Hazreti İbrahim (a.s)
Hz. İbrahim'in, Dinini Tebliğ Etmesi
Her peygamber kendi kavmine Allah'ın emir ve yasaklarını bildirmekle görevlendirilmiştir. Nuh kavmine gönderilen Hz. Nuh, Semud kavmine gönderilen Hz. Salih, Lut kavmine gönderilen Hz. Lut, Medyen halkına gönderilen Hz. Şuayb, İsrailoğulları'na gönderilen Hz. Musa, Hz. İsa ve diğer tüm peygamberler Allah'ın mutlak varlığını insanlara anlatmış, onları din ahlakını yaşamaya çağırmışlardır. Ancak Allah'ın peygamberlik makamıyla şereflendirdiği bu kutlu insanlar kimi zaman kavimlerinin büyük çoğunluğunun inkarı ile karşılaşmışlardır. Allah'ın dinini kabul etmek istemeyen bu inkarcılar sadece kendilerine gönderilen peygamberleri reddetmekle kalmamışlar, aynı zamanda onlara karşı çok yönlü bir mücadeleye girmişlerdir. Kendilerine gelen elçileri çirkin iftiralarla, tehdit ve saldırılarla engellemeye çalışmışlardır. Hatta Allah'ın insanlara hidayet önderi olarak seçtiği bu değerli insanları yurtlarından sürmeye, tutuklamaya, öldürmeye çalışmışlardır. Allah Enfal Suresi'nde inkar edenlerin Peygamberimiz Hz. Muhammed'e kurdukları tuzakların başarısızlıkla sonuçlanacağını şu şekilde haber verir:
Hani o inkar edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır. (Enfal Suresi, 30)
Kitabın ilk bölümünde de belirttiğimiz gibi, Hz. İbrahim'in kavmi kendi yaptıkları taştan ve tahtadan heykellere, putlara tapıyor, sadece onlara dua ediyorlardı. Atalarından gelen bu sapkın inanca körü körüne bağlanmışlardı. Hz. İbrahim ise, bu topluma tek başına Allah'ın varlığını ve birliğini anlatacak kararlılığa ve güçlü bir imana sahipti.
Tarih boyunca birçok toplumda "çoğunluk", üstünlük anlamına gelmiştir. Bir toplumda çoğunluğun düşünce ve inancı ne yöndeyse, o düşünce ve inanç çoğu zaman doğru kabul edilmiştir. Cahiliye toplumlarında çoğunluğa karşı koymak zordur. Pek çok insan, çoğunluğun baskısı altında ezilir ve hatalı olduğunu bildiği halde pek çok düşünce ve uygulamaya boyun eğer. Ancak peygamberler ve onları izleyen salih müminler böyle değildirler. Onlar çok büyük çoğunluklara kararlılıkla karşı koyabilmişlerdir. Toplumlarından gördükleri baskı, tehdit ya da saldırılar karşısında büyük bir cesaret örneği sergileyerek Allah'ın dinine sadakat göstermişler, ibadetlerini ve Rabbimizin emirlerini titizlikle yerine getirmişlerdir. Bunun nedeni ise, her zaman sadece Allah'tan korkmuş ve O'na güvenip dayanmış olmalarıdır.
Hz. İbrahim de bütün putperest kavmini tek başına karşısına almıştır. Rabbimizin "Gerçek şu ki, İbrahim tek başına bir ümmetti." (Nahl Suresi, 120) şeklinde övdüğü Hz. İbrahim'in karşısına aldığı kişilerin arasında kendi babası da bulunmaktadır. O, elleriyle yonttukları taş ve tahta parçalarından ibaret olan putların hiçbir zaman ilahlık vasfına sahip olamayacağını, tek ilahın Allah olduğunu sabırla anlatmıştır. Tüm topluma bu şekilde karşı gelerek, dinlerinin batıl olduğunu anlatması ve düşmanlık gösteren insanlarla güzellikle mücadele etmesi, Hz. İbrahim'in Allah'a olan güçlü imanını, tevekkülünü, teslimiyetini, samimiyetini ve üstün karakterini tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir. Hz. İbrahim Allah'a olan güçlü imanı sayesinde cesur ve kararlı bir kişidir. Kavmine söylediği şu sözlerde, onun cesur karakteri açıkça görülmektedir:
Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki: "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O'na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah'ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz? Hem siz, O'nun haklarında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmaktan korkmazken, ben nasıl sizin şirk koştuklarınızdan korkarım? Şu halde 'güvenlik içinde olmak bakımından' iki taraftan hangisi daha hak sahibidir? Eğer bilebilirseniz." (Enam Suresi, 80-81)
Hz. İbrahim'in kavmine yaptığı tebliğde, onun Allah'a olan derin ve coşkulu imanının çok güzel örnekleri görülmektedir. Hz. İbrahim, Rabbimizin ona verdiği üstün kavrayış ve hikmet sayesinde son derece etkileyici konuşmalar yapmış, çok hikmetli örnekler vermiştir. Eğer hikmet gözüyle değerlendirilirse Müslümanlar bu tebliğ yöntemlerinden günümüzde de istifade edebilir, insanları Allah'a iman etmeye Hz.İbrahim'in yöntemiyle davet edebilirler. Bu nedenle ilerleyen sayfalarda Hz. İbrahim'in tebliğindeki hikmetli açıklamalarından bazılarını inceleyeceğiz.
|