Alıntı:
birisi01 Nickli Üyeden Alıntı
bak matematikci belki farkında olmadan belki farkında olarak ama cok güzel bir tespitte bulunmuşsun. demişsinki"ne oldu. balıkesir manisa antalya ısparta kaybedildi. hele izmirin kemalpaşasının kaybedilmesi tam bir facia.kemalpaşada ak parti saadet ve chp kafa kafaya geldi. chp az farkla kazandı. yani oylar bölündü chp aradan sıyrıldı.."
işte erbakanın misyonu siyaset hayatı boyunca buydu. sağ oyları bölerek solun iktidar olması.. bunu 70li yıllarda yaptı. hiç düşünüldümü acaba o yıllarda neden birden türkiyeye dönüp seçimlere katıldı. o zaman demirel tek başına iktidar olacaktı ama erbakan geldi sağ oylar bölündü ve ecevit iktidar oldu sonra malum kıtlık yıllar ve bunu sonraki yıllarda tekrarladı. son seçimde de yapacaktı ama başarılı olamadı.işte erbakanın misyonu bu. sağı parcalamak...ve bazıları bunu hala görmüyor... tabi kimin için derseniz. şuan hala hangi ülkeden para alıyorsa onun için...ama artık erbakan dönemi KAPANDI ELHAMDULILLAH. darısı onun gibilerinin başına....
hocalığına gelince.. hocasının sözünü dinleyip siyasete giren daha sonrada hocasını inkar eden, şiilerin vahabilerin baascıların yolundan giden bir insan ne kadr hoca olur takdir insaf ehl'inin...
|
Bakın eğri oturup doğru konuşalım. Milli Görüş'ün tarihsel gelişim sürecindeki tespitleriniz maalesef çok yanlış ve izandan yoksun. Sağ-sol gibi kof ideolojik tabirlerden yola çıkarak Milli Görüş hareketini yargılamaya çalışmak gerçeklerle bağdaşmaz. Erbakan Hocanın 1970'li yıllarda "Türkiye'ye dönüp", "Demirel'in oylarını bölmesini" imalı ve zan altında bırakıcı biçimde açıklıyorsunuz. İyi bilin ki bu sadece sizin kurgunuz çünkü gerçek böyle değil. Erbakan Hocayı uzaydan ışınlanmış gibi anlatmanız bakış açınızı yansıtır hakikati değil. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından Almanya'ya gönderilmiştir, Tank ve motor üretimi konularında araştırmalar yapmak için Almanya'ya gitmiştir. Nitekim Almanya'ya turizm için gitmediği Türkiye'ye döndüğünde Türkiye'de Güneş Motor'u kurarak ilk yerli motor üretimini gerçekleştirmesiyle anlaşılmıştır. Erbakan TOBB başkanı seçilmiş ancak Süleyman Demirel tarafından ergenkoncular gibi başkanlığı engellenmiştir. Hatta fiili olarak gelip Erbakan'ı TOBB koltuğundan indirmeye bile çalışmıştır alçaklar. Erbakan, Süleyman Demriel'i üniversiteden tanıdığı için ve nasıl biri olduğunu çok iyi bildiği için ayrıca bu ülkede artık bir Milli Siyaset ihtiyacı olduğu için harekete geçmiştir. Bu ülke Süleyman Demirel gibi masoniklerin yönetimine bırakılamayacak kadar değerlidir. İyi ki de Süleyman Demirel'i tek başına iktidara getirmemiş. Erbakan Hoca hayatı Adil Düzen ideali ile geçmiş bu ülkenin büyük bir değeridir. Onun arkasından böyle 'ordan burdan para alıyordu' gibi imalar kadar çirkin bir iftira olamaz. İkinci bir iftira.. Erbakan hiçbir zaman Vahhabilerin, Şiilerin, Baasçıların yolunda gitmemiştir. Erbakan olmasaydı Milli Görüş böyle gür serpilemezdi. Ve o Milli Görüş coşkusu olmasaydı ne Tayyip Erdoğan olurdu, ne Abdullah Gül olurdu, ne Bülent Arınç olurdu. Tam aksine Mesut Yılmaz, Demirel, Ecevit, Çiller gibileriyle yönetilmek zorunda kalmaya devam ederdik....
Bu ülkede İslami uyanışı Erbakan başlatmıştır. Milli siyaset onun eseridir. Bu millet Erbakan'ı hep gururla yad edecektir. Fazilet Partisi'nden sonra yollarımız ayrılmış olabilir ama Erbakan Hoca hakkında böyle insaf ve izandan yoksun ifadeler kanıma dokunuyor. Tıpkı Milli Görüş camiasından Gülen Hocaefendi hakkında yapılan insaf ve izandan yoksun ifadelerde olduğu gibi...
Ben Nur cemaatinden Errbakan Hoca'ya yapılan saldırıyı da Milli Görüş camiasından Gülen Hocaefendi'ye yapılan saldırıyı da çok iyi biliyorum. İkisini de kabul edilemez buluyorum. Burada mesele metotlara saygı duymaktır.