Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-01-2009, 17:51   #1
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart *Osmanlı Ordusunda Kadın Askerler..
Osmanlı Ordusunda Kadın Askerler:
Kadın İşçi Taburu (1917-1919)


Osmanlı İmparatorluğu 1911 yılında İtalya'nın Osmanlı idaresindeki Libya'ya saldırmasıyla patlak vermiş olan Trablusgarb Savaşı'ndan başladı..Balkan Savaşı (1912-1913) Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) ve Milli Mücadele (1919-1923) savaşlarına katılır. 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna kadar geçen son on iki yıllık süre içerisinde Osmanlı İmparatorluğu hep savaş halindedir. Birinci Dünya Savaşı Avrupa'da 1914 yılında başladıktan sonra 1914'ten 1915 yazına kadar işler Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'da çok rahat yürümektedir.


Şehirlerin dışında tarımsal alanlarda kadınlar üretimle meşgul oldukları ve zaten kendi akrabalarıyla birlikte oturdukları için Anadolu'nun kırsal kesimlerinde yaşayan kadınların açlıkla karşı karşıya kalmaları söz konusu değildir. Ama Osmanlı İmparatorluğu'nun büyük şehirlerinde erkekler birbiri ardına cephelere koşmaya başlayınca pek çok kadın erkeksiz kalır. Birinci Dünya Savaşı'nın son yıllarında Müslüman Osmanlı toplumunda bir kadının erkeksiz kalması açlıktan kırılan bir şehrin ortasında gelirsiz kalmış olması anlamına gelmektedir.

Bu durumun açtığı toplumsal yaralar Harbiye Nezareti'ni de müthiş rahatsız etmektedir. İstanbul'da erkeklerini cepheye uğurlamış olan Müslüman Osmanlı kadınlarının karşı karşıya kalmış oldukları geçim sıkıntısının farkında olan Nezaret birtakım toplumsal önlemler alma ihtiyacı hisseder. Alınan bu önlemlerden biri de Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın idaresinde kurulmuş olan Kadınları Çalıştırma Cemiyet-i İslamiyesi'dir. Cemiyetin ilk yönetim kurulunu Harbiye Nezareti'nin en önemli rütbeli subaylarından yedi kişilik bir erkekler grubu oluşturur. Kadınları Çalıştırma Cemiyeti başından sonuna kadar her zaman erkekler tarafından yönetilir.

Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın başkanlığı ve karısı Naciye Sultan'ın himayesi altında 1916 yılının yaz aylarında kurulmuş olan Kadınları Çalıştırma Cemiyet-i İslamiyesi Osmanlı toplumunun Müslüman kesimine mensup kadınların çalışma hayatına katılması yönünde büyük bir atılım gerçekleştirmişti. Cemiyetin kuruluşu gündelik gazeteler ile ilan edilir edilmez cemiyet genel merkezi iş isteyen Müslüman Osmanlı kadınlarının istilasına uğramıştı. İki buçuk ay gibi kısa bir süre zarfında 14.000 Müslüman Osmanlı kadının iş isteği ile karşı karşıya kalan cemiyet gördüğü yoğun ilgiden dolayı ne yapacağını şaşırmıştı.

Zamanla bu büyük başvuru yığılmasını eritmek ve toplumda var olan iş talebine bir nebze olsun cevap verebilmek amacıyla cemiyet adına şubeler açıldı. Müslüman nüfusun ve dolayısıyla da cemiyete yapılan başvuruların yoğun olduğu Çapa Üsküdar Vezneciler gibi bazı bölgelerde açılan şubelerde elişleri gibi az sermaye gerektiren bazı dallarda hemen üretime geçildi. Cemiyetin başkanlığını yürüten Enver Paşa'nın bir yandan da başkumandan vekili ve harbiye nazırı sıfatlarını taşıyor olması cemiyete büyük avantajlar sağlamaktaydı. Bu avantajların başında da cemiyet şubelerinin Osmanlı ordusunun ihtiyaçları için açılmış olan ihalelere katılabilmesi gelmekteydi. Osmanlı ordusunun açmış olduğu ihalelerden cemiyet için kendisine yetecek kadar iş ve istihdam yaratacak iş olanakları yaratılmaktaydı.

Alınan bütün bu önlemler cemiyetin kendisine ulaşan başvurulara yetişebilmesi için yeterli olmadı. Bu nedenle çeşitli sanayi kuruluşlarına ve devlet teşebbüslerine haber salındı. Kadınları Çalıştırma Cemiyeti bir iş ve işçi bulma kurumu gibi iş arayan Müslüman Osmanlı kadınları ile işçi arayan Osmanlı işletmelerini bir araya getirmeye ve toplumdaki istihdam açığını Müslüman kadınları çeşitli işkollarında hizmet veren işyerlerine yerleştirerek çözmeye çalıştı. Cemiyetin kuruluşunu izleyen bir yıl içerisinde 8.860 civarında Müslüman Osmanlı kadın işçi cemiyet aracılığı ile çeşitli kuruluşlarda çalışmaya başlamıştı.

Kadınları Çalıştırma Cemiyet-i İslamiyesi bir anda Osmanlı İmparatorluğu'nun en fazla sayıda kadın işçi çalıştıran kuruluşu haline gelmişti. Cemiyetin kuruluş nizamnamesinde yer alan bir kural gereği cemiyet yönetimi kendi bünyesinde iş verdiği veya bir başka kuruluşta işe soktuğu bütün kadın işçilerin maaşlarından yüzde on beşlik bir kesinti yapıyordu. Böylelikle cemiyet adına veya cemiyet aracılığıyla çalışmaya başlayan her Müslüman kadın işçi cemiyetin bütçesine doğrudan doğruya katkıda bulunmuş oluyordu. Ayrıca bu yöntemle cemiyet bünyesinde çalışan her işçinin yine kendisi gibi çalışmak durumunda olan başka kadınlar için yeni istihdam olanakları yaratılmasına katkıda bulunması da sağlanmış oluyordu. Kadınları Çalıştırma Cemiyeti'nin çalıştırdığı kadınların sayısı çoğaldıkça işçi kadınlardan alınan bu kesintilerin toplamı büyük miktarlara ulaşmaya başladı. Cemiyet büyük bir hızla geliştikçe gelirleri de giderek artıyordu. Cemiyet yöneticileri ileride yeni yatırımlar yapmak ve yeni iş olanakları geliştirebilmek için cemiyetin çalışanlarından aldığı bu yüzde on beşlik kesintilere güveniyordu.

İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin gölgesinde ve Enver Paşa'nın himayesinde hızla büyüyüp gelişen Kadınları Çalıştırma Cemiyet-i İslamiyesi zamanla kuruluş amacının dışına taşan bazı faaliyetlerde de bulunmaya başladı. Cemiyet yönetiminin aldığı bir kararla cemiyet kadın ve erkek çalışanlarının evlenmelerini teşvik etmeye hatta onları evlenmeye zorladı; bu amaçla gündelik gazetelere evlenme ilanları vererek bir ilke de imzasını atmış oldu. Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk kez gazete ilanları yoluyla ve bir cemiyetin arabuluculuğu ile evlenen bu ilk çiftler yine gazeteler aracılığı ile Osmanlı kamuoyuna duyuruldu.

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder