|
Teşrik Günlerinde Alınan Tekbirler
Teşrik tekbirlerinin
1- Sıfatı,
2- Adedi ve mahiyeti,
3- Şartlan,
4- Vakti,
hakkında söylenmiş bulunan kelâm vardır ; [14]
Teşrik Tekbirlerinin Sıfatı
Gerçekten, teşrik tekbirleri vaciptir. [15]
Teşrik Tekbirlerinin Adedi Ve Mahiyeti :
Teşrik tekbirinin lafzı şudur :
«ALLAHü Ekber, ALLAHü Ekber, Lâ ilahe illALLAHü vallâhü Ekber, ALLAHü Ekber ve lÜIahil-hamd.»
Meali : «Alllah en büyük. ALLAH en büyük. ALLAH´tan başka ilâh yok. ALLAH en büyük. ALLAH en büyük. Ve hamd ALLAH´a mahsustur.» Teşrik tekbiri bir defa söylenir. [16]
Teşrik Tekbirlerinin Şartları :
a) Bu tekbirleri söylemek,
b) Teşrik tekbirlerinin söylendiği yerin şehir olması,
e) Teşrik tekbirlerinin, farz namazların arkasında söylenme(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)si... Bunlar, Teşrik tekbirlerinin şartlandır.
Teşrik tekbirlerini cemaatle hep birden söylemek inüste-haptıf.
İmâm-i A´zam (R A.)´a göre, teşrik tekbirlerini söylemek için, hür olmak ve saltanat şart değildir. Sahili olan da budur. Mi´râcü´d -Dlr&ye´de de böyledir. [17]
Teşrik Tekbirlerinin Vakti :
Teşrik tekbirlerinin vaktinin başlangıcı, arefe gününün sa(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)bah namazının sonrasıdır. Sonu ise, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.A.) ´e göre, teşrik .günlerinin sonuncusunun ikindi namazının sonudur. Tebyîn´de de böyledir.
Bu hususta, fetfya ve tatbikat (amel) bütün şehirlerde ve bütün zamanlarda, bu iki imamımızın kavillerine göredir. Zâhidî´de de böyledir.
Münasip olan, teşrik tekbirini selamın hemen arkasından, söylemektir. Meselâ : Bir kimse selamdan sonra konuşmuş olsa ve(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ya abdesti bozulsa, bu kimsenin üzerinden teşrik tekbirleri düşer. Tehzîb´de de böyledir.
Teşrik tekbirleri, vitir ve beyram namazlarının arkasından söylenmezler. «Bayram namazından sonra söylenmez.» kavli, Mtic-tebâ´dari naklen Bahir´de zikredilmiştir Belh´Bfer ise, bayram na(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mazının arkasından teşrik tekbirini söylüyorlar. Çünkü o tekbir(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ler, cemaatle söyleniyor; bayram namazları da, —cum´a namazları gibi— cemaatle kılmıyor.
Teşrik günlerinde, bir namazı unutan bir kimse, bu namazı aynı senenin teşrik günlerinde kaza etse, teşrik tekbirlerini de söy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ler.
Teşrik günlerinden önce kılamadığı bir namazı, teşrik gün(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lerinde kaza eden kimse ise, teşrik tekbirlerini getirmez.:
Keza, bir kimse, teşrik günlerinde geçirmiş bulunduğu bir na(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mazı, teşrik günlerinin halicinde veya bir sonraki senenin teşrik günlerinin içinde kaza edecek olsa, yine teşrik tekbirlerini söylemez,
Kadınlar ve misafirler, teşrik günlerinde bir imâma uymuş olsalar, bu sebeple teşrik tekbirleri onlara da vacip olur. Kadınlar, teşrik tekbirlerini gizlice söylerler.
Keza, mesbuk olan bir kimseye de, kazaya kalan rek´atlerini ta(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mamladıktan sonra, teşrik tekbirlerini söylemek vacip olur.
Bir imâm, teşrik tekbirlerini terk edecek olsa, muktedî bundan söyler ve imâma bakar; eğer imâm bir şey yapacak olursa, tekbiri keser. Çünkü, bu tekbir de, binayı kesen şeylerdendir. Mes(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)citten çıkmak, kasden konuşmak ve abdesti bozmak gibi... Tebyîn´-de de böyledir.
İmâm, namazdan sonra ve tekbirden önce abdestini bozdu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğu zaman, esahh olan bu tekbiri getirir. Abdest almak için çıkmaz. Hufitâsa´da da böyledir. [18]
18- KÜSÛF NAMAZI
Küsûf Namazı Güneş tutulduğu zaman kılman namaz) sünnettir. Zehıyre´de de böyledir.
Küsûf namazının cemaatle kılınacağı hususunda görüş bir(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)liği vardır.
Küsüf namazının nasıl kılınacağı hususunda ise ihtilaf vardır Bizim âlimlerimiz : «Küsûf namazı iki rek´attir. fler iki rek´atinde de, diğer namazlarda olduğu gibi bir rükû´ iki secde vardır. Küsûf namazını kılan kimse, bu namazda dilediğini okuyabilir.» demişler(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dir. Muhıyt´te de böyledir.
Küsûf namazının her iki rek´atinde de, kıraati uzunca oku(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mak efdaldir. Kâfî´de de böyledir.
Küsûf namazında sonra, güneş tamamen açılana kadar dua etmek de efdaldir. Sirâcü´l - Vehhâc´da da.böyledir.
Kıraati uzatıp, duayı kısa yapmak veya duayı uzatıp, nama(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)zı kısa kılmak da caizdir. Bunlardan biri uzatılırsa, diğeri kısa tu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tulur. Cevheretü´n - Neyyire´de de böylbdir.
tt Küsûf namazını, cemaatle, ancak cum´a namazını kıldıran imânı kıldırabilir; başkası kıldıranıaz.
Şemsü´l - Binime Halvânî : «Cum´a ve bayram namazını kıldı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ran imâm bulunmaz ise, bu durumda cemaat, tek tek, mescitlerinde bu namazı kılarlar. Ancak, cum´a ve bayram namazlarını kıldıran büyük bir imâm bulunur ve bu kimselere izin verip emrederse, bu durumda bu kimseler, kendi mescitlerinde ve kendi İmamları ile birlikte bu namazı cemaatle kılabilirler.» demiştir.
Küsûf namazında, İmâm Ebû Hanîfe´nin (R.A) kavline göre, açıktan okunmaz. Muhıyt´te de böyledir. Sahih olan da O´nun kav(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lidir. Muzmarât´ta da böyledir.
Bizim görüşümüze (mezhebimize) göre, Küsûf namazında hutbe yoktur. Muhıyt´te de böyledir.
Namazgahlarda ve camilerde küsûf namazı kılınabilir. Baş(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ka bir yerde kılınması da caizdir. Fakat, efdal olan birinci kavildir.
Bu namazı, insanlar evlerinde teker teker kılmış olsalar, bu da caiz olur. Bir araya toplanıp, namaz kılmaksızm dua etmeleri de caizdir. Hızânetü´l - Müftîn´dc de böyledir.
Küsûf namazında, imâm dua için minbere çıkmaz. Tatar-hâniyye´de de böyledir.
İmâm, bu duada muhayyerdir. Dilerse oturur; yönünü kıb(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)leye çevirir ve böyle dua eder; dilerse ayağa kalkıp yönünü kıbleye döner ve böyle dua eder; dilerse de, yönünü cemaate dönerek dua eder
Cemaat ise, imâmın ettiği duaya «âmin» der.
Şemsü´l - Eimme Halvânî : «... Bu güzeldir. Fakat, imâm kalkıp, bastonuna veya yayını dayanarak dua ederse, önceki gibi, bu da gU-zel oîur.» demiştir. Muhıyt´te de böyledir.
Küsûf namazı, güneş açılana kadar kıhnmamışsa, güneş açıldıktan sonra kılınmaz.
Şayet güneşin bir kısmı açılmışsa, namaza başlanır. Eğer, bulut veya başka bir hâl, güneşi gizlerse namaza devam edilir.
Güneş, tutulmuş olduğu halde batarsa, dua bırakılır ve akşam namazı ile iştigal edilir.
Küsûf namazı ile cenaze namazı bir araya gdirse, önce cenaze namazı kılınır.
Şayet güneş, namaz kılmanın mekruh olduğu bir vakitte tutu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lursa, küsûf namazı kılınmaz. Cevheretü´n - Neyyire´de de böyledir. [19]
Husuf Namazı :
Husuf (= ay tutulması) namazı da, iki rek´at olarak kılınır. Serahsî´nin Muhryt´inde de böyledir.
Keza, korkular şiddetlendiği; çok kuvvetli rüzgar estîiği; şiddetüi kar ve yağmur yağdığı; güneşin kızarıp, gecenin çok karan(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lık olduğu; yaygın bir hastalık zuhur ettiği; zelzele olduğu; yıldıran(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ların düşmeye başladığı; yıldızların söndüğü ve düşman korkusunun arttığrzamanlar da da iki rek´at namaz kılınır. Tebyîn´de de böyle(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dir.
Bedâi´de : «Bu namazları, herkes kendi evinde kılar.» denil(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)miştir. [20]
|