Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-23-2008, 02:03   #238
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. İbrâhim as. ile oğlu İsmail’in ilk Haccı ve insanların Hacca çağırılışı :
Kâbenin inşası bittikten sonra, Hz.İbrâhim, “Ya Rabbi bitirdim, bize ibadet (kurban) yerlerimizi göster”[1] diye dua etmişti. Allah’u Teala Cebrail as.’ı İbrâhim ile İsmail'e gönderip, Kâbe’yi yedi kere tavaf etmeyi, her tavafta Hâcerül Esved’i istilam'ı[2] gösterdi. Makam-ı İbrâhim’in arkasında ikişer rekat namaz kıldılar. Ardından Safa ile Merve, Mina, Muzdelife ve Arafatta yapılacak Hac amellerinin hepsini gösterdi ve öğretti.

Daha sonra Cebrail ile İbrahim as. Akabe’ye vardıklarında, şeytan göründü. Cebrail, İbrâhim as.’a “Tekbir getir ve at ona!” dedi. İbrâhim as. birer birer yedi kere tekbir getirerek taş attı ve şeytan kayboldu. Şeytan daha sonra orta Cemre’de göründü. Cebrail as. yine tekbir getirip, taş atmasını söyledi. İbrâhim as.’ın söylenileni yapmasının ardından, şeytan yine kayboldu. Şeytan, en son Cemrede de, tekrar göründü. Cebrail as. yine aynı şeyleri söyledi ve İbrâhim as.’da yaptı ve şeytan kayboldu.[3]

Bundan sonra, İbrâhim as. Cebrail as. ile birlikte, namazların birlikte kılınacağı cem yerine (muzdelife’ye) gittiler. “İnsanlar burada namazları cemedecekler” dedi Cebrail as. Sonra Meş’ar-ı Haram’a daha sonra, Arafat’a gittiler. Cebrail as. “Bilip öğrendin mi?” dedi. İbrâhim as.”Evet, bilip öğrendim” dedi. Sorusunu üç kere tekrar etti.[4] İbrâhim as. her soruşunda “Evet!”dedi. Bunun için oraya Arafat denildi. [5]

Allah tarafından Hz. İbrâhim'e bütün insanları haccetmek üzere davet etmesi emredilmişti."İnsanları hacca davet et ki gerek yaya olarak ve gerekse uzak yollardan gelen çeşitli vasıtalarla sana varsınlar."[6] İbrahim as. Yüce Allah’a: “Ya Rab! Benim sesim, insanlara nasıl yetişebilir?” diye sordu. diye sordu. Yüce Allah: “Sen, seslen! Onu, insanlara eriştirmek, bana düşer!” buyurdu.[7] İbrâhim as. Makam-ı İbrahim diye anılan iskele taşının üzerine dikildi.[8] Taş, yüksele yüksele, dağlardan uzun ve boylu oldu.[9] O zaman; ovası, dağı, karası, denizi, insanı ve cinni ile bütün yeryüzü daraldı, dürüldü, derlenip toplandı. İbrahim as. parmaklarını, kulaklarına tıkadı. Sağa, sola, batıya ve doğuya yönelip,[10]“Ey insanlar! Rabb’iniz, bir Beyt, edindi ve onu, Hacc etmenizi, size, emrediyor.[11]Ey insanlar! Atîk Beyt’e (Kâbe’ye), Hacc etmeniz, size farz kılındı.[12]Ey Allah’ın kullar! Allah’a itâat ediniz! Ey Allah’ın kulları! Allah’ın, Rabbinizin davetine icâbet ediniz![13] diye seslendi. İbrâhim’in sesini işiten her taş, toprak ve tepeden,[14] her taraftan[15] “lebbeyk! Allah’ım Buyur! Emrine amadeyiz. Sana, itaat ediyoruz Allah’ım!” sesleri yükseldi. [16]

Diğer bir rivayet göre; Hz. İbrâhim Ebû Kubeys dağına çıkıp dört bir yana seslenerek Allah'ın Kâbe'yi hacc ve ziyaret etmeyi insanlara farz kıldığını bildirdi.

Bu arada İbrâhim as.’ın davetine, insanlardan, ilk icabet edenler ise Cürhümiler olduğu rivayet edilir. [17]

Hz. İbrâhim bu ilânı yaptıktan sonra oğlu İsmail ve Cürhümi halkıyla birlikte Haccettiler. Kendilerine "Safâ" ile "Merve"yi ve Harem-i Şerif'in sınırlarını, ayrıca Cebrail as.’ın alâmet olmak üzere de birer taş dikmesini önerdiği bu yerleri gösterdi. Daha sonra hac menâsikini (gerekli bilgilerini) öğreterek, ihramlı bir şekilde Mina'ya ve yollarda "tehlîl" ve "telbiye" getirilerek Arafat'a varıldı. Vakfe'den sonra Müzdelife'ye, oradan da Mina'ya gidildi. Kurban kestirdi ve şeytan taşlama (remyu cimâr) yaptırdı. Kısaca haccın bütün menâsikini öğretti. Haccın bu usul ve erkânı, Hicaz halkına Peygamber olarak gönderilen İsmail (a.s) tarafından da ümmetine öğretildi. Daha sonra İshak peygamber Mekke'ye gelerek, büyük kardeşi Hz. İsmail ile birlikte hac yapmıştır.[18]

İbrâhim as. bütün Hac amellerini yaptırdıktan sonra, kendisi, dönüp Şam’a gitti. İbrâhim as. her yıl, Mekke’ye gelir, zevcesi Hz.Sare ile oğlu İshak as. ile birlikte Hac farizasını yerine getirirlerdi. İbrâhim as’dan sonra ki peygamber ve mümin olan ümmetleri de, Mekke’ye gelip Hac etmişlerdir. Ümmetleri helak olan Peygamberler, Mekke’ye gelirler, ömürlerinin sonuna kadar, orada, Allah’a ibadet ve taâtle meşgul olurlardı.

Böylelikle Haca gelip vefat eden peygamberlerden doksan dokuzunun, Makam-ı İbrâhim ile Zemzem arasındaki yerde gömülü bulunduğu ve yetmiş peygamberin, Mina’daki Mescid’de namaz kıldıkları da,

rivayet edilmiştir. [19]






--------------------------------------------------------------------------------

[1] Kur’an-ı Kerim: Bakara, 2/128.

[2] İSTÎLÂM: Selâmlamak. Hac ve umre ibâdetinde Kâbe'yi tavafa (etrâfında dönmeye) başlarken veya tavaf sırasında Hacer-ül-esved (Cennet'ten indirilen taşın) önüne gelindiğinde, elleri namaza durur gibi kaldırıp tekbir, tehlîl getirerek (Allahü ekber, lâilâhe ill allahü vallahü ekber diyerek) onu selâmlamak ve el sürüp öpmek. İzdihâm (kalabalık, sıkışıklık) dolayısıyle el sürülemiyorsa, uzaktan elleri kaldırıp, işâret yapmak, sonra avucunun içlerini öpmek. İstîlâm, haccın sünnetlerindendir. İbn-i Âbidîn.

[3]“Hz. Aişe’nin bildirdiğine göre: Peygamberimiz “Kâbe’yi tavaf, Safa ile Merve arasında Sa’y etmek ve Cemreleri atmak, ancak, Zikrullahı ikame ve tesbit için teşri kılınmıştır” buyurmuştur. Ahmet b.Hanbel, Müsned c.6, s.75,139; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: 204.

[4] Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1, s.66,67; Halebî-İnsanüluyun c.1, s.258,259; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: 204.

[5]“Arafatta, Arafat denilmesinin, Adem as, Hz.Havva ile orada buluşmalarından ve birbirlerini orada tanımalarından ileri geldiği de, rivayet edilir.” İbn.Sa’d-Tabakat c.1, s.40; Taberi-Tarih c.1, s.60; Sâlebi-Arais s.34; İbn.Esir-Kâmil c.1, s.37; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.204.

[6] Kur’an-ı Kerim: Hacc, 22/27.

[7] İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11, s.518; Ezraki, Ahbaru Mekke c.1, s.67; Halebî-insanüluyun c.1, s.258; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: 205.

[8] Abdurrezzak-Musannef c.5, s.97; Ezraki-Ahbaru Mekke c.1, s.67, 68; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: 205.

[9] Abdurrezzak-Musannef c.5, s.97; Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1, s.67,68; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: 205.

[10] Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1, s.67; Halebî-İnsanüluyun c.1, s.258-259; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: 205.

[11] Beyhaki-Delâilünnübüvve c.1, s.327; İbn.Asâkir-Tarih c.2, s.150,151; Halebî-İnsanüluyun c.1, s.260; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: 205.

[12] İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11, s.518; Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1, s.67; İbn.Asâkir-Tarih c.2, s.150; Halebî-İnsanüluyun c.1, s.258; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: 205.

[13] Abdurrezzak-Musannef c.5, s.97; İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11, s.521; Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.67; İbn.Asâkir-Tarih c.2, s.150; Halebî-İnsanüluyun c.1, s.258; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.205.

[14] Beyhaki-Delâilünnübüvve c.1,s.327; İbn.Asakir-Tarih c.2, s.151; Halebî-İnsanüluyun c.1, s.260; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: 205.

[15] İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11, s.521; Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1, s.67; İbn.Asâkir-Tarih c.2, s.151; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.205.

[16] Abdurrezzak-Musannef c.5, s.97,98, Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.67; Beyhaki-Delâilünnübüvve c.1, s.327; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: 205.

[17] İbn.Sa’d-Tabakat c.1, s.48; İbn.Asâkir-Tarih c.2, s.160; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.205.

[18] Şamil, İslam Ansiklopedisi, Kabe Maddesi, c.3.

[19] Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1, s.68-74; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.206.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla