Saylan’ın Heykeli Dikilecekse
Emine FİKRİYE
Eğer Beşiktaş belediye başkanı söylediğini yaparsa, Beşiktaş parkından bir daha geçmek istemeyeceğim.
Ülkemin insanlarını asıllar ve diğerleri diye ayıran bir kadının heykeli orada olduğu için.
Bu kadının, taştan varlığıyla Parkın doğallığı ve huzuru bozulduğu için.
Hem genç kızları, kazandıkları üniversitelerin kapısından döndüren hem de kız çocukları okumalı bunun için çalışıyorum diyebilen bir karaktere sahip olduğu için.
Hem Atatürkçüyüm diyen, hem milletin eğemenliğinden rahatsız olan biri olduğu için.
Sürekli gerginlik oluşturma peşinde koştuğu, huzursuzluk kaynağı olduğu için.
Türk milletinin katmanları arasına nifak tohumları serptiği, toplumu ayrıştırmaya çalıştığı için.
Kendisiyle aynı düşünceye sahip olmayanlara zarar vermeyi amaçladığı için.
Gençleri, amaçları için birer araç haline getirdiği için.
Çağdaş yaşam adı altında ilkel bir uygulamayı savunduğu için.
Katı, önyargılı ,uzlaşılmaz bir kişiliğe sahip olduğu için.
Toplum vicdanında Ergenekon soruşturmasından çok önce mahkum olmuştur Türkan Saylan.
Hastadır, yaşlıdır. Mümin yüreğimiz bu yönüyle ona acır. İhtiyacı olursa bu açılardan ona yardım da ederiz. Size kötülük edene de iyilik ediniz diyen bir Resulün ümmetiyiz çünkü.
Ama, acıma duygularımızın aklımızı örtmesine izin vermeyiz.
Yandaşlarının onu anlatabilmek için, inanmadığı melek kavramına sığınmaları da trajik. Saylan’ın melek dediğimiz o ulvi yaratılmışlarla hiçbir benzerliği yok.
Eğer yeteneğim olsaydı, cübbesini giymiş Saylan’ı, bir tarafında başörtülü kızlar, bir tarafında başı açık kızlar olduğu halde resmederdim.
Bir kolunu başı açık kızlara sarılmış şekilde, diğer kolunu başörtülü kızları hırsla geriye iter halde ebedileştirirdim.
Yüzünün başörtülü kızlara bakan tarafını haşin, asık,kırıcı, aşağılayıcı ve sevimsiz, başı açık kızlara bakan yüzünü sevimli ve güleryüzlü çizerdim.
Heykel dikilecekse gerçekleri göstermeli.
Ve gerçek budur...