Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-25-2011, 21:58   #14
Kullanıcı Adı
k22
Standart Kitap yüzünden baskın yapılır, adam tutuklanır mı?
Okumayla arası iyi olmayan arkadaşlar için özet geçiyorum:
Subjektif olarak bakarsam, bence de Halk tv'yi alarak bir şey değiştireceğini sanacak kadar vizyonsuz adamlar isterse bütün rafları kitaplarla doldursun hiçbir etkisi olmaz.Ancak kanun subjektif olamaz. Bu kitapların cürmü kadar yer yakacak olması, hükümeti devirme amacındaki bir örgütün direktifiyle yapılmış bir işi suç kapsamından çıkarmaz. O kitap(lar) Ergenekon örgütünün direktifiyle yazılmış ise yazan suç işlemiştir.
***
Soğuk Savaş'ın ve dışa kapalı dönemin kapandığı zamandan beri, Türkiye büyüklüğünde,gelişmişliğinde ve öneminde bir ülke için silahlı müdahale devri kapanmıştır.
Artık, halkın karar mercii olmasından rahatsız olanlar için devir bürokratik vesayet devridir. Bu vesayetin muktedir olmasının başlıca şartıysa kaos, karışıklık ve düzensizlik ortamının oluşmasıdır.

Son 10 yıldır, bilgi çağı sayesinde geçmişte işlenen cinayetlerin niye işlendiği ve ülkeyi götürdüğü nokta hemen hemen herkes tarafından bilindiği için, adam öldürerek kaos ortamı yaratmak da artık mümkün değildir.

Yeni dönemin kaos silahları yalan, iftira, dezenformasyondur. Doğal olarak bu silahların kullanıldığı mecra medya, günümüzün tetikçileri de ''gazeteci''lerdir, yazarlardır, medya mensuplarıdır.
***
Adam öldürerek kaos yaratmanın imkansız hale gelmesinden sonraki darbemiz 28 Şubat'ta medyanın rolü ortadadır. Medyanın o dönem yaptıkları olmasa darbenin olma ihtimali imkansıza yakındır. Oynadığı rol ise yukarıda yukarıdaki analizin adeta kanıtıdır.
Şimdi izleyeceğiniz video ise Ergenekon'un ne olduğunun en iyi anlatılış şeklidir. Bu video ve sözler zihinlere kazınmalı, Ergenekon'u askerden ibaret sanan ''demokrat'' yazarlara tekrar tekrar izletilmeli.
***
videoyu burada izleyebilirsiniz: http://kaankk.blogspot.com/2011/03/gazeteci-tutuklamalar-baglamnda.html
***

İşte ''Türkiye'yi 12 Eylül'e sürükleyen güçler''(in tetikçileri) o zamanın''karşımızda duran'' güçleriydi. Şimdi karşımızda duranlarsa bir 12Eylül daha yaratmak isteyen güçlerdir.

''Şu anda yapılan mücadelenin Kurtuluş Savaşı döneminde yapılan mücadeleden hiçbir farkı yoktur. Ergenekon, Balyoz vb. operasyonlardaki tavrımız varoluş-yok oluş savaşındaki düşman unsurlara karşı olan tavrımızla aynı olmalıdır.''
Bu ifade, odatv'den çıkan belgelerde geçmektedir. Durumun vahametini ve ''karanlık güçlerin'' gözü dönmüşlüğünün en net ifadesidir. Bu örgütün ve insanların amaçları kanıtlarıyla ortaya konmaktadır.
İstenen, beklenen nedir acaba? Mümtaz Soysal gibi darbe yapılmadan suçun oluşmayacağını mı düşünmekte kimileri?
Bir 12 Eylül daha yaşayıp, 20 yıl sonra işin ardını gören programlar yapıp, bundan 10 sene sonra da ''karanlık eller''i engelleme çalışmalarını ''heryerekonculuk''la mı sulandıralım?
Karanlık ellere haddini bildiremeden daha kaç daire çizmemiz gerekiyor?
***
Subjektif olarak bakarsam, bence de Halk tv'yi alarak bir şey değiştireceğini sanacak kadar vizyonsuz adamlar isterse bütün rafları kitaplarla doldursun hiçbir etkisi olmaz.Ancak kanun subjektif olamaz.
Bu kitapların cürmü kadar yer yakacak olması, hükümeti devirme amacındaki bir örgütün direktifiyle yapılmış bir işi suç kapsamından çıkarmaz. O kitap(lar) Ergenekon örgütünün direktifiyle yazılmış ise yazan suç işlemiştir.

Bakınız, Ergenekon örgütüne yarayan hatta çıkan örgüt belgelerinde belirtilenle nerdeyse tamamen aynı şekilde, bu tutuklananlardan da çok daha etkili yazılar yazan ''gazeteciler'' vardır. Onlara niye dokunulmaz peki? İşte onlarınki, bağlantı kanıtlanamadığı için suç unsuru içer(e)mez ve basın özgürlüğüne girer.
***
Velhasıl, 21.yüzyılın darbecileri ve/veya darbecilerin baş tetikçileri ''gazeteci''lerdir, yazarlardır. Kimse basın özgürlüğü kavramıyla bunun üstünü örtmeye, manipüle etmeye çalışmasın.
21. Yüzyıl Ergenekon'u askerlerden, bürokratlardan ve katillerden ibaret değil!
k22 isimli Üye şimdilik offline konumundadır