
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen Medeniyeti 3 Bâtıl Batı’yla olmaz
Bugün
"medeniyet" yazımda
"Bâtıl Batı'yla olmaz" diyorum. Bunun gerekçesi bundan önceki yazımın son satırlarında saklı. Meselenin iyice netleşip vuzuha kavuşması için o cümleleri biraz açarak tesbitimizi tamamlar, hükmümüzü verebiliriz.
Bir zamanlar yeryüzünde Hakka ve adalete dayalı
"Adil Düzen Medeniyeti" vardı. Bugünkü
"Batı Uygarlığı" işte o medeniyetin
"kuvvete ve zulme dönüşmüş" şeklidir.
Zulüm ile âbâd olunamayacağına göre; yeryüzündeki
"zulüm düzeni" sona erecek, yeniden
"Adil Düzen" kurulacak ve bu düzen kısa zamanda bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olmak üzere
"Adil Düzen Medeniyeti" seviyesine ulaşacaktır.
Dünya dönüyor, devran/dönem değişiyor,
"savaş ve zulüm" asırlarından sonra sıra
"barış ve adalet" asırlarına geliyor; yani
"Adil Düzen Medeniyeti"ne geliyor.
Zulüm ile âbâd olunamayacağı gerçeğini görmeyenlerin sonu iki cihanda da berbat olacaktır.
İşte bundan dolayı Bâtıl Batı ile olmaz, olamaz...
Olamadığı iki-üç asırlık Batılılaşma maceramızdan belli...
AB, ABD, BM, DB, IMF ve de NATO peşinde olanlara duyurulur...
Faizci, inkârcı ve de zinacı Batı ile bu işlerin olacağını zannedenlere hatırlatılır...
***
Kasım ayı geçip gitmeden bu ay dikkatimi çeken bazı notları sizlerle paylaşmalıyım.
Birincisi, hasta olan bir büyüğümüz vesilesiyle Sibel Eraslan tarafından yazılmış;
"Pantoloncu Necdet".
Yirmi yıldan fazladır İslâm Medeniyeti Vakfı Genel Sekreterliği yapıyorum...
Necdet Ağabey'in dükkanının olduğu caddede (Selâmi Ali Efendi Cad. Üsküdar), vakıf merkezini inşa etmeye başladığım yıllardan itibaren (90'lı yılların başı), hemen her gün kendisine uğrayıp selam verir, sohbet ederdik...
Allah Necdet ağabeyimize şifalar ihsan etsin...
Sibel Hanım, Refah Partisi İstanbul İl Hanımları Başkanlığı da yaptı, o zamandan tanışıyoruz; o zaman yol arkadaşıydık... Kendisi şimdi genel olarak AK Parti'yi destekleyen Yeni Akit gazetesinde, zaman zaman -bâtıl Batı peşinde koşan ve eski arkadaşlarımızdan oluşan- AK Partililerin bazı politikalarını metheden yazılar yazıyor...
Necdet Abi ile ilgili yazısının başlığı şöyle:
Yol arkadaşım "Pantoloncu Necdet"...
Yazı uzun... Benim dikkatimi yazının sonundaki birkaç cümle çekti, aşağıda o cümleleri sizinle paylaşma ihtiyacı duydum... Cümleleri okurken bir taraftan
"sekiz yıllık AK Parti iktidarını", diğer taraftan
"eski yol arkadaşlıklarını" düşünmenizi ve
"yol arkadaşları ayrı yollarda (bâtıl Batı yollarında) yürümeye başladığında dünyanın ne hâle geldiğini" düşünmenizi tavsiye ederim...
***
'Yol arkadaşım "Pantoloncu Necdet"...' yazısındaki pek çok yönden ibret alınası ve üzerinde derin derin düşünülesi son cümleler şöyle:
- "Arkadaş olmanın tarihe karıştığı...
- Herkesin birbirinin kuyusunu kazdığı...
- Makam, mal ve para hırsı yüzünden kadınların bile gözlerinin döndüğü...
- Her şeyin satılık ve her şeyin fiyatının olduğu şu günlerde...
Allah rızası için sevmek bahsinin tefsiri gibidir Pantoloncu Necdet Aköz..."
Demek ki;
Millî Görüş gömleğini çıkarınca,
"Adil Düzen" ceketini veya
kaftanını hiç giymeyince (kaftan benzetmesi malum ve de "has" birilerine hatırlatmadır) ve sonunda bâtıl Batı zihniyetinin peşine takılınca, oralardan medet umunca
"SONUÇ" şöyle oluyormuş:
"Arkadaş olmanın tarihe karıştığı... Herkesin birbirinin kuyusunu kazdığı... Makam, mal ve para hırsı yüzünden kadınların bile gözlerinin döndüğü... Her şeyin satılık ve her şeyin fiyatının olduğu şu günler..."
Ne diyelim;
Allah kararan hidayetlere "tevbe ve yeniden hidayet" nasip etsin...