AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 04-22-2014, 01:00   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Ergün Yıldırım - AK Parti'nin Tecdit Siyaseti ve Direnen Statüko
Ergün Yıldırım



AK Parti'nin tecdit siyaseti ve direnen statüko


MİT yasası, HSYK'yı düzenleme yasası ve dar bölge seçim sistemi gibi bütün hukuksal değişim projeleri, tecdit siyasetiyle yenilenen bir Türkiye'yi anlatıyor. Bu yenilenme mücadelesinde statükocu güçler Anayasa Mahkemesi'ni devreye sokuyorlar. Türkiye otoriterleşiyor, Türkiye parçalanıyor söylemleriyle tepki veriyorlar. CHP, MHP ve Gülen hareketinin oluşturduğu muhalefet hattı, bu statükocu çığlıkları atıyorlar.

Devrim üzerinden okuma alışkanlıklarını inatla sürdürüyoruz. Oysa devrimler çağında kan oluk gibi akar. Komünizm ve faşizmin kanlı işgalleri, kapitalizmin soğuk savaş politikaları vardır. Her devrim, bir devirme ile sonlanır. Kökten yok sayma, reddetme ve yenilik tutkusuyla bütün geçmişin üzerine astar çekilir!

Türkiye'nin son yüz yıllık kaderinde devrimler egemendir. II. Meşrutiyetle başlayan ve II. Abdülhamid'i düşüren siyaset tarzı bir ihtilâldir. Siyasal dönüşümlere örnek olmaya başlayan bir başlangıçtır. Hatta bunun bayramı bile vardır ve bu bayram (12 Temmuz Hürriyet Bayramı) Cumhuriyet dönemi de epeyce devam eder. Kemalizm de bu ittihatçı siyasal kültürden ilhamla yönetmeye devam eder. Cumhuriyet başlangıçta inkılap ve ihtilâl ile yürüyen bir rejim olmuştur. Bu nedenle Kemalizm bir devrimler ve ihtilâller siyaset etme tarzıdır. Darbelerle sorunları çözmeye çalışır. Devrim kanunlarından hoşlanır ve bu kanunlarla herkesi hizaya getirmeye çalışır. Elbette bu devrim ve ihtilâl siyasetleri toplumsal travmalara yol açar.

Büyük geleneğimizin siyasal kültüründe devrime hoş bakılmaz. Devrim, ihtilâl ve isyan neredeyse aynı anlamlara gelir. Toplumun çoğunluğunun algı dünyasında hâlâ böyle. Çünkü her ihtilâl ve inkılap hareketi beraberinde zorbalıkları ve baskıları getirmiştir. Kur'anları yasaklayan, başörtülüleri üniversitelere sokmayan, Alevileri DİB strateji belgelerinde tehlikeli ve ötekiler olarak tanımlayan ve Kürtçe konuşmayı en büyük suç sayan pratiklere yol açmıştır. Âni, müdahaleci, ve toplumu yok sayan bu siyaset tarzı, artık çağdışı bir olguya dönüşüyor. Bunun yerine tecdit siyaseti devreye giriyor.

Bütün hakların karşılanması

Tecdit, çok önemli bir siyasal değişme stratejisidir. Bu yöntem, sosyolojik gerçeklikleri algılayan bir siyaseti temsil ediyor. Çünkü siyaset yapılırken toplumun tepkilerine ve beklentilerine dikkat ediyor. Değişimleri yukardan dayatmıyor. Zora başvurarak yol almıyor. Baskı ve ideolojik aygıtlarla dönüşümü gerçekleştirmiyor. Oysa bütün devrimci hareketlerde bu siyasal tutum egemendir. Tecdit siyaseti, aşamalara dayanan, toplumsal tepkilere dikkat eden, süreklilik içeren ve üst siyasal yapı ile alt toplumsal ilişkiyi dengede tutan bir tarzdır. Demokrasi ile yürüyen Türkiye siyasal geleneği bu tarzla dönüşmekte. Dinî özgürlükler, insan hakları, Kürtlerin haklarına ulaşması, Alevilik hakları, Gayri Müslim sorunlarının çözümü… Bütün bu meseleler tecdit siyaset tarzıyla ele alınmakta. Bütün haklar ve talepler birden karşılanmıyor. Bunun yerine aşamalı yöntem takip ediliyor. Sorunlar da aşama aşama çözülüyor. Çünkü büyük toplumun bunlara ikna edilmesi, alıştırılması ancak tecditle sağlanabilir. Aksi hâlde toplumda büyük bir çözülme yaşanır.

Her büyük tecdit hareketi, belli sancıları ve sarsıntıları taşır içinde. Çünkü toplumu bir yerden başka bir yere doğru götürmeyi irad ediyor. Dogmaları sarsıyor, eski alışkanlıkları sorguluyor ve içinde yaşamayı rutinleştirdiğimiz toplumsal dünyayı aşmaya çalışıyor. Bundan dolayı bu sarsıntıları ve sancıları büyük çatışmalara çevirerek tecdit siyasetini engellemek isteyenlerle karşılaşırız. Bundan ihtilâl ve devrim kotarmaya, demokrasiyi iptal etmeye ve toplumu korkutmaya çalışanlar ortaya çıkıyor. Gezi olgusunun ikinci aşaması, Cumhuriyet Mitingleri ve devlet içinde örgütlenen ulusalcı çete gruplarını (Balyoz, Ergenekon vs.) böyle değerlendirmek mümkündür.

Islah ve İhya

AK Parti hükümeti, başından itibaren devrimi bir yöntem olarak kullanmıyor. Siyasal dönüşüm stratejisi devrim konseptine dayanmıyor. Varlığını, başarısını ve aktörlüğünü de buna borçlu. Bunun yerine tecdit yöntemini benimsiyor. Bu siyasal yöntemle hareket ediyor. Mevcut hükümetin siyasal tecdidi, hem tarihsel siyasal kültürümüz hem de demokrasi siyasal kültürüyle büyük bir uyum taşımakta. Çünkü siyasal kültürümüzün ana kodları, tecdit temelli siyasal değişmelere dayanmakta. Geleneksel siyasal kültürümüz, değişimi 'ıslah ve ihya' ile yürütmeyi savunur. Demokrasi de değişmeleri toplumsal kesimlerin katılımı ve onayı ile ön görür. Bu bağlamda ikisi arasında önemli bir paralellik, örtüşme ve buluşma vardır. İslam ve demokrasi ilişkisinin en etkili biçimde var olduğu pratik burada ortaya çıkmakta. Türkiye'de demokratikleşme siyasetini yürütenlerin İslami bir müktesebata sahip olmaları tesadüfi değildir.

AK Parti siyasetini başarılı kılan en önemli boyutların başında tecdit siyasetini süreklileştirmesidir. İktidara geldiği ilk yıllardan itibaren bu siyaset bağlamında çeşitli yasal değişmeler, demokratik açılımlar, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi, vakıf mallarının iadesi, kısmı anayasa değişimi biçiminde bu siyaset devam etti. Hatta büyük blokajlarla karşılaştığı dönemlerde de bu tavrını sürdürmeye devam etti. Örneğin Gezi olaylarıyla beraber daha da derinleşen ve cuntalara evrilen bu blokajlar karşısında hep ihtilâl yasası olarak gerekçelendiren İç Hizmetler Kanunu'nu kaldırdı. Türkçülük siyasetinin tahakkümcü yönlerini yansıtan ve her sabah çocuklarımızı ırkçılıkla büyüleyen ant kaldırıldı.

Tecdit siyaseti, 17 Aralık darbe girişimi ve dinlenme şantaj ve baskılarına karşı ısrarla sürdürülüyor. Siyasal Partilerin demokratikleşmesi, parti içi demokrasinin çalışması ve genel başkanların mutlaklaşan yetkilerinin sınırlanması için dar bölgeli seçim sistemi ve Türkiye milletvekilliliği sistemi projesini getiriyor şimdi de. Muhafazakâr siyaset, yerinde durmuyor ve sürekli Türkiye'yi daha ileri taşıyacak değişimleri yapmayı sürdürüyor. Ak Parti'nin bu reformculuğu, onu statükoyla çatışmaya götürüyor. Statükocu yapılar, ideolojiler ve organlar buna direniyorlar. Aktörleri, partileri ve sermaye kesimleri bu siyaset karşısında egemenliklerini kaybettikçe paniğe kapılıyorlar. Bundan dolayı Erdoğan'ı otoriterlikle suçluyorlar ve iktidarı yerinden etmek için akla hayale gelmedik fikirler ileri sürüyorlar.

Yenilenme mücadelesi

AK Parti'nin kapatılmasından, Erdoğan'ın yargılanmasından ve sandığın anlamsızlığından bahsediyorlar. Ne demokratik yaklaşımla ne de siyasal akılla bağdaşan bu görüşler, her seferinde toplum karşısında hezimete uğramanın dışında bir işe yaramıyor. Çünkü bu görüşler, yeni Türkiye gerçekliğine hitap etmiyorlar, onunla bir mütekabiliyet taşımıyorlar. Türkiye, ne darbeyle ne de zorla yönetilebilir artık. Bürokratik egemenlik, belli bir grubun darbeyle iş başına gelerek yönetmesi geleneği (ben buna cuntakrosi diyorum) artık miadını doldurmuştur. Cuntakrosi (cunta yönetimi), tarihsel dönemini tamamlamıştır. Bir askerî grup, bir yargı grubu ya da bir inanç grubunun (Gülen hareketi gibi) iktidarı elinde tutarak ülkeyi yönetmesi mümkün değildir.

MİT yasası, HSYK'yı düzenleme yasası ve dar bölge seçim sistemi gibi bütün hukuksal değişim projeleri, tecdit siyasetiyle yenilenen bir Türkiye'yi anlatıyor. Bu yenilenme mücadelesinde statükocu güçler Anayasa Mahkemesi'ni devreye sokuyorlar. Türkiye otoriterleşiyor, Türkiye parçalanıyor söylemleriyle tepki veriyorlar. CHP, MHP ve Gülen hareketinin oluşturduğu muhalefet hattı, bu statükocu çığlıkları atıyorlar. Kürt siyaseti, bu gerçeği algıladığı için değişim gücü yanında yer alıyor. BDP vekili Sırrı Sakık'ın MİT yasası ile ilgili verdiği tepki, bu açıdan önemli bir göstergedir.

Kaynak

Yeni Şafak 20.04.2014

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi