![]() |
#1 |
![]() ![]() ![]() GÜLAY GÖKTÜRK- BUGÜN GAZETESİ Ordu içindeki cunta -ya da cuntalardan biri mi demeliyim? - tam olarak suçüstü yakalanmış... Komplonun beyni dahil, bütün ayakları isim isim ortaya çıkmış. Harekât planı ortada. Genelkurmay'ın beyni sayılabilecek bir birim olan Harekât Başkanlığı'nda hazırlanan eylem planında Türkiye ordusunun kendi halkına karşı savaşan bir ordu haline getirilmesinin planı yapılmış. Meşru hükümeti yıkmak için harekete geçilmesi, halka karşı komplolar kurulması, Kürt'ün Türk'e, Alevi'nin Sünni'ye, dindarın "laik"e kırdırılması, komşu ülkelerle aramızın açılması, suçsuz insanlara karşı provokasyonlar düzenlenmesi, iftiralar atılması düşünülmüş ve bütün bu korkunç suçlar, altında bir kıdemli albayın imzasıyla resmi bir rapor haline getirilmiş. Emri verenler, uygulayanlar, destekleyenler, hepsi kabak gibi ortada... Ama bakıyoruz, herkes susuyor. Hükümet susuyor. Başbakan Erdoğan, Başbuğ'la görüşüp "işi yargıya havale ettik" demekle sorumluluğunun bittiğini düşünüyor. Peki bu ordu sana bağlı değil mi? Senin hükümet olarak alacağın idari tedbir yok mu hiç? Milleti birbirine kırdırmayı planlayan bu generallerin mahkeme bitene kadar orduyu yönetmesine göz mü yumacaksın? Meclis, varlığına kasteden bu plan sanki hiç kendisini ilgilendirmiyormuş gibi susuyor. En azından bir Meclis Araştırma Komisyonu kurup olayın araştırılmasına bile kalkışmıyor. Genelkurmay Başkanı susuyor. Zırt pırt ordu komutanlarını arkasına sıralayıp millete fırça atmayı; postmodernizm, Weber, Huntington hakkında ahkam kesmeyi pek seven Başbuğ, tam da konuşması gereken zamanda suspus olmuş bekliyor. Boynunun borcu olan açıklamaları yapmadığı gibi işleri de yapmıyor. Cuntacıların bir tanesi bile açığa alınmıyor. Mahkemeye çağırılan zanlılar ifadeye gitmiyor. Halk susuyor. Yeri göğü birbirine katması gereken halk, pasif bir izleyici konumunu benimsemiş, sanki ateşe atılan kendi geleceği değilmiş; işlenen suç kendisine karşı işlenmemiş gibi olan biteni seyrediyor. Taksim'de yapılan darbe aleyhtarı gösteriye sadece 500 kişi katılıyor! Ortada sadece "bir kısım" basın var susmayan... Olayı ortaya çıkaran da, üstüne gidilmesi için çırpınan da sadece o... Soruyorum; Bu mudur demokratik bir ülke manzarası? Bu mudur hukuk bilinci? Bu mudur, AB üyeliğini çoktan hak ettiğini düşünen, bölgesinde lider ülke olmaya heveslenen bir ülkenin atmosferi? Bu ordu cumhuriyetin başından beri sürdürdüğü iktidarını kaybetmemek için ne kadar gözü kara davranabileceğini bu planla koyuyor ortaya. Benden sonrası tufan diyor açıkça... Eğer bu korkunç gerçekle bugün hesaplaşmayacaksak ne zaman hesaplaşacağız? Bu hesaplaşmayı yapmazsak, nasıl olacak da ortaya çıkan korkunç gerçeklerle "bir arada yaşamayı" hazmedeceğiz? Ordu yönetiminin en kilit noktalarında Türkiye'yi ateşe vermeye hazır generaller, subaylar olduğunu bilerek nasıl huzur içinde yaşayacağız? Hiç kimse bu davayı yargıya havale ederek üstüne düşen görevden kurtulabileceğini sanmasın. Yargıya havale ettim deyip susmak zevahiri kurtarabilir. Ama Türkiye'yi kurtaramaz. Çünkü yaşanan şey aslında hukukun değil, siyasetin konusudur. Bütün bu olup bitenler cumhuriyetin başlangıcından bu yana süren büyük bir siyasi mücadelenin son safhasıdır. Kıran kırana bir rejim kavgasıdır. O yüzden de sonuç hukuk alanında değil, siyaset alanında alınacaktır. Evet; zaman darbecilerin, komplocuların aleyhine çalışıyor. Dünyanın, Türkiye'nin şartları, askeri cumhuriyeti sürdürmek isteyenlerin gidecek çok az yolları kaldığını gösteriyor. Bütün bunlar doğru... Ama bizim de biraz kıpırdanmamız; tarihin akışını hızlandırmak için; çekilen acıları azaltmak için bir şeyler yapmamız gerekmiyor mu?
![]() Konu rıfat gökalp tarafından (11-06-2009 Saat 18:09 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Zaman Gazetesinin 1-2 gün önceki manşetyidi sanırım andıçların komuta kademesi emri olmadan hazırlanamayacağı. Zaten Encümeni Danış, ETÖ'nün henüz deşifre olmamışları, kilit noktalara kendi gibi soyubozukları getirmek için taaa yıllar öncesinden ayarlamışlar herşeyi. NE KADAR ÇOK GÖREVDEN ALMA OLURSA O KADAR İYİDİR
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() çok yerinde bir düşünce...
tsk gibi gurur verici bir kurumda temizlik yapmak şart... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Ortada illegal bir suç eylem planı söz konusu!Bu tüm delillleri ile ortaya çıkartılmıştır.Yap-boz un tüm parçaları birleştirilmiş,suçlu ve suçlular teşhir edilmiştir.Bütün bunlara rağmen henüz somut bir adım atılmamıştır.Adımlara gerek yok aslında,tek bir adım atılacak,tüm suçlular hapse atılmalıdır!Ceza hukuku bunu gerektirir,suçu sabit bulunan suçlu cezaevine gönderilir..Ama gel gör ki,söz konusu TSK ekseninde cerayan edince hukuk-yargı sus pus olabiliyor mu..!
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() tsk dan herkes korkuyor.
Yıllarca ordu hakkında kimse hiçbirşey yazıp çizemedi, çizemezlerdi de zaten. yazdırtmazlardı. ilk defa hükümetimiz zamanında ordu ile ilgili bu kadar haber yapılıyor. ha ben bunları doğru bulmuyorum. neyi diyeceksiniz ? basının ordu ile ilgili ileri geri birçok yazı yorum vs.. yapmasını hoş karşılamıyorum. bu gelişmeler bize zarar veriyor. darbe çalışmaları bu kadar ayyuka çıkmışken tsk sert bir müdahale ile basını sindirmesinden korkuyorum. çünkü ordu mensupları kendi güvenlikleri için ne gerekiyorsa yapmaktan geri durmazlar. bu 28 şubat süreci de olur 12 eylül de olur. kim bu hayallerle yatıp kalktıysa derhal cezalandırılmalı, ve bu tip ordu ile alakalı haberler yapılmamalıdır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Kuvvet komutanlarının görevden alınması sembolik açıdan yani DARBE yapma teşebbüsünde bulunan askerlerin demokratik hukuk devletine bağlılıklarını göstermek ve Millete tank yürütülemeyeceğini anlamaları için tarihi bir adım olacaktır ama generaller'in vesayetini bitirmek için bu uzun vadede yeterli olmayacaktir.
TSK,İç Hizmetler Kanunu'nun 35. maddesi(DEĞİŞTİRİLMELİDİR) Madde 35 - Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini ‘kollamak’ ve korumaktır. 1960 ve 28 şubat darbesi bu madde'ye dayandırılarak yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyetini korumak Sivil idare'nin görevi olduğu halde,TSK kuvvetler ayrılığına uymayarak,işgüzar bir tablo sergilemesi,Cumhuriyetin ve laikliğin bekçisi olarak görmesi ORDU'nun yıpranmasına ve Milletimizin kahir ekseriyetine travma yaşatmasına sebep olmuştur. İRTİCA anayasa'da suç olarak kabul edilmemesine rağmen GERİCİ ve YOBAZ güruhun DARBE'ye kılıf olarak bu kaideyi kullanması DEMOKRATİK HUKUK devletimize olan TEHDİT'i gözler önüne sermektedir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() ![]() EMRE AKÖZ-SABAH GAZETESİ Golç Paşa'nın mirasını niye reddediyoruz? Ordu,milleti yönetmek için değil,dış saldırılardan korumak için vardır ! En sıradan, en banal klişeleri, çok önemli saptamalarmış gibi sunan yorumcular var medyada. Bunları tanımak kolay: Ne zaman askeriyeyle ilgili bir (iç) siyasi sorun çıksa, bugün olduğu gibi tartışmalar başlasa, bunların lafı hazırdır: 'Ehem, ıııı, öööö, kişisel hatalar yüzünden kurumları yıpratmayalım lütfen.' Genelkurmay başkanlığı koltuğuna oturan orgeneraller, neredeyse istisnasız bir biçimde siyasete müdahale planları yaptırıp duruyor... 40 hatta 50 kişiden oluşan ekipler, bazen aylarca çalışarak eylem planları hazırlıyor... Yani apaçık suç olan bir emir ve uygulama, hesap soran olmadığı için, kurumsal alışkanlık haline getirilmiş... Ayrıca suç ortaya çıkmış, zanlılar da belirlenmişken, olay kurumsal bir refleksle örtbas edilmeye çalışılmakta... 50 yıl içinde sürüyle darbe, muhtıra, müdahale, psikolojik operasyon üst üste yığılmış... Bizim kerameti kendinden menkul yorumcular, hâlâ "kişilerin hatalarını kurumlara yüklemeyin" demekte. *** Sünger beyinlilerin bir başka klişesi de 'orduyu yıpratmayalım' şeklindedir. Nedenmiş o? Tankları topları, tüfekleri, uçakları, helikopterleri, cemseleri, mayınları, dürbünleri, radarları, füzeleri var... "Olmasın" diyen kim? Konu bu değil ki! Biz, 'Görevinizi yapın; ülkeyi savunun ama siyasete karışmayın' dedikçe, onların adına konuşan postal civeleklerinden hep aynı yaygara yükseliyor: "Orduyu yıpratmayın." Eğer, bir bürokratı görevini yapmaya çağırmak, onu yıpratmaksa, varsın yıpransın. Ne yapalım yani? *** Üstelik daha da ileri gidiyorlar: Askeri zihniyeti tüm topluma empoze etmeye çalışıyorlar. Bu yılki Cumhuriyet Bayramı açıklamasında ne demişti GK Başkanı Org. İlker Başbuğ: 'Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk milletinin özüdür.' Sonra da, Türkler olarak, 'Ordu-millet' özelliğimiz olduğunu iddia ediyordu... Bunlar 1930'larda kullanılan sözlerdir. Cumhuriyet bayramında kurulan 'tak'ların üzerine, 'Ordu, milletin özüdür' diye yazarlardı. Ancak bunun tek nedeni, Kurtuluş Savaşı anılarının hafızalardaki tazeliği değildi. Asıl mesele 19'uncu yüzyılın sonunda Almanya'dan ithal edilen militarist ideolojiydi. Orduyu modernleştirmek üzere gelen General Colmar Freiherr von der Goltz'un (1843-1916) hocalık yaptığı genç subaylar aracılığıyla yaydığı 'Volk in Waffen' anlayışıdır bu: Yani Osmanlı da, Prusya gibi, bir 'millet-i müselleha' (silahlanmış millet/halk, ordu-millet) olacaktı... Osmanlı'daki adıyla 'Golç Paşa'nın ordu üzerindeki etkisi, İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna dek apaçık biçimde sürmüş, ABD ile ilişkiler ve NATO'ya girişimizle değişiklik başlamıştır. Ancak görüyoruz ki Türkiye'de görev almasından 126 yıl sonra dahi Golç Paşa'nın ruhu TSK'da dolanmaya devam ediyor. "Ordu-millet" kavramının ve "Ordu, milletin özüdür" sloganının bileşik anlamı şudur: 'Ordulaşmış milletin yöneticisi, siyasetçiler değil, komutanlardır.' Öyle midir? Hayır! İlker Başbuğ, Golç Paşa'nın mirasına sahip çıkabilir ama biz o mirasın sadece tarih kitaplarında kalmasını istiyoruz. Bizim için ordu, milleti yönetmek için değil, dış saldırılardan korumak için vardır. Yani: 'Ordu, milletin hizmetkârıdır.' |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() AKparti ve GÜLEN harekatini BİTİRME ve KOMPLO planı
İHBAR Mektubu Bilgi Destek planı Hasan Celal GÜZEL'in,Millet'e ve Demokrasiye ihanet belgesine ile alakalı değerlendirmesi ! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() Bende isterim ki Türkiye öyle bir yere gelsin ki ispanya savunma bakanı Carme Chacon gibi istediği bütün generalleri görevden alabilsin.Ya da öncesinde sadece sözlerinde darbe iması bulunduğu gerekçesiyle kara kuvvetleri komutanını görevinden alan jose bono...Ah Türkiye'm!
Ancak Türkiye şartları, geçmişi ve anayasası itibariyle henüz böyle bir şeyi yapabilecek zaman dilimine girememiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() esaslı bir temizlik şart tabiki...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|