10-25-2009, 13:21
|
#51
|
|
Serkan Kara'nın haberi
Türk futbolunun iki büyük kulübü, 363. randevu için hazırlıklarını tamamladı. Futbolseverler büyük bir heyecanla saat 21.45'i bekliyor. 10 yıldır kendi sahasında Sarı Kırmızılı ekibe yenilmeyen Fenerbahçe mi galip gelecek, yoksa Sarı Lacivertli ekibi Kadıköy'de yenmenin hasretiyle yanıp tutuşan Galatasaray mı?
Sezonun 10. haftasında karşılaşacak iki takımın da 1'er mağlubiyeti bulunuyor. Sarı Kırmızılı ekibin 1 de beraberliği var. Fenerbahçe 24 puanla lider, Galatasaray ise 22 puanla ikinci sırada. Sarı Lacivertliler, 5 golle ligin en az gol yiyen takımı iken; Sarı Kırmızılılar, 25 golle ligin en çok gol atan takımı. GS, 9 maçta gol sayısı 12 yemiş.
Neyse bu analizleri bir tarafa bırakalım ve belki klasik olacak ama "Dostluk kazansın" diyelim. Ve dostluk kazansın diyen Fenerbahçe ve Galatasaray'ın emektar futbolcularına dönelim. FB-GS maçlarında unutamadıkları anıları anlatsınlar bize.
***
Raşit Çetiner (Hem FB'nin hem de GS'nin eski defansı)
Her iki takımda oynadığım senelerde de maçlar son derece düzgün geçmişti. Ama Galatasaray'dayken oynadığım ve 4-1 öndeyken Fenerbahçe'nin maç bitiminde skoru eşitleyip şampiyon olduğu maçı unutamıyorum.
Tam 5-1 öne geçiyorduk, boş kaleye atamadık. O maçta son topun benim kafama çarpıp ters köşeye gitmesi hiç unutamadığım olaylardan bir tanesidir.
***
Turgay Şeren (GS'nin efsane kalecisi)
En unutamadığım maç, 2002 yılındaki 6-0'lık mağlubiyet. Galatasaray'a gönül vermiş biri olarak o yenilgi hâlâ aklımda. Unutamadığım diğer iki maç ise; bir 2005 yılındaki Türkiye Kupası maçı. Galatasaray o maçı 5-1 kazanmıştı.
Ve Fenerbahçe iyi oynamasına rağmen tek başına Franck Ribery perişan etmişti rakibi. İşin en ilginç tarafı da, Galatasaray bu 5 golü tek bir korner bile kullanmadan atmıştı. Çok çarpıcı bir olaydı. Rüştü de elinden geleni yapmış olmasına rağmen öyle tuhaf goller yedi ki, felaketti. Ben o maçı Fenerbahçeli gazeteci ağabeyimle izliyordum. Gayri ihtiyari ağzından şu laflar döküldü: Ya bu çocuk da o kadar iyi bir aile babası ki! Yani kel alaka! Öyle perişan olmuş ki! Hiç unutamam o anı. Arada karşılaştığımızda hâlâ gülerim, 'Kimseye söyleme!' der.
Bir de Mayıs 1989'daki Galatasaray'ın 3-0'dan 4-3 kaybettiği maçı unutamıyorum. Tanju ilk yarıda 3 gol attı. Tam biz 7-8 olur diyorduk ki maçı Fenerbahçe 4-3 kazandı.
***
Hasan Vezir (Hem FB'nin hem de GS'nin unutulmaz golcüsü)
Fenerbahçe'den hatıralarımda kalan 3-0'dan 4-3 kazandığımız maç. O maçın 3 golünü ben atmıştım. Daha sonra Galatasaray beni kaçırarak transfer etti. Orada Fenerbahçe'ye karşı oynadığım ilk maçta ise 90. dakikada bir kafa golü atmış ve maçı 1-0 kazanmıştık.
Bu anılar hem benim hem de o takımın taraftarları için çok güzel anılar. Hiçbir zaman belleklerden silinmeyecek.
***
Arif Erdem (GS'nin eski golcüsü)
Vallaha kardeşim, bizim ne anımız kaldı ne de anısızlığımız! Anladın mı? Biz düşmüşüz kendi derdimize. Kendi maçımızı düşünüyoruz. Derbiye hiç kafayı yormuyorum bile!
***
Saffet Sancaklı (Hem FB'nin hem de GS'nin eski forveti)
O kadar çok anı var ki hangisini anlatsam! En akılda kalanıysa şu: Ben Kocaelispor'dan Fenerbahçe'ye transfer olduğum hafta Kocaeli formasıyla Galatasaray'a karşı oynadım, galiba o maç 1-1 bitti ve ben 1 gol attım. O hafta içi Fener'e transfer oldum, hafta sonu Ali Sami Yen'de Galatasaray'a karşı oynadım ve orada da 1 gol attım! İşin ilginci, iki haftada Galatasaray'a karşı iki farklı takımda oynayıp 2 gol attım.
***
Selçuk Yula (FB'nin efsane golcüsü)
Bu derbide defalarca oynadım, kaptanlık yaptım. Hepsinin anıları taze; ama içlerinde ikisi var ki, unutulması mümkün değil. Biri 1982 yılında... Şimdiki Şükrü Saracoğlu Stadı'nın ilk Fenerbahçe-Galatasaray maçı. Suadiye Otel'de kamptayız. Dizimde ciddi bir problem var. Oynamam çok zor. Gece rüyamda gol atıp maçı 1-0 kazandığımızı gördüm. Sabah toplantıda Branko Stankoviç beni riske atmayacağını söyledi, yani oynatmayacak. Ben de oynamak için saatlerce yalvardım. Sonunda izni kopardım. Bandajlarla maça çıktım. İlk çeyrekte bir gol attım. Golden sonra maçı bıraktım ve maç 1-0 bitti. Hem rüyam gerçekleşti hem de şimdiki Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanan ilk Fenerbahçe-Galatasaray maçının ilk golünü ben attım. Stadın ilk golünü de, açılış maçında Altay'a karşı yine ben atmıştım. Yine aynı senenin rövanş maçında Ali Sami Yen'de karşılaştık. Maçı kaybedersek şampiyonluk Trabzonspor'a gidecekti. Maçın son 20 dk. gelindiğinde 4-1 gerideydik. O maçı son 20 dk. 4-4'e getirdik ve şampiyon olduk; tarih yazdık. Bu maç, sadece benim değil, bütün Fenerbahçelilerin unutamadığı bir maçtır. 3-0'dan 4-3 galip geldiğimiz ve 4-1'den 4-4'e getirip şampiyon olduğumuz maçlar, unutulacak maçlar değil!
***
Cem Pamiroğlu (FB'nin eski kaptanı)
Bizim yıllardan beri konuştuğumuz bir maç var. O da Ali Sami Yen'de 4-1 gerideyken 4-4 yapıp şampiyon olduğumuz maç. Düşünsene, yenilirsek şampiyonluk gidiyordu. Branko Stankoviç, bizi adam adama oynatıyordu. Devre arasında soyunma odasına girdik ve o günkü takım kaptanı Alpaslan'la birlikte takımın büyükleri herkesin kendi bildiğini yapmasını kararlaştırdı.
İkinci yarıya bir çıktık, fırtına gibi esip maçı 4-4'e getirdik. Maç bu skorla tamamlanınca da şampiyon olduk.
***
İlyas Tüfekçi (Hem FB'nin hem de GS'nin eski forveti)
Ben her iki tarafta da oynadığım için her iki tarafa da gol attım. Fenerbahçe'den Galatasaray'a transfer olduğum sene oynadığımız ilk derbiyi unutamam. Maç öncesinden maç bitimine kadar Fenerbahçe tribünleri hiç susmadan bana küfretmişti. Ama şimdiki futbolculara bakıyorum, araba değiştirir gibi takım değiştiriyorlar. Bunu şimdilerde hiç kimse yadırgamıyor ama ben ve Hasan Vezir gibi futbolcular, bunun acısını zamanında çok çekti.
Zaman
|
|
|