AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



 
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 01-20-2010, 21:21   #1
Kullanıcı Adı
fatih güneş
Standart Mustafa Kemal' i Tanrılaştırma Yarışı(gazeteden alıntı)Kemalistlerin Atatürk' ü
Atatürk'ü "Tanrılaştırma" Yarışı... 16.01.2010

Ahmet ANAPALI/Habervakti

Atatürk’ü “tanrılaştırma” temayülü

Bir kısım “Atatürkçüler”, Atatürk’ün de nihayet bir “insan” olduğunu kabullenemiyorlar. Kabullenmediler ve kabullenmeyecekler... Bu yüzden 80 senedir Atatürk'ün “insan boyut”unu ele alan yazılara ve araştırmalara saldırıyorlar. Çünkü bu yazıların içlerinde Behçet Kemal’in, Tekin Alp’in, Edip Ayel’in, Kemalettin Kamu’nun ve Yusuf Ziya’nın "Tanrı" olarak gördükleri Atatürk var.

Gençler hatırlamaz, ama 30’lu yıllarda Behçet Kemal Çağlar “Atatürk Mevlidi” yazarken, Tekin Alp takma ismini kullanan Moiz Kohen’le birlikte Ziya Gökalp, “Türk’ün Yeni Amentüsü”nü yazmıştı.

Sabır ve tahammül göstererek ve sinirlenmeden okuyabilirseniz buyrun "Tanrılaştırma" modasına uyularak yazılan şiirlerden bir kaç örnek;

TÜRK'ÜN YENİ AMENTÜSÜ (!)

“Kahramanlık örneği olan ve vatanın istikbâlini yoktan var eden Mustafa Kemâl’e, onun cengâver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahid analarına ve Türkiye için ahiret günü olmadığına îmân ederim. İyilikle fenalığın insanlardan geldiğine, büyük milletimin medeni cihanda en büyük mevkii kazanacağına, hamaset destanlarıyla tarihi dolduran kudretli Türk ordusunun birliğine ve Gazi’nin Allah’ın sevgili kulu olduğuna kalbimin bütün hulûsuyla şahadet ederim.” (!!!)

İçinde Atatürk öldüğü için Dolmabahçe Sarayı’nı “Kâbe” ilan etmekten çekinmeyen şair Edip Ayel ise bu ucube akıma katılmış ve şu şiiri yazmış;

Ay yıldızı aldık da senin üstüne sardık
Ey dertli saray! Kâbe mi oldun bize artık?...
Bu kişi zaten sağlığında Atatürk’ü önce “peygamber”,
sonra “tanrıya eş”, nihayet (hâşâ) “Allah” ilân etmişti:
Cennetse bu yurt, sen onu buldundu harâbe,
Bir gün olacaktır anıtın Türklüğe Kâbe.
Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun,
Türk ırkının, en son, ulu peygamberi oldun.”
Tutsak seni lâyık, yüce Tanrı'yla müsâvi,
Toprak olamaz kalp doğabilmişse semâvî…
Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses,
İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez!

Behçet Kemal, Edip Ayel'den geri kalmak istememiş olmalı ki, aynı makamdan devam etti:

Kaç yıldır Türkçeydi Tanrı'nın dili
İnsana ne ilâh, ne de sevgili,
Ne de ana-baba aratıyordu
Her an yaratıyor, yaratıyordu.

Cumhuriyetin ilk yıllarında nerede duracağı ve ne şekilde neticeleneceği belli olmayan anlamsız bu yarışa her an yenileri katılıyor ve yeni ucubeler ortaya çıkıyordu. Bu yarışta Halil Bedii de vardı:

Tanrı gibi görünüyor her yerde
Topraklarda, denizlerde, göklerde;
Gönül tapar, kendisinden geçer de
Hangi yana göz bakarsa: Atatürk.

Meşrutiyette Kemalettin Kâmi olan adını “Türklük aşkına” Kemalettin Kamu olarak değiştiren şair, mısralardan inşa ettiği bir merdivenle milletvekilliğine çıkmak istiyordu. ve bu aşk uğruna şu şiiri yazdı:

Burada erdi Mûsâ
Burada uçtu İsa,
Bülbül burada varsa, Hürriyet için öter…
Ne örümcek, ne yosun
Ne mûcize, ne füsun,
Kâbe Arab'ın olsun
Çankaya bize yeter...”

Şair Faruk Nafiz Çamlıbel Atatürk öldükten sonra şu mısraları yazdı:

Yürüyor, kalbimizin durduğu bir yolda değil,
Kanlı bir gözyaşı nehrinde muazzam tabutun…
Ey ilâhın yüce davetlisi, göklerden eğil
Göreceksin duruyor kalbimizin üstünde putun!”

Yusuf Ziya Ortaç da belli ki öteki şairlerden geri kalmak istememişti, kervana katıldı:

Dağların ardında sönüşü gibi,
Millete can veren, vatan yaratan;
Tanrının göklere dönüşü gibi…
Her zaman ırkıma büyük Baş Atam,
Tanrılaş gönlümde, tanrılaş Atam!

Ömer Bedrettin Uşaklı’nın şiiri acaba yazarını neler kazandırdı:

Bir güneş gibi yalnız
Sensin ülkü tanrımız.

Vasfi Mahir Kocatürk’den:

“Peygamber, tanrısına duymadı bu hasreti
Vermedi bu kudreti tanrı, peygamberine.

İlhami Bekir’den:

İlk adam, mavi gözlerle baktı toprağa,
Toprağın haritasını çizdi bayrağa;
Allah değil, o yazdı alın yazımızı.

Bu yaklaşımın mirasçıları elbette Atatürk’ü bir “insan” olarak görmeyecekler, “insan” olmaktan kaynaklanan “zaaf”ların hiç birisini ona kondurmayacaklardır. İşte bu yüzden o malûm güruh Can Dündar’ın “Mustafa” isimli filmine bu bakış açısıyla ateş püskürüyorlar.
Biz ülke olarak bu basiretsiz ve anlamsız ruh yapısından ne vakit kurtulacağız?...
VESSELÂM…

 

fatih güneş isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi