Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-13-2010, 01:58   #4
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Alıntı:
fatih güneş Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ne yazıyoki orda ben bilmiyorum?
Osmanlı Şah İsmaile bir elçi gödnermek ister ama bu elçide karar veremez bunu üzerine verizler bu görev için Muhsin Çelebiyi uygun görürler.Muhsin Çelebi cesur ve doğru bildiğinden sakınmayan bir insandır.Bütün malını rehin vererek 10.000 altın alır.sonra giderken çok haşmetli olmalıdır sonuçta bir ülkeyi temsil edecektir ve gidip şah ismailin önünden bile geçemeyeceği padişahlara yaraşır çok pahalı bir pembe incili kaftan alır.Sonra Şahın huzuruna çıkar.Şah ayakalrını öptürmeyi bekler ama o öpmez önünde bile eğilmez.Sonra bakar sağına soluna oturacak birşey yok anlarki onun ayakta kalması için böyle yapıyorlar o sortındaki dünyanın en pahalı kaftanını yere serer ve üzerine oturur.Muhsin Çelebi gür sesiyle:Padişahının hiçbir ecnebi padişah karşısında eğilmeyeceğini ve dünyada Türk Padişahı kadar asil bir padişahın olmadığını söyleyerek huzurdan izin istemeden ayrılır.Kapıdan çıkarken Şah’ın askeri kaftanı arkasından getirir.Muhsin Çelebi sesini yükselterek ‘bir Türk asla yere serdiği şeyi sırtına koymaz.’diyerek oradan ayrılır.
En sonunda üsküdar pazarında meyve sebze satarak yaşamını sürdürür
İnşallah anlamışsındır kardeş.Tavsiyem uzun halini okuman
  Alıntı ile Cevapla