YARSAV Başkanı'ndan Yılmaz Özdil'e tepki! Fikri AKYÜZ - Takvim
Dün haberx.com'da "YARSAV'dan yargı teşkilatı toplantısına tepki" başlıklı bir haber gözüme ilişti.
Öğrendim ki İzmir'de bir toplantı yapılıyor ve toplantıya Yargıtay Birinci Başkanı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üyeleri ve cumhuriyet başsavcıları başta olmak üzere yargı camiasından 150 civarında kişi katılmış.
YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu işte bu toplantıya tepki göstererek "Bizim derneği niye çağırmadınız?" diyor.
Fakat Eminağaoğlu, dernek adına yaptığı basın toplantısında öyle bir metin açıklamış ki samimi söylüyorum bu metini okuyunca beni hafakanlar bastı.
O cümleyi "aynen" aktarıyorum:
"Raporlarda, AB ilke ve değerlerinin esas alındığı gerekçesine dayanılmasına rağmen, Adalet Bakanlığının sahip olduğu yetki ve görevler tartışma konusu edilmeden, Bakanlığın elindeki yetki ve görevlerden vazgeçilmesi esas gündem maddesi durumuna sokulmadan, Adalet Bakanlığının mevcut yetki ve görevleri korunarak, AB ilke ve değerleri, yürütmeyi öne çıkaran bir anlayış ekseninde gündeme taşınmakta, ancak, AB'deki örneklere dayanıldığı söylemine karşın; o örneklerin söz konusu olduğu ülkelerdeki demokratik yapı ve o yapı içerisindeki örnek alınan kurumların işleyiş ve faaliyetleri analiz edildiğinde, o ülkelerde güçlü hukuk devletinin, demokratik yapı ve yargısal denetimin varlığı, söz konusu kurumların yetkili olmasının demokratik yaşamın işleyişine olumsuz bir etki yaratmadığı açıkça görülebilecekken, toplantıya konu çalışmalar Türkiye'deki demokratik hukuk devleti yapısı ve işleyişi ile birlikte değerlendirildiğinde, bu çalışmalarda; ilke ve değerlerin değil, ilke ve değerlerin yetkilendirildiği kurumların ülkemize nakli ile yetinildiği, sonuçta yargı ve hukuk devletini kuvvetlendirmeyen aksine iyice sorunlara boğan yarınlar yaratacağı nedense görmezden gelinmektedir.."
Lütfen şimdi söyleyin, Allah aşkına söyleyin, siz bu cümleden ne anladınız?
Bu cümleyi okuyan kişinin psikolojisini bozmaya sizin ne hakkınız var? Savcılar nerede?!!
Tamam; yargıçlar ve savcılar bir "birlik" oluşturmuşlar, işin o kısmını anlayabiliyorum..
Da; bu birlik, cümleler arasında da "birlik" oluşturup birkaç cümleyi "tek" bir paragraf haline getirmeye mecbur mudur?
YARSAV Başkanı'nın isminin uzun olmasının, kuracağı cümlenin de uzun olmasını gerektirdiğine dair "yargısal bir içtihat" mı vardır?
YARSAV Başkanı'nın "çürük" tabir edilen sistem gereği askerlikten muaf tutulduğunu biliyorsunuz..
Çürük nedeni nedir, dosyayı görmediğim için bilemiyorum.. Fakat bu "muafiyet" sakın bu "uzun cümle kurma" sebebinden kaynaklanıyor olmasın?
Öyle ya, askerlik yapsa, o esnada da Allah muhafaza bir savaş çıksa ve kendisine Genelkurmay'da yazıcılık görevi verilse herhalde bu durum bir "sakatlık" oluştururdu..
Çünkü savaş esnasında ilgili yerlere yazı yazılması icap etse, Eminağaoğlu yedi adet cümleyi virgülsüz bir araya getirip paragrafı bitirene kadar Türkiye'nin yedi adet bölgesinden biri herhalde "giderdi"!
Yanlış anlaşılmak istemem.. Amacım elbette Eminağaoğlu'nu küçültmek değil, amacım sadece Eminağaoğlu'dan cümleleri "küçültme" talebinde bulunmaktan ibarettir.
Tam bu arada düşünmeye başladım. (Eyvah çok pis bir gaf yaptım, zira bu cümleden "Yazar, bu satıra kadar olan kısmı düşünmeden yazmış" gibi bir anlam çıkıyor!)
Evet düşünüyorum da acaba Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil'e nazire mi yapılmaktadır?
Öyle ya; Özdil bırakınız birkaç cümleyi virgülle birleştirip paragraf oluşturmayı, bir cümleyi yedi sekiz bölüme ayırıp tek kelimeden oluşan paragraflar yaptığı için kendisine belki de "Yazı öyle değil, böyle yazılır" demek istenmiştir..
Tamam, Yılmaz Özdil'in "yoz bir dil"i vardır fakat en azından kendisi meyhanede kafayı çekip memleketi kurtarmaya soyunan bazı insanlara "da" hitap etmektedir.. Bu anlamda "anlaşılmak" istenmesi kendi içinde tutarlı bir davranıştır.
Ha, Yılmaz Özdil'in yoz bir dili olduğunu ben söylemiyorum, kendisi söylüyor..
İnanmayan Özdil'in köşesine bakıp mail adresine bir göz atsın. Maili şöyle başlıyor: yozdil@.....
|