![]() |
#1 |
![]() ![]() CHP'nin tarihe her sırtını dönüşü, partiyi iktidar şansından ve milletle bütünleşme yolundan biraz daha uzaklaştırıyor. CHP tarihe her sırtını döndüğünde, iktidara talip olmaktan da vazgeçmiş oluyor, millettin gerçeklerinden de yüz çevirmiş oluyor. Bilinçaltındaki günahlarıyla yüzleşemeyen CHP, kriz ve histeri deryasından asla kurtulamayacak. Buna Freud'den mülhem psikanalitik bir tedavi ihtiyacı da denebilir. CHP'nin gençliğine ve çocukluğuna inmek gerek. Tarihin konusu kişiler ve olaylardır. Neresinden ve hangi gözlükle bakarsanız bakın Dersim katliamı yaşanmıştır. Hıristiyanlığı ve Roma'yı efsunlu bir şekilde analiz eden Gibbons... Hegelci liberal bir menfezden Avrupa tarihini yazan Michelet... Pozitivist bir tarihselcilikle tüm dünya tarihini kaleme alan Leopold Von Ranke... Ya da tarihi ilahi bir misyonla yaratılan kahramanların inşa ettiğini etkileyici bir şiirsellikle anlatan Thomas Carlyle... Hepsi, kişiler ve olaylar üzerine kendi sui jeneris yorumlarını ortaya koydular. Ama vakaları inkâr etmediler. Mezarından kaldırıp hangisine sorsanız Dersim'i inkâr etmez, edemez. Belki farklı yorumlarlar. Ama Dersim yaşanmamış gibi davranmazlar. Acıyı Dersimliler çekerken tarih kaydetti, CHP'liler seyretti. Hal böyleyken CHP, bu tarihi gerçeği söyledi diye Hüseyin Aygün'e ateş püskürüyor. Mustafa Kemal'e hakaret edilmiş, CHP böyle bir şeyi yapmamış falan... Tarihin acı gerçekleri bazen M. Kemal'i de rencide edebilir, CHP'yi de. Yakın tarih koridorlarına sıvadığınız resmi boyalar döküldü artık. Yoksa gerçeği söylüyor diye tarihi de mi 5816 sayılı kanunla cezalandıracaksınız? Yıllarca M. Kemal'e dokunmasın diye millete, demokrasiye, özgürlüklere kasteden yüzlerce yalan tarih, yüzlerce efsane ürettiniz yetmedi mi? Bal gibi M. Kemal'in emri 1935 tarihinde çıkarılan 2884 sayılı Tunceli Vilayeti'nin İdaresi Hakkında Kanun'dan M. Kemal'in bilgisi yok muydu? Celal Bayar'ın 12 Eylül 1987 tarihli Tercüman gazetesinde Kurtul Altuğ'a yaptığı açıklamaya bakın: "...Atatürk benim yüzüme baktı. 'Ne olacak' dedi. Anlıyorum, orada emniyet tesis edilecek. Atatürk, 'Mesuliyetini üzerime alıyorum, vuracağız Dersim'i' dedi ve vurduk." Ya dönemin Malatya Emniyet Müdürü İhsan Sabri Çağlayangil'in anlattıkları? "...Atatürk olayla ilgileniyor ve şu kesin talimatı veriyor: Bu meseleyi kökünden hallediniz." Tarihçi Mustafa Armağan'ın Dersim'le ilgili Zaman'daki yazısında ilgili bölüm ise şöyle: "Kılıçdaroğlu'nun yaptığı söylenen röportajda ise Çağlayangil Dersim'e askeri vali olarak atanan Abdullah Alpdoğan Paşa'ya, Atatürk'ün adı zikredilmeksizin 'bütün ordu iştirak etsin, bu Dersim'i temizleyin' emrinin verildiğini söylüyor." Şu halde ne yapacağız? M. Kemal'e dokunuyor diye tarihi gerçekleri ıskalayarak Dersim'in acısına bir acı da biz mi katalım? Bal gibi Mustafa Kemal'in bilgisi vardı. Bal gibi CHP'nin inisiyatifiydi bu katliam. Tarih aynasında gördüğünüz şeylerden utanıyor musunuz? İnkâr etmek veya susturmak yerine, çocukluğunuzdaki cinayetlerin ve karabasanların üzerine gitsenize. Sadece tarihi bir gerçeği ifade etti diye manen idam edilmeye çalışılan bir milletvekili var. Bu nasıl parti içi demokrasi? Tarihe sırtınızı dönerek gerçekleri değiştiremezsiniz. Tarihe değil, yanlışlara sırtınızı döndüğünüzde belki tarih aynasında utanmayacağınız siluetler görebilirsiniz. Yapılması gereken o dönemin faşizan kıyımlarına sahip çıkmamak, hatta "yeni sosyal demokrat bir CHP" olma iddiasının gereği olarak katliama ve tertipçilerine ateş püskürmek. Tek Parti veya 1937 CHP'si olmadığınızı başkaca nasıl gösterebilirsiniz? Ama CHP'nin böyle bir derdi olduğunu sanmıyorum. CHP lider arayacağına, önce doğru çizgiyi yakalamalı. Nereye gideceğini bilmeyen bir parti nasıl bir lider seçeceğini de kestiremez. Zulüm altında ezilenlere işaret eden bir vekili topun ağzına koymakla, sosyal demokrat düşünceyi Grimm masallarında bile bağdaştıramazsınız.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|