Bedevi ve Su Testisi
Zamanın birinde çölde yaşayan bir adam vardır, bir bedevi.
Adı üstünde çöl, hayat şartları ağır mı ağır.Bedevi ve vefakar hanımı bin bir çile ile hayatlarını sürdürmeye çalışırlarken, bu zorluklardan kurtulmanın yollarını hep düşünüp durmuşlar.
Karı-koca yine bir gün böyle düşünürlerken akıllarına bir çare gelir:
-“Bir yolunu bulup Sultan’ın huzuruna, Bağdat’a gitmeli ve ondan yardım talep etmeliyiz.”
Upuzun ve meşakkatli bir yol vardır önlerinde ama, Sultan’a eli boş da gidilmez.Onun şanına yaraşır bir hediye sunmak gerekir.Onun da çaresini bulmuşlar:Kendileri için çok kıymetli olan yağmur suyuyla doldurulmuş bir testi.
Kendilerince mükemmel bir karara vardıklarını düşünmüşler.Biçareler Bağdat’ta da su kıtlığı olduğunu zannediyorlarmış.
Bedevi su testisini alıp yollara düşmüş.Günlerce süren çöl yolculuğundan sonra Bağdat’a ulaşmış.Sultan’ın sarayına varmış.Sultan’ın hizmetçileri onu çok iyi karşılamışlar, yüzüne gül suları serpmişler ve iltifatlarda bulunarak gönlünü hoş eylemişler.
Bedevi dinlenirken bir ara hizmetçilere testisini uzatmış ve şöyle demiş:
-“Bu hediyemi Sultan’a götürünüz, padişahın fakirini ihtiyaçtan kurtarınız.Bu yeşil ve güzel bir testidir.İçinde gölde toplanmış yağmur sularından aldığım tatlı bir su vardır.”
Bedevinin dilinden dökülen bu samimi sözler hizmetçilerin tebessümüne sebep olmuş.Bununla birlikte hediyeyi büyük bir hürmetle alıp Sultan’a arz etmişler.Sultan bedevinin hediyesini son derece büyük bir memnuniyetle kabul eylemiş ve karşılığında testiyi altınla doldurtup testiyi bedeviye teslim ettirmiş.Bunun yanında başkaca değerli hediyeler ve değerli elbiseler de ihsan ederek onu ihtiyaçtan kurtarmış.Hizmetçiler verilen hediyeleri alıp huzurdan çıkarken Sultan onlara şöyle emirde bulunmuş:
-Bu adamağız buraya gelirken kara yoluyla gelmiş ve bir hayli zahmet çekmiştir; dönerken onu Dicle nehrinden gemiyle gönderin.
Hizmetçiler Sultan’ın emrettiği gibi Bedevi’yi hediyelerle birlikte gemiye bindirip uğurlamışlar.Bedevi gemiye binip o koca Dicle nehrini görünce şaşkınlığını gizleyememiş.Mahcubiyetinden iki büklüm secdeye kapanmış.Görmüş olduğu bu iyilik ve ihsan karşısında dilinden şu sözler dökülmüş:
-“İkramı bol padişahımız ne kadar da cömertmiş!Şu kadar tatlı suya sahipken, benim getirdiğim bir testi suyu kabul eyledi!
(Mesnevi'den)
|