Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-22-2008, 03:51   #128
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. Müşriklerle Dostluk Yapmamak :
Tanık olduğumuz olaylardan biri de, bazı insanların mülhid ve sefih akraba reisleriyle çok sıkı alakalar kurmalarıdır. Onların meclislerine devam ederlerken ters hal ve davranışlar karşısında bizim arkadaşlarımız da orada bulundukları halde, yüzünde Allah için bir kızgınlık veya gazaplanma dahi görülmez.

Bazen de gazetelerde yazı yazıp, tağutların bir takım işlerini methederler. Bu gibi tavarları sergilemelerine yol açan sebeplerden onlara sorarsan, derler ki: Güzel yapana güzel yaptın, kötü yapana da doğruya muhalefet ettin demeyi İslâm bize öğretmiştir. İbrahim as.’da bizim için çok güzel örnek vardır. O ince kalpli, çok yumuşak huylu, geniş yürekli, babasına ve ehline karşı mütevazi idi. Cenab-ı Hak O’nu sıfatlarla şu ayetinde vasfetmektedir:”Muhakkak İbrahim çok yumuşak huylu, içli ve kendisini Allah’a vermiş biriydi.”[1]

Ve Cenab-ı Hakk’ın şu kavlinede O’nun lisanı üzerine İbrahim düşmanları için dua etti: “Kim bana tabi olursa, muhakkak ki sen Gafur ve Rahim’sin.”[2] Bilmiyorumki onlar neden daha İbrahim’in davetin başlanngıcındaki tutumunu delil getiriyorlar da, onların şirkte ısrarlarını bildikten sonra İbrahim’in babasınıa ve kavmine karşı takındığı tavrı unutuyorlar veya unutmuş gibi gözüküyorlar –ki bu daha ağır basmaktadır-?

Onlara karşı buğzu ve düşmanlığı ilan etti, onlardan beri olduğunu ortaya koydu, meclislerini, özel v e genel toplantılarını terketti, inancı ve hareketiyle tamamen onlardan ayrıldı, onlara karşı tavır aldı, onların putlarını paramparça etti ve onların karşınsına büyük bir cesaret ve kuvvetle çıktı:

“Size ve Allah’tan başka taptıklarınza yuh olsun. Hiç akıl erdirmiyor musunuz?”[3]

Şu taşlara ilahlar olarak razı olan akıllarınıza yuh olsun .

Atalarınızın ve babalarınızın üzerinde bulunduğu taklit etmekten dolayı içine düştüğünüz dalaletee ve sapıklığı yuh olsun.

Kendi nefisleri için herhangi bir fayda sağlayamayan ve kendilerinden hiçbir zararı gideremeyen şu ilahlarınıza yuh olsun.

Allahu Teala şöyle buyuruyor:

“Gerçekten İbrahim’de ve O’nunla beraber olanlarda sizin için güzel örnek vardır. Hani onlar kavimlerine: “Biz sizden ve Allah’tan başka taptığınız şeylerden uzağız. Sizi inkar ettik. Siz, Allah’a bir olarak iman edinceye kadar bizimle sizin aranızda ebedi bir düşmanlık ve buğz belirmiştir (başlamıştır)” demişleridir.”[4]

Bununla Haliü’r Rahman güzel bir örnek oldu. Yani babasına, kavmine karşı düşmanlık ve buğz ilan etmede; onlardan ve onların Allah’tan başka taptıklarından beri olduğunu açıklamakta en giüzel bir örnek olmuştur.

Ve Cenab-ı Hakk’ın kavlindeki: “...Ancak, İbrahim’in babasına: Senin içinmağfiret dileyeceğim...”[5] ifadesine dikkat edelim.

Bu konuda müfessirlerin çoğunluğu şöyle diyor: Bu söz İbrahim’dendir. Ancak örnek alınması bir mevzu değildir. Daha davetin ilk başlangıcında olmuştur ve maksadı babasının kalbini yumuşatmaktı. O’nun Allah düşmanı olduğu anlaşılınca kendisinden berî olmuştur. Buna rağmen, bu söz İbrahim as.’dandır ve misal konusu değildir.[6]

Daveti başkalarına tebliğde yumuşak söz gereklidir. Ancak şirk üzere ısrar edildiğinde, Cenab-ı Hakk’ın düşmanlarına sevgi (dostluk) asla caiz değildir. Kim olanları düst edinirse, o da onlardandır. Dolayısıyla bu davetçiler Allah’tan korksunlar da, İbrahim as.’a tabi olsunlar. Kendi nefisleri için zoraki özürlere ve bazıl delillere cevaz bulmasınlar. Eğer hak sözü söylemeye güçleri yetmiyorsa, bari batıl konuşmasınlar. Bu ise, imanın en zayıfıdır.

Mülhidlerden kötü işler yapanlara “doğruya muhalefet ettin” diyen, onların, davetçi kardeşlerine karşı çok sert ve en şiddetli sözler sarfettikleri ve onları doğruya muhafelet etmekle itham ettiklerini görmekteyiz. Öyle ise Cenab-ı Hak’tan kendilerine bir felaketin gelmesinden ve azaba layık olmalarından korksunlar.[7]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Kur’an-ı Kerim: Hud, 75.

[2] Kur’an-ı Kerim: İbrahim, 36.

[3] Kur’an-ı Kerim; Enbiya, 67.

[4] Kur’an-ı Kerim: Mümtehine, 4.

[5] Kur’an-ı Kerim: Mümtehine, 4.

[6] Edvua’l Beyan, 8/139; M. Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah'a Davette Peygamberllerin Metodu I, Guraba Yayınları: s. 247-250.

[7] M. Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah'a Davette Peygamberllerin Metodu I, Guraba Yayınları: s. 250.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla