1. Mabed'in duvarları yükselince, Hz. İbrâhim ve İsmail şöyle dua ettiler :
“Bir zamanlar İbrâhim, İsmail ile beraber Beytullah'ın temellerini yükseltiyor (şöyle diyorlardı

Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin. Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin. Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.”[1]
Hz. İbrâhim, yüce Allah’tan, İsmail soyundan gelecek bu topluma, kendi içlerinden bir peygamberin gönderilmesini niyaz etmektedir. Bu peygamber, Hz. Muhammed’dir. Çünkü İsmail soyundan, Hz.Muhammed’den başka peygamber çıkmamıştır. Demek ki Hz. İbrâhim, Hz. Muhammed as’ın peygamber gönderilmesini istemiştir. Yahut onun duası kabul edilerek bölgeye bolluk verildiği gibi bu isteği de kabul edilerek İsmail soyundan gelen Hz. Muhammed peygamber olarak görevlendirilmiştir. Peygamberimiz de Hz. İbrâhim’in duası bereketiyle kendisine peygamberlik verildiğini söylemiştir. Hz.İbrâhim'in duası kabul olmuş, Cenâb-ı Hak O'nun soyundan Hz. Muhammed'i son peygamber olarak göndermiştir.
Peygamberimiz s.a.v İbrahim as.'ın duasını kastederek; "Ben, babam İbrâhim'in duasına ve kardeşim İsa'nın müjdesine, annemin de rüyasına mazhar olmuşumdur.” buyurduğu nakledilir. [2]
İsa as.’ın müjdesi de Saf suresi 6’ncı ayetde geçmektedir. “Ey İsrailoğulları, ben size Allah’ın elçisiyim, benden önce gelen Tevratı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici olarak geldim!”[3]
Diğer yandan İbn Ucre (r.a)'ın rivayet ettiği bir hadiste; İslâm ümmetinin bütün namazlarda, "tehiyyât" ve "Allahümme salli-bârik" dualarını okuyarak, Hz. İbrâhim'e ve nesline hayır-duada bulunmalarının, Hz. İbrâhim'in bu eski duasına karşı bir teşekkür niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Peygamberimiz s.a.v ile birlikte anılan tek peygamber Hz.İbrâhim’dir.[4]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Kur’an-ı Kerim: Bakara, 2/127-129.
[2] Kur’an Ansiklopesidisi, Süleyman Ateş, c 9, s.140; Siret-i İbn-i Hişam c.1 s.223; Ahmed b.Hanbel, Müsned, c.4 s.127, 128, c.5, s.262.
[3] Kur’an Ansiklopesidisi, Süleyman Ateş, c 9, s.141.
[4] Buhari-Tefsir 33/10, Da’avât,31/32; Şamil, İslam Ansiklopedisi, İbrahim Maddesi, c.3; Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi,c.21, s.271; Ahmet Baydar, İbrâhimi Okuyuş, Beyan Yayınları: s.64 “Muhammed Nâsiruddîn, Elbâni, Sıfetü Salâtı’n-Nebi adlı eserinde bu salâtın çeşitli söyleniş şekillerini derlemiştir.”