Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-31-2010, 21:35   #26
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Alıntı:
Eşref Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Konu hakkındaki düşüncelerimi izah etmeden önce Hudeybiye Barışı'ndan söz etmek istiyorum. Mekkeli müşriklere karşı kat kat üstün ve onlardan kat kat güçlüyken, onların artık gücü kalmamışken biz bu antlaşmayı yaptık. Hatırlarsanız bu antlaşmanın hemen hemen tüm maddeleri, sanki bizim aleyhimizeydi. Kısaca o maddelerden birkaçını hatırlayalım;


- Müslümanlar bu yıl Beytullah'ı ziyaret etmeksizin geri dönecekler. Gelecek yıl üç günden fazla olmamak üzere Mekke'ye gelip Beytullah'ı ziyaret edecekler. Bu üç gün süresince Mekkeliler şehir dışına çıkacaklar.

- Müslümanlardan Kureyş'e sığınacak olursa, geri döndürülmeyecek, fakat onlardan müslümanlara sığınanlar geri döndürülecek

(kaynak)

Peki peygamberimiz bu antlaşmayı neden kabul etmişti? Çünkü peygamberimiz biliyordu ki, müslümanlık, islamiyet, öyle yüce, öyle güzel, öyle eşsiz bir değer ki, islamın girip de feth edemeyeceği bir kalp yoktur.

Eğer dinler arası diyalog, her ne kadar bizim için olumsuz maddeler taşıyor olsa bile, şayet avrupanın islamı bir parça bile öğrenmesine vesile olacaksa, bu diyalog bizim için bir "Feth-i Mübin" yani apaçık bir zaferdir.

Sık sık bu sözümü tekrarlıyorum. Affınıza sığınarak tekrar ifade etmek isterim ki, o dönem Mekkeli müşrikler, Medineli müslümanları imrenmişler ve onların yaşantılarna bakarak, akın akın islam dinine geçmişlerdi.

Aynı şeyi günümüz için de söylemek, yani avrupanın, müslümanların yaşayışına bakarak akın akın islama geçeceğini söylemek, çok gerçekçi olmayacaktır. Ümit edelim ki hristiyanlar, bize değil, Kur'an'ı okuyarak, Sünnetlere bakarak bu dini tanısınlar, bu dini öğrensinler. Ve yine ümit edelim ki, biz müslümanlar da, üzerimizdeki cehalet toprağını atalım ve bu dine yakışır bir şekilde hareket edelim.
Olaylara bir bütünlük içinde bakmakta fayda var sayın eşref...
Mekkeli Müşriklerle yapılan bu anlaşma medinenin güvenliği içindir...
MEdine iki taraflı tehlike içindeydi...
Birisi mekkeli müşrikler diğeride hayberli yahudiler...
Peygamberimiz mekkelilerle sulh yapmışken hayberi feth etmiştir...
Yani savaşmıştır...


Bakın aynı savaşta Peygamberimizle Hz.Ali arasında geçen bir diyalog şu şekildedir...

Kahraman Hz. Ali, mübarek sancak elde heyecanla ilerliyordu. Bir müddet gittikten sonra, "Yâ Resûlallah, ben onlarla neyi gerçekleştirmek için çarpışacağım?" diye sordu. Kâinatın Efendisinden şu cevap geldi:

"Allah'tan başka ilah ve ibadet edilecek bulunmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şehadette bulununcaya kadar onlarla çarpış. Onlar bunu yaptıkları takdirde, can ve mallarını kurtarmış olurlar. Kalblerindekilerin hesabı ise Yüce Allah'a aittir."

Bu cevabı alan Hz. Ali, kararlılık ve sevinç dolu bir sesle, "Yâ Resûlallah, onlar Müslüman oluncaya kadar kendileriyle savaşacağım" dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurdu:

"Onların kalelerinin yanına varıncaya kadar vakar içinde ilerle. Sonra onları İslâma dâvet et. Müslüman oldukları takdirde mükellefiyetlerini bildir.

"Vallahi, senin vasıtanla, Allah'ın onlardan bir tek kişiyi hidayete erdirmesi, senin için bir çok kızıl develere sahip olup onları Allah yolunda sadaka vermenden daha da hayırlıdır."Peygamberimiz (s.a.v.) bu sözleriyle aynı zamanda İslâmî fetihlerin maksadının ne olduğunu da ortaya koyuyordu.


  Alıntı ile Cevapla