Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-16-2008, 23:41   #2
Kullanıcı Adı
cartman
Standart LOST TEORİLER
2004 (Özgün zaman çizgisi): Uçak adaya düştü çünkü Desmond, ada zamanını yeniden ayarlaması için 108 dakika sonra düğmeye basmadı. Düğmeye basmamak, zaman makinesinin, manyetik balonun gücünü kullanmasını geçici olarak durdurdu. Bu olay, Oceanic 815’in adaya düşmesine sebep olan bir çatlak oluşturdu. Bu manyetik alanın içinden geçmenin sonucu olan güç, uçağı ikiye böldü. Biz izleyiciler olarak, iki büyük soruyla baş başa bırakıldık: Uçağın adaya düşmesi, Locke’un düğmeye basma işine son vermesi için meydana gelen büyük bir tesadüf müydü? Yoksa bir şekilde, uçak kazasının tam olarak adanın manyetik alanının bozulduğu o saniyede meydana gelmesini, belirli bir grup insanın adayı zaman döngüsünden kurtarabileceğini bilen Dharma mı planladı? Bu bizi tekrardan LOST’un konusuna getiriyor; uçağın düşüşüne kader mi sebep oldu yoksa sonunda kahramanlarımızı adaya götürecek olan belli olayları Dharma mı yönetti? Ya da bu, hem Dharma hem de kaderin işbirliği miydi?

Uçak düştükten sonra, kahramanlarımız, adadaki zaman olan 1995 yılında var olmaya başladılar ve 1995 yılındaki fiziksel özelliklerini geri aldılar. Rose gibi Locke da iyileşti çünkü onu felç eden kazayı 2002 dolaylarına kadar geçirmemişti.

Ne yazık ki, özgün zamandaki 2004 yılında, Dharma, muhtemelen adanın gerçek yerine yakın bir alanda, okyanusun ortasında, sahte bir Oceanic 815 uçağı yarattı. Naomi’nin, kazadan sonra Oceanic 815’in enkazının okyanusun dibinde bulunduğunu söylemesinin nedeni buydu. Şimdi uçağın bir uyarlaması 1995’te adada varlık gösteriyordu, diğeriyse 2004 yılında okyanusa çakılmıştı. Bu yüzden, kahramanlarımıza adada ne olursa olsun, eğer 2004 yılında kazanın gerçekleştiği tarihe erişirlerse, kader, onların öleceği hükmünü verecekti. Yalnız bu hüküm, Oceanic uçuşunun 6 üyesine işlemedi. Kurtulan yegâne 6 kazazede oldukları konusunda bir hikâye uydurmak zorunda kaldılar çünkü diğer kazazedeler halen adadaki geçmişte takılıp kalmışlardı.




1995 (Ada zamanı): LOST’un 2 sezonu boyunca gördüğümüz bölümlerindeki olaylar gerçekleşti. Ambar bulundu ve Locke sonunda düğmeye basma işine bir son verdi ve Desmond bunun sebebi olan patlamadan sağ kurtuldu. Bu patlama, zaman makinesini yok etti ve adadaki zaman yeniden akmaya başladı buna rağmen zamanın yeniden normal seyrine geçmesinin başlangıç noktası 1995 yılıydı. Şimdi ada, gerçek dünyanın 10 yıl gerisinden geliyordu. Desmond, patlamadan önce güvenlik anahtarını çevirdiğinde, hayatı gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçti. Evet, aslında bir 10 yıllık daha ömrü vardı. Charlie’nin ölümüne şahit olduktan sonra adadan kurtarılarak hayatını tekrar yaşaması gerekiyordu. Ada dışındaki hayatını yeniden başlatmak, Penny’ye kavuşmak ve sonunda adaya tekrar dönmek, bütün bunlar onun hayat hikâyesinin tamamlanmış döngüsünü oluşturuyordu. Desmond kaderinden kaçamadı. Hayatını tekrardan yaşamasının tek sebebi, onun anahtarı çeviren kişi olmasının etkisiydi. Bahse girerim, zaman makinesinin kalbindeydi bu yüzden de diğer geleceğine dair gaipten gelen sesler konusunda sahildeki insanlardan biraz daha ilerideydi. Ve bu Charlie’yle ilgili görüntüleri nasıl gördüğünü açıklıyordu. Desmond’ın hayatını kaç kere yeniden yaşamak zorunda kaldığını kim bilebilir ki? Her seferinde yeniden yaşadı ve kahramanlarımızın sonunda adadan kurtulmasına neyin yardımcı olacağını gördü. Ve bu mesajları gönderen de Charlie olmalıydı.



2007 (Özgün zaman çizgisi): Oceanic 815’in enkazı okyanus dibinde bulundu. Bununla birlikte asla bilinemeyecek olan şey, gerçek uçağın 1995’te adada var olduğuydu. Dharma ve Naomi, uçağın gerçekten kayıp olduğundan emin olduktan sonra, Dharma, Naomi’yi adanın içinde bulunduğu zamana göndermek için kendi zaman makinesini kullanma fırsatı yakaladı. Naomi ve ekibi ada zamanını, 31 dakikalık bir sapmayla saptadı. Böylece, 1995’e gitmek için zaman makinesini kullandılar, gemiye bindiler ve sonra adaya doğru yola çıktılar.



2005 (Özgün zaman çizgisi) / 1995 (Ada zamanı): Naomi, Dharma’nın, zamanda geriye gitmek ve adaya ulaşıp, oranın kontrolünü ele geçirmek için hazırladığı, yok etme ekibinin bir parçasıydı. Adaya gitmeden önce bir ekip oluşturması gerekiyordu. Ekibi, Dharma tarafından özel görev için titizlikle seçilmişti çünkü ekibin her bir üyesi, Ben’i adadan çıkarmak için farklı bir anahtar rol üstlenmişti. Dahası, her üye, Dharma’yla ilgili oldukça bilgi sahibi oldukları fikrini veren birçok şey yapmıştı. Bu yüzden Dharma’nın bakış açısına göre, bir noktada yok edilmek zorunda kalacaklardı.



1995 (Ada zamanı): Desmond, Charlie’yi, Looking Glass İstasyonu’nda yaşaması gereken kaderine götürdükten sonra, Jack, Naomi’nin telefonu sayesinde iletişim kurmayı başarı çünkü Naomi 1995 yılına (+/- 31 dakika) yolculuk yapmıştı. Bu telefon, Naomi’nin geçmiş zamandan gelecek zamandaki Dharma’yla iletişim kurmasını sağlayan, özel olarak üretilmiş bir Dharma aygıtıydı. Jack’in bilmediği şey, Naomi’yi, diğerlerinin adada hangi zaman noktasında olduklarını öğrenmesi için zamanda geriye gönderen, Dharma’nın ta kendisi olduğuydu. Kate Naomi’ye telefonu geri verdiğinde, Naomi telefona, içinde bulundukları zaman kodunu girdi böylece geniş bir Dharma yok etme ekibi, zamanda geriye onun yanına gidip adaya sızdı. Aslında Naomi’nin ekibi, adanın içinde bulunduğu zamana 31 dakikalık sapmayla varabildiler. Regina füzeyi Dan’in deneyi için fırlattığında, 31 dakika gelecekten fırlatmış oldu. Bu, Dan’e adadaki insanların, gemiye dönebilecek kadar zamanda yakın olduğunu gösterdi. Naomi’nin ekibi amaçları açısından mutlu değildi. Onlar Ben’in peşindeydiler ve Dharma’nın neden adadan tasfiye edildiğini öğrenmek istiyorlardı.



1995 (Ada zamanı): Adadaki güç mücadelesi başladığında, 6 kazazede belirdi ve adadan ayrıldılar: Jack, Kate, Hurley, Sawyer Sayid, ? Dharma bu 6 kişiyi adadan çıkarıp 2005 yılına geri getirdi ve kazazedelerin diğer kısmı adada, 1995 yılında kaldılar. Bununla beraber ne Dharma ne de Ben bu 6 kişiye daha öncesinde 1995 yılında yaşadıklarını söylemedi. Dahası, hiçbir kazazedenin adadan ayrılması beklenmediğinden dolayı, Dharma, olayı, Oceanic 815’in geri kalan yolcularının o kazada hayatlarını yitirdi gibi göstermek için bir tür kılıf uydurdu, bu yüzden de bu 6 kişiye, hikâyelerini gizlemeleri ve bu yalanı söylemeleri için sus payı verdiler.



2006 (Yeni zaman çizgisi): Hurley Charlie’nin hayaletiyle karşılaştı. Charlie, özgün zaman çizgisinde bir rock grubu şarkıcısı olduğu ama şimdiki bu yeni zaman çizgisinde ölü olduğu için, geleceği şekillendirmesinde yardım etmek adına, Hurley’e yarı ölü olarak görünebildi.



2007 (Yeni zaman çizgisi): Malum 6 kişiyle birlikte, Ben de adadan çıktı. Gelecekten (2005 dolayları) geçmişe, 1995’e yolculuk yaptığını hatırlayın. Şimdi Ben adanın dışındaydı, Sayid’i, kaderin akışını düzeltmekte kullanıyordu. Ben’in seçtiği insanları neden Sayid’in öldürdüğünden tam olarak emin değiliz. Bununla birlikte, muhtemelen bu insanlar, yeni zaman çizgisinin korunması için ölmek zorundalar. Belki de Dharma üyeleridirler. Bir zamanlar Ben hepsini öldürmüştü. Bu açık ama bununla birlikte Ben’in ilgisi Dharma’dan ziyade, onların zaman makinelerinin kontrolünü tekrardan ele geçirmeye yöneliyor. Onu bir kere daha ele geçirip, zamanda 1995’e yolculuk yapıp, adaya dönüp, zaman döngüsünü yeniden başlatabilir. (Umarım)



2008 (Yeni zaman çizgisi): Jack, yeni zaman çizgisine göre, yaklaşık 3-4 yıldır ada dışında yaşıyor. Adada (şimdi muhtemelen 1999 yılında) yaşayan insanlar olduğunu biliyor. Bu yüzden gücü yettiğince kaderini test etmeye karar veriyor. Sadece, kaderinin onu kurtarıp kurtarmayacağını, sonunda adaya dönmesini isteyip istemediğini test etmek için bir köprüden atlamayı denemeye çalışıyor. Sonra, gazetede Ben’in öldüğünü okuyor ki bu durum, daha önceleri adaya dönmelerini engelleyen Ben olduğu için, adaya tekrar ulaşmak adına mükemmel bir fırsat yaratabilir. Not edilmesi gereken tek şey, Jack ve kurtulan diğerleri, adadayken geçmiş zamanda yaşadıklarının farkında olmayabilirler. Bununla birlikte, aslında yıllar önceki o uçak kazasında ölmüş olmaları gerekirken hala hayatta oldukları gerçeğiyle, kaderi sınıyorlar. Sanıyorum ki, dizi, kahramanlarımızın, kaderin yenmeyi imkânsız kıldığı bir çeşit engeli aşmak için özgür iradeye sahip olup olmadıklarını belirleyen bir final sahnesiyle bitecek. Ne olduğunuysa sadece zaman gösterecek…

Sonuç: İleri giderek, olacak birkaç şeyi tahmin edebilirim: 4. Sezon boyunca, Naomi’nin Dharma ekibi adaya sızdıktan sonra, diğerleri, kahramanlarımız ve Dharma arasında bir kedi-fare oyunu oynanacak. Jack ve Ben, gitgide aynı açıdan bakmaya başlayacaklar ve Jack, Ben’in kadere kötümser bakış açısını anlayacak. Bununla birlikte, zaman makinesi kavramının, son sezona kadar oyuna dâhil edileceğini düşünmüyorum.

Dizinin sonunda, bence, bazı insanlar adada kalacak ve bazıları da adadan ayrılacak. Yine de “Kahramanlarımız bir şekilde kaderi yenebilecekler mi?” sorusu varlığını koruyacak. Her iki türlü de, düğmeye basma işindeki başarısızlık ve Dharma’nın adaya gelmesine sebep olma konusu, Ben ve diğerleri için büyük bir sıkıntı yarattı çünkü artık ne ada ne de Dharma üstünde kontrolleri kalmadı. Tek umudumuz, adanın gücünün birazını daha, geleceği değiştirmek için özgür irade kullanmayı sağlamak ve Dharma’yı bir kere daha, ama bu sefer sonsuza dek durdurmak için kullanmayı başarabilmeleri…

Teori Yazarı : Jason Hunter
Çeviri : Aslıhan
cartman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla