat konusunda bir uzmandır. Elinde hiçbir alet olmadan meteorolojik tahmin yapabilen adamdır. Gerektiğinde vahşi hayvanlarla mücadele eder. Bir güvenlik görevlisi gibi sürüsünü hayvan hırsızlarından korur. Çobanı hakir gören Aysun Kayacı, acaba bunların ne kadarını yapabilir?
Hayvansal üretimin can damarıdır çoban... Sektörün en önemli temel taşıdır. Türkiye'de, sadece ve sadece çoban yokluğundan çöken sayısız işletme var. Bu ülkede trilyonlarca liralık yatırım yapılarak kurulan işletmeler çobanlara emanet ediliyor. Aysun Kayacı gibilere değil!
Aysun Kayacı, "Ben vergi veriyorum, çoban vermiyor" diyor. Bu sözler de doğru değil. Bu ülkede çobanların yüzde 50'den fazlası sigortalı olarak çalışıyor ve devlete takır takır vergisini ödüyor. Bordrolu oldukları için vergi kaçırmaları da söz konusu değil. Dolaylı vergiler de cabası... Çobanın ürettiği et de piyasaya sürdüğü süt de vergiye tabi. Koyunun yapağısından ve sığırın derisinden de çeşitli aşamalarda değişik vergiler alınıyor. Çoban, hem üretime katkıda bulunuyor, hem de vergisini veriyor.
Cehaletin dört bir yanı sardığı Türkiye'de çobanların değeri bilinmiyor, ama dünyanın pek çok ülkesinde çobanlar özel statüye sahipler... Onlara, İngiltere'de Kraliyet Ailesi göz bebeği gibi bakıyor. Yılın belli günlerinde sarayda ağırlıyor. Amerika'da "Kovboy" olarak adlandırılıyorlar. Kovboyların arasından senatörler ve valiler çıkıyor. Çoban, hem zor para kazanıyor, hem de üretim yapıp ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Çoban, katma değer üretiyor.
Ey Aysun Kayacı, sen ne yapıyorsun? Hangi katma değeri üretiyorsun? "Çoban" deyip, küçümsüyorsun, ama... Boylu poslu herhangi bir çoban, podyuma çıkıp senin gibi elbise sergileyebilir. Ancak, sen onun yaptıklarının yüzde birini yapabilir misin acaba!
Emin Pazarcı
Bugün
|
|
|