AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Üç mevsim]

Nazım Alpman - internethaber
[email protected]


Taraf gazetesi ve tarafsız gazetecilik

Başında Ahmet Altan ve Alev Er"in bulunduğu Taraf gazetesi 1 yaşını doldurdu. Bir yıla sığdırdığı “özel haberler” bakımından şimdiden basın tarihine geçti.

Taraf"ın bir yıllık yayın hayatı bir şeyi açık olarak gösterdi:

-Bu ülkede sahici gazetecik yapmak hiç de kolay değilmiş!

Türkiye"de bağımsız gazeteciler var. Bu ruhu yansıtabildikleri mecralar da oluşabiliyor.

Ama gazetelerin ve televizyonların “mor çizgileri” çizgileri de var:

-Bu çizgiyi ihlal edenleri gözlerini morartırlar!

Hep söyleniyor ya…

-Türkiye"nin kendine has özel bir pozisyonu vardır!

Nedir bu özel durum?

Bir siyasi parti seçimleri kazanıp hükümet kurabilecek TBMM çoğunluğunu sağlarsa, iktidarın ancak yüzde 35"ine sahip olabilir.

Bu tespitimi Anayasa Hukuku hocası Prof. Dr. Bülent Tanör"e sormuştum bir uzun söyleşide giriş sorusu olarak… Tanör gülümsemişti:

-Fazla iyimsersiniz! Hükümet kuran bir parti iktidarın en fazla yüzde 10"una sahip olabilir.

Bülent Hoca akademisyen olduğu için bilimsel verilerle açıklamıştı. Ben daha çok kiracı ile ev sahibi ilişkisine benzetiyorum, seçim kazanmış parti-devlet ve iktidar arasındaki hassas dengeyi… Kiracı eve yerleştiğinde koltuklarını istediği gibi yerleştirebilir. Perdelerini istediği renkte seçebilir. Hatta badana-boya yaparken evin içini istediği renge boyayabilir.

Ama evde kalıcı tadilat yapmayı düşündüğünde doğrudan ev sahibinin görüşü belirleyici olur:

-Sen yarın öbür gün çıkıp gideceksin, ev benim!

Basın bütün bu reel durumu bilir. Ama bilmiyormuş gibi yapar ve yazar…
Ara sıra bu komik durumu açığa çıkartan haberler, seri röportajlar, özel dosyalarla sahici gazetecilik yapayım diyenler basının mor çizgisine basmış olurlar, yumruk gözlerinin üzerine iner!

Bu yüzden gazete sahipleri üst düzey yöneticiler özel hassasiyetlere riayet etme konusunda tetikte davranmayı yeğlerler:

-Aman bu sıralar, o konulara biraz dikkat edelim olmaz mı?

Özel konulara dikkat ede ede, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Turan Dursun, Metin Göktepe, Ahmet Taner Kışlalı değerli gazetecileri “dikkatli biçimde” öldürdüler.

Katil yerine “özenli bir dikkatle” şu kalıplar kullanıldı:

-Karanlık güçler!

Taraf gazetesi sahici gazetecilik yaparak bu durumun düzelebileceğine inandı. Bu yolda da bir hayli mesafe kaydetti.

Ama burası Türkiye idi… Demokrasinin kemikleri henüz kıkırdaklaşmamıştı bile.

Demokrasiye en fazla ihtiyacı olan politik hareket, yerden belli bir yüksekliğe ulaşınca kendisini destekleyenleri safra olarak gördü.

Taraf için yapılan eleştirilerin başında şu geliyordu:

-Taraf çok fazla taraf olduğunu belli ediyor.

Peki tarafsız gazetecilik olabilir mi?

Her gün gazetelere ortalama 550-700 haber gelir, bunların 150"si değişik baskı ve sayfalarda yer alır.

Bu seçim neye göre yapılır?

Gazetenin yönetim kademesinin takdirine göre…

"Sorumlu gazeteciler" haberleri seçerken "Aman bu falanca kurumu yıpratır" diyerek haberleri değeceği yerlere göre tasnif ederler.

Taraf bu ölçüyü bir kenara attı, uluslararası gazetelik kriterlerine göre gelen haberleri kullandı.

Okurken bile insanı ürperten başlıklarla çıktı Taraf!

Bunları da gördük ya, artık ölsem de gam yemem dedirten fikri takip yaptılar.

Peki bütün gerçekleri yazdıkları halde, Taraf niye en yüksek tirajlı gazete olamıyor?

Yıllardır haber diye masal okumaya alışan kitleye yaşadığımız gerçeklerin hazmı biraz zor geldi. İnsanlar kendilerini iyi hissetmek için “Ama bu Taraf"ta çok taraf” diyerek önlerindeki haberi okumak yerine arkada bir şeyler aramaya başladılar:

-Bunu yazdığına göre demek ki bir amacı var?!!

-Peki ne olabilir?

-Vallahi onu ben bilemem!

O zaman sus konuşma… Hep konuştular, hiç açıklama yapmadılar.

Taraf, bir yıl boyunca her gün, her sabah “bakalım bugün ne yazmışlar?” merakı ile beklenen gazete oldu.

Geride kalan 1 yıl gazetecilik okullarında okuyan genç gazeteciler için olağanüstü birikim armağan etti.

Sadık bir okuru olarak Taraf"ın 1. yaşını kutluyorum.

18 Kasım 2008 Salı