Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-04-2009, 01:25   #1
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart Hazreti Nesibe(r a)
Efendimizi (S.A.V.) Medine?ye davet eden heyette bulunmasıyla
İslâm tarihine şerefle geçen Hz.Nesibe, Uhud Harbinin en dehşetli
anlarında O?nun yanından ayrılmamış ve Fahr-i Kâinat
Efendimizi (S.A.V.) çevreleyerek O?na etten siper olan
sahabelerin arasında yer almıştı. Bir ara mücadele o kadar
hızlandı ki, Peygamberimizin yanında Hz.Nesibe?den başka
hiçbir sahabe kalmadı. Ve bu birkaç saniyelik sürede
Efendimize iki süvari birden saldırdı.

Hz.Nesibe, bu durumu gördüğünde elindeki kılıncıyla
süvarilerden birini bacağından yaraladı. Hemen arkasından
diğerine de hücum etti. Ancak iki kat zırhla korunan süvari hafif
yara aldı ve mukabelede bulunarak kılıncını olanca hızıyla
Hz.Nesibenin omuzuna indirdi. Efendimize gerekli zamanı
kazandıran bu mübarek insan, omuzu göğsüne kadar yarılmış
vaziyette yere yuvarlanmıştı.Hz. Ali (r.a.) yetişerek süvariyi
öldürdükten sonra, Peygamberimiz mübarek elleriyle
Hz.Nesibe?nin ağır yarasını sıvazladı. Fahr-i Kâinat Efendimizin
(S.A.V.) aynı türdeki mucizelerinden biri daha gerçekleşmiş ve
yara bir anda iyileşmişti.

Yerden kalkan Hz.Nesibe, Efendimize bütün aşıkları ağlatan şu
sözlerle mukabele etti:

-Ya Resûlallah, dizlerinin dibinde şehid olma şerefini benden
niye esirgedin?
Efendimiz onu teselli ettikten sonra iltifatların en büyüğünü yaptı
ve ellerini açarak Allah?a şöyle dua etti:

-Yarabbi. Beni Nesibe ve ehlinden ayırma.

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder