Mehmet Ali BİRAND-HÜRRİYET
Bırakalım bu ucuz populizmi...
Toplumu, gereksiz şekilde kışkırtmanın, ümitsizliğe sokmanın hiç anlamı yok.
Terör ile daha uzun süre birlikte yaşayacağız. Kolay kolay da bitmeyecek. Toplumu sabırsızlığa sevketmek yerine, aksine sabır tavsiye edecek, durumu anlayışla karşılayacak başlıklar atmamız gerekiyor.
PKK, bu ülkeyi yeterince yakıyor. Yangına bari bizler de körükle girmeyelim. Toplumun psikolojisine dikkat edelim. siyaset yapmak, iktidarı yıpratmak için, terör kartını kullanmayalım.
MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE-ZAMAN
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin vatanseverliğini kimse tartışamaz. Ama terör hakkında söylediklerinin neye hizmet ettiğini bizzat kendisi ölçüp biçmeli. Bahçeli diyor ki: "AKP döneminde kanlı terör cesaret ve cüret kazanmış, etnik bölücülüğün önü açılmış ve ayrılıkçı ve bölücü emellerinin hayata geçirileceği ümitleri yeşertilmiştir". Yani? Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti teröre katkı sağlamıştır. Doğru mu? Doğru olabilir mi? Bu sözlerin terör üzerinden İktidar Partisi'ni köşeye sıkıştırmak dışında bir anlamı var mı? Şemdinli'de saldıranlar planlamayı yaparken MHP liderinin yapacağı yorum hakkında hangi öngörüde bulunmuşlardır? Terör gerekçesi ile erken seçim isteyen kime hizmet etmiş olur?
Terör bize yol göstermemeli. Ne yapacağımızı öğretmemeli. Terörü durduracak olan, şehit cenazelerindeki tevekküldür. Kürt'üyle, Türk'üyle birlikte yaşamaya azmetmiş bir millettir. Unutmayalım: Sabır olmazı oldurur.
ESER KARAKAŞ -STAR
Milliyet gazetesinin 20 Haziran Pazar günkü sayısının birinci sahifesi ilginç başlıklarla dolu idi.
O sayısında Milliyet gazetesi manşet olarak “Göğüs göğse çarpıştılar” ifadesini tercih etmiş.
Hemen altında da şöyle yazıyor: “Mehmetçik mevzilere sızan teröristleri göğüs göğse çatışarak püskürttü”.
Mehmetçik birileriyle göğüs göğüse çatışıyorsa ve ancak püskürtüyorsa bu sürecin adı artık terör değildir, bunu da en iyi herhalde Milliyet’teki gazetecilerin bilmesi gerekir.
Sırf resmi terminolojiye uymak için belirli sözcükleri tercih etmek de gazetelerin işi olamaz.
Bu bir.
İkinci konu çok daha vahim.
Menfur olaydan hemen sonra TBMM Başkanı Sayın Mehmet Ali Şahin bir açıklama yapıyor ve “Bugün verdiğimiz 8 şehidimizle ilgili ben Genelkurmay’dan tatmin edici bir açıklama bekliyorum” diyor.
Milliyet gazetesi de TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in bu açıklamasının şaşkınlık yarattığını yazıyor ve “Olmadı M. Ali Bey” gibi bir ifadeyi birinci sahifede kullanıyor.
Bendeniz de neyin neden olmadığını anlamakta gerçekten zorlanıyorum.
Ortada bir akıl karışıklığının olduğu muhakkak ve bu akıl karışıklığının tam da göbeğinde TBMM’nin ve TSK’nın tanımlarının netleşmemesi yatıyor.
İSKENDER PALA-ZAMAN
gece veya gündüz, yalnız kalacağınız bir köşeye çekilin ve ellerinizi şakaklarınıza, dirseklerinizi dizlerinize dayayıp şöyle sorun kendinize: "- Ben nasıl bir insanım?!.." Hayır, hayır, bunu kendinizden nefret veya şahsınıza hayranlık için değil, bütün samimiyetinizle ve kendinizi anlama ihtiyacı ile yapın. Peşin fikirlerden, yersiz methiyelerden, ucuz mazeretlerden ve cebriyeci bir teslimiyetten uzaklaşarak, sanki kendinizi karşınıza alarak, bir hasta muayene eder gibi yapın. Kendinize sorun: "- Ben nasıl bir insanım!.." Ancak bu sorunun ardından kendinizi keşfetmeye başlayabilirsiniz?!..
Sahi siz nasıl bir insansınız?
|