ALEVİLİK NEDİR?
Alevilik; Kaynağını Kuran’dan alan, Hz. Muhammed’in (s.a.a.v.) hadisleri ve Ehlibeyt imamlarının (a.s.) öğretileriyle şekillenen İslam’ın özüdür, sırat-ı müstakimdir.
Alevilik, Hz. Ali’nin (a.s.) taraftarı (Şiası) olmak demektir. Onun taraftarı olmak demek Hz. Muhammed’in (s.a.a.v.) taraftarı olmak demektir; yani Allah’ın taraftarı olmak demektir.
Şunu bilmek gerekir ki, Aleviler Müslüman’dır. Alevilikleri ise Hz. Ali’ye yandaşlıkları, taraftarlıkları ve sevgileridir.
Hz. Ali (as)’nin yolunda giden ve onu peygamberden sonra imam bilen Müslümanlara, Hz. Ali (as)’nin taraftarları veya Aleviler denir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a.v)’ten sonra imam Hz. Ali (as)’nin yolunda giden, onu seven, ona ve Ehlibeyt’e tabi olan, Kuran-ı Kerim'in emirlerini yerine getiren müslümanlar Hz. Ali (as)’nin taraftarıdır, yani Alevidir.
Cabir el Cufi (r.a), İmam Hz. Muhammed Bakır (a.s)'ın kendisine şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Ey Cabir, taraftarımız olduğunu söylemek için sadece biz Ehl-i Beyt'e sevgisi olduğunu söylemek yeterli midir? Allah'a yemin olsun ki taraftarlarımız (Aleviler) sadece Allah'tan korkanlar ve Allah'a itaat edenlerdir. Ey Cabir, şüphesiz ki onlar (Aleviler) sadece tevazu, huşu, emaneti korumak, Allah'ı çok zikretmek, namaz kılmak, oruç tutmak, anne babasına iyilikte bulunmak; fakir komşularına, miskinlere, borçlulara ve yetimlere yardımcı olmak, doğru konuşmak, Kur'an okumak, insanlar hakkında hayırlı şeyler konuşma dışında diline sahip olma ve bütün işlerde yakınlarının emini olmakla tanınırlar..."(Kâfi, c. 2, s. 74)
İmam Hz. Muhammed Bâkır (a.s.) bakın ne güzel buyurmuştur:
“İslam beş şey üzerine kurulmuştur. Namazı dosdoğru kılmak, hacca gitmek, Ramazan ayında oruç tutmak, zekât vermek ve biz Ehlibeytin velayeti. Bunlardan ilk dördünün ruhsatı vardır; ama velayette ruhsat yoktur. Çünkü malı olmayana zekât ve hac farz olmaz, hasta olan namazını oturarak kılar ve orucunu bozabilir. Ancak velayet; sağlıklı, hasta, fakir ve zengin herkese farzdır.” (Vesailüş-Şia c:1 s:14)
|