Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-12-2010, 23:40   #8
Kullanıcı Adı
Özgür Çağrı
Standart







Çocuklarımıza Dayatılan Irkçı ANT Törenlerine Son Verilsin!

Kışla Düzeninin Aracı Milli Güvenlik Dersleri Kaldırılsın!

Eğitim öğretim alanında hem içerik hem de teknik açıdan yüzlerce sorun yaşandığı ve bu sorunları kısa ve orta vadede çözmenin mümkün olmadığı bilinen bir konu. Ancak bazı ağır kronik sorunlar var ki bunların çözülmesinin önünde adalet ve özgürlüğü teminat altına almak isteyen siyasi irade dışında hiçbir şeye ihtiyaç yoktur. Ödeneğe, kadroya veya zamana hiçbir surette ihtiyaç duyulmaksızın eğitim-öğretimde akla, ahlaka ve onurlu bir şahsiyet olmaya engel olmak üzere kurgulanmış resmi ideolojik şartlandırmalara son vererek pekâlâ yeni eğitim öğretim dönemine geçilebilir.

İlköğretime adım atar atmaz açıkça ırkçı, ayrımcı ve askerî formatta düzenlenmiş ulusal ant içme törenlerine zorlanan çocuklarımızın muhatap olduğu zulmün sürdürülmesine daha ne kadar müsaade edilecektir? Aileler çocuklarını doğru bilgi ve ahlaki davranışla donanarak sosyalleşsin diye okullara gönderiyorlar. Çocuklarının, devletin ve resmi ideolojinin militer ruhunu enjekte edeceği kobaylar olarak kullanılmasına hiçbir aile müsaade etmez. Okullarda ant okutturulması ile insani, ahlaki ve bilimsel hedefler arasında hiçbir bağ kurulması mümkün değildir. Çocuklarımıza zorla okutturulan Türkçü ant ile olsa olsa küçük yaşlardan itibaren ulusalcılığı din edinen, devleti ve devletin kurucusunu ilah edinen fanatik bir toplum yaratılabilir. Devlete ve devletin kurucusuna tapınan bir toplum inşa etme amacına matuf olarak dizayn edilen ırkçı/ulusalcı andın eğitim öğretim müfredatından derhal çıkarılmasını talep ediyoruz. Akla ziyan, ahlaka aykırı bu sapkın uygulamanın daha çok insana zarar vermemesi için Milli Eğitim Bakanlığının gerekli yasal değişiklikleri hızlandırması gerekir.

Eğitim-öğretimde antların ve ulusal gün ve bayramlarda törenlere katılımın zorunlu tutulması kadar derin tahribatlara yol açan diğer bir konu da Milli Güvenlik Dersleridir. Milli Güvenlik Dersleri gerek müfredatı gerekse bu dersi veren TSK mensubu subayların okullardaki misyonu ile eğitim öğretim alanlarını kışlaya, öğrencileri de emirerine dönüştürmektedir. Dahası, "komutan öğretmen-asker öğrenci" formatını aşan hukuksuz ve kanunsuz uygulamalar basın yayın organlarına yansımaktadır. Sözde Milli Güvenlik Dersi vermek üzere okullara gelen subaylar öğrenciden öğretmene, idareciden okul aile birliğine kadar istisnasız herkes hakkında istihbarat toplamakta, fişlemeler yapmaktadır. Öncelikli tehdit addettiği namaz, oruç, başörtüsü gibi temel ibadetlere odaklanan ajan/muhbir subaylar okunan kitap ve gazetelere, törenlerin yeterince samimiyetle yapılıp yapılmadığına kadar her alanda fişlemeler yapmaktalar. Üstelik bu istihbarat ve fişleme tamamen emir-komuta zinciri içerisinde seyretmekte, resmi evraklar üzerinden gizlilik kaydıyla yazışılmaktadır. Milli Güvenlikçi subayların okullardaki görev tanımının Genelkurmay tarafından resmen belirlenmiş olduğu açıktır.

Bütün toplum tarafından bilinen ve nefret uyandıran fakat askerî darbe süreçlerinin toplum üzerinde bıraktığı endişe veya korkular dolayısıyla yüksek sesle ifade edilip itiraz edilemeyen bu faşist dayatmalara son verilmesi gerektiği tartışmasızdır. Askerî vesayet siyasette, diplomaside, ekonomide, spor ve sanatta giderilmesi mümkün olmayan yanlışlıklara, çirkinliklere ve kötülüklere yol açtığı gibi eğitim öğretim alanında da derin tahribatlara yol açmaktadır.

Allah tarafından bizlere bahşedilen en büyük nimetlerden olan çocuklarımız üzerinde eğitim süresince estirilen zorbalığa son vermenin yolu yaşanan miltarist/askerî dayatmalara kanunen ve fiilen set çekmektir. Okullar ve öğrenciler Ergenekon benzeri askerî cuntaların faaliyet ve tatbikat alanlarından biri olmaktan çıkarılmalıdır. İnsan iradesini sıfırlayan, şahsiyeti ifsat eden, akılları dumura uğratan bu askerî/militer dayatmalar devam ettikçe hiçbir alanda tam olarak adalet ve özgürlük temin edilemez. Diğer kamusal alanlardan olduğu gibi okullardan ve müfredattan İslami kimliği tamamen söküp atmanın bir yolu olarak tasarlanan ve kanunlar marifetiyle dayatılan pozitivist Türk ulusalcılığı insana sadece zarar verir, insanlığı hızla çürütür.

Talim ve terbiye meselesinin esası kişi ve ulus kültü oldukça bireysel ve toplumsal yabancılaşma hızla artacak, ortaya çıkan şizofren birey ve toplum herkesle her daim savaşa tutuşacaktır. Türk ulusalcılığı ve Kemalist ütopyalar için çocuklarımızın ve gençlerimizin hayatları daha fazla karartılmasın. Zoru, dayatmayı, aldatmayı esas kabul eden mevcut eğitim anlayışı köklü bir değişime tabi tutulmalı ve hiçbir ferdin dinî, mezhebî, etnik kimliği, ideolojisi devletin tasallutuna kurban edilmemelidir. Devlete makbul vatandaş, resmi ideolojiye sadık kul ve orduya ucuz asker yetiştirmek üzere temellendirilen eğitim öğretim anlayışına son verilmelidir.

Çocuklarımız "Türk ulusçuluğu" gibi akıl dışı ve İslam karşıtı sapkın bir ideolojiye varlığını neden armağan etsinler ki? Milli Güvenlik subaylarının komutasında talim ettirilen ve ordu, devlet, lider, ulus, vs. kültlerini enjekte etmeyi amaç edinen dersler eliyle çocuklarımızın köleleştirilmesine nasıl müsaade edebiliriz? Bizler Allah'a kul, Resulüne ümmet olmayı en yüce onur bilen insanlar olarak eğitimde adalet ve özgürlük istiyoruz. Devlet ve TSK başta olmak üzere hiçbir kurum insan olmanın en tabii hali olan İslami, etnik, mezhebî veya ideolojik kimliğimize ipotek koymaya kalkmasın. Kimliğimiz, şahsiyetimiz, özgür irademiz ve çocuklarımızın geleceği üzerinde egemenlik kurmaya çalışan hiçbir otorite ve ideolojinin tasallutunu kabul etmiyoruz.


ZAFER İNANANLARINDIR VE ZAFER YAKINDIR.
  Alıntı ile Cevapla