AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Bilal Baştan]

Hep biz söyleyecek siz dinleyecek değilsiniz ya, ara sıra da olsa maillerinize yer verecek, hasbihâl edeceğiz.

Ne ki, bize iltifat edenlere değil de (küfürbazlar hariç) yerenlere, hatta yerden yere vuranlara yer vereceğiz.

Yani, bir bakıma pozitif ayırımcılık yapacağız. (Sen buna hasar tespiti de diyebilirsin Şinasi.)

Öyle çok uzaklara gitmeyeceğim. "Kılıçdaroğlu'nun seks kaseti toplantısı" başlıklı dünkü yazıma gelen eleştirilerden bir seçki sunacağım sadece.

Evvela hatırlatmak maksadıyla çok kısa bir alıntı yapalım:

"Kılıçdaroğlu: Arkadaşlar MHP'nin başına gelenleri gördünüz. Kaseti olan delikanlı gibi şimdiden söylesin (...)Seçime çok az süre kaldı, başımıza iş almayalım.

1. CHP Milletvekili: Sayın genel başkanım, kasetimizin olup olmadığını nerden bilebiliriz ki?!

Kılıçdaroğlu (Azarlar): Ne demek 'nerden bilebiliriz?' Sen kendinin farkında değil misin?

1. CHP Milletvekili (İç ses): Sen kendinin farkındasın da ne oluyor. Daha referandumda oy kullanmayı beceremedin!.."

Böyle akıp giden bir "kurgusal yazı" işte!

Gelelim eleştirilere:

1. OKUR: "Bir AKP'li olarak senden iğreniyorum. Neden hep Kılıçdaroğlu'nu yazıyorsun; erkeksen RTE'yi de yazsana..."

Sevgili okurum bu mesajınızın benim için ayrı bir önemi var. "Bir AKP'li olarak" fakirden iğrendiğine göre demek ki o kadar da "yandaş" değilmişiz. "RTE'yi de yazsana" ha?! Bizim Kolombo Hayri böylesi durumlarda, "Senin tuttuğun fare kadar ben kedi sevdim" derdi.

OKUR 2: "Uydurukçunun, yalancının, müfterinin tekisin sen Salih Tuna. Madem Kılıçdaroğlu'nun ses kaseti toplantısı var yayınlasana. Hadi Youtube'a ver de dinleyelim..."

Sevgili okurum öfkenizi de anlıyorum, dileğinizi de! Henüz "iç ses" kaydeden cihaz icat edilmediği için maalesef dileğinizi yerine getiremiyorum. Hayır yani, bu haliyle de yayımlarım da çok boş dinlemiş olursunuz. Vaktinize yazık.

OKUR 3: "Kılıçdaroğlu'nun sehven oy kullanamamasını bırak. Sıkıyorsa sehven şifreyi yaz..."

Sevgili okurum sehven oy kullanmama hususunda sanırım haklısınız. Yalnız bu hal ne kadar sehven ne kadar taammüden artık emin değilim.

Yalçın Küçük "Gorbaçov Kemal" başlıklı yazısında, "Referandumda yanlışlıkla oy vermediğine hiç inanmadım, taammüden oy vermemişti; aslında "evet" istiyordu(...)Cüreti cehaletinden gelmektedir..." diyor. (Sandığa gidip gizlice "evet" oyu vermeyi düşünemediğinden mi sandığa gitmedi acaba?)

Sehven şifreye gelince...

Bana sorarsanız bu işlerin "sehven"i olmaz; bazı şeylerin şuyuu vukuundan beterdir çünkü.

Uzun lafın kısası; ÖSYM topyekûn istifa etmeli; YGS sonuçlarını da alıp gitmelidir.

OKUR 4: "Komik adam cesaretin varsa AKP ve Başbakan için de yazsana benzer tarzda ama yürek ister değil mi?.."

Sevgili okurum beni boş ver, nihayetinde o şiirdeki gibi "ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!" Sana bir şey olmasın. Geceleri sıkı örtün, havalara aldanma.

OKUR 5: "Abi bir şey soracağım; bu 'iç ses' dediğin şey nedir abi ya?"

Pardon, bu da bizim Şinasi; araya karıştı.

NOT 1: Bahaddin Yıldız'ın ardından koca bir yıl geçti; hasreti hiç dinmedi. O gün "Annemden sonra hiç bu kadar ölmedim!" demiştim ya, hâla ordayım.

Öyle özledim ki o "vefa abidesini" tarif edilir hal değil.

"Vefa" dedim de...

Bahaddin abinin ağzından düşürmediği "gençler", 14 Mayıs Cumartesi günü saat 19.00'da Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda vefatının birinci yıl dönümde, "vefa" konulu makale yarışmasında dereceye girenlere ödül verecekler.

NOT 2: Taraf gazetesinden Markar Esayan "İnsanlık Anıtı"nın Azerbaycan'ın isteği üzerine yıkıldığını iddia etmişti.

"Perinçek'li Meclis farklı olur" diyen malum anıtın heykeltıraşı Mehmet Aksoy dünkü Aydınlık'ta şöyle sürdürmüş: "Onlar sadık Cumhuriyet koruyucularıdır. Perinçek'in İsviçre'deki kahramanlığı unutulmaz..."

İmdi, bu zihniyetteki heykeltıraşın bir eserinden Azerbaycan neden rahatsız olsun?

Mefhumu muhalifinden hareket edecek olursak, bu zihniyetin yaptığı anıttan Ermenistan neden memnun olsun?

NOT 3: Bu akşam saat 20.00'de TGRT Haber'de Mahir Kaynak, Doğu Ergil ve Önder Aytaç'la "Asıl Mesele"yi konuşacağız.