AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-21-2010, 18:17   #1
Kullanıcı Adı
Ahmet Yasin
Standart Gurbetteki bir kızın feryadı...
İnternet günlük hayatımızda çok önemli bir yer tutmaya başladı. Dünyada 1,8 milyar insan internet kullanıyor. Büyük nimetleri olduğu gibi, bir o kadar da zararı ve külfetleri de olduğu bir gerçek. Hele hele şifresiz internet, adeta kapısız eve benzer.

Kontrolsüz güç güç değildir’ ifadesi adeta internet tehlikesi için kullanılmış bir söylem. Sanal alem, kontrol altına alın(a)madığı için şimdiye kadar bir çok ailenin yada yetişkinin hayatını karartmıştır. Çünkü bu alışkanlık, kontrol altında tutulmazsa, freni boşalmış bir aracın şaranpole yuvarlanması gibi, hasar verir.

Avustralya’daki soydaşlarımız, da Avrupa’daki vatandaşlarımız gibi bu konudan muzdarip. Yakın zamana kadar şikayetçi oldukları en önemli meselelerin başında, uyuşturucu, alkol geliyordu.

Şimdi ise internette bu kötü alışkanlıkların başında gelmeye başladı. Alkol ve uyuşturucu, hepimizin duyup gördüğü, yada şahit olduğumuz tahribatları var.

Peki internet?

Evet, internet deyip geçmeyelim. Sanal ekranda kötü arkadaşlıklar birbirni takip ediyor. Ondan sonraki adımda ise; aile faciaları ve başka tehlikeler. Hem de yanıbaşınızdaki evinizin odasında. Büyük trajediler ve yürek burkan tablolar... Alkol ve uyuşturucu kadar, internet de asrımızın tehlikeli tuzaklarından biri oldu maalesef.

Gurbetteki gençleri, Türkiye’deki gençlerden ayıran en önemli çizgi, kötü alışkanlıkların yanında, manevi kaynakların bolluğu. Gençlerin beslendiği ve istifade etitği manevi kaynaklar çok. Bu beslenmler, aslında büyük trajedilerin büyüyerek, kartopu gibi çağalmasına da bir nevi engelliyor..
Ancak, gurbette bulunan soydaşlarımızın çocukları, sürekli dışarıdaki tehliklerle içiçe. Korunma imkanları az, beslendiği kaynaklar yok denecek kadar az, çevre faktörü çok dominant.

Bu az oluşlar da, yaşanan trajedilerin gittikçe artmasına neden oluyor. Kimi aileler, yurdışında açılan gönüllü eğitim kurumlarına ve benzeri kurum ve kuruluşlara dörtelle sarılken, kimis de bu imkanlardan istifade imkanını bul(a)muyor.

Avustralya’daki soydaşlarımızın da en büyük problemlerinin başında, yukarıda saydığımız kötü alışkanlıklar sonucu, çocuklarının düştüğü trajedi geliyor. İster Avrupa, Amerika’da ister Avustralya da ya da başka batı ülkelerinde yaşayan soydaşlarımızın çocuklarıyla yaşadıkları imtihanlar gerçekten çok trajik.

Bu trajediyi kaleme alarak bize yollayan ve bizlerle paylaşan bir kızın feryadı aslında bütün gençlerimizin karşı karışya olduğu bir acıyı özetliyor.


Annem!

Anneciğim.


Üç yıl kadar önceydi, 16 yaşlarındaydım hatırlıyor musun? Bulunduğumuz ülkede yerel bir gazetede çıkan bir yazıyı arkadaşlarım bana ulaştırmıştı. Yayınlanan "Bir Anne nin feryadı." başlıklı yazıyı kaç kere okutturmuş ve gözyaşları arasında o acılı anneye dua etmiş, onun için üzülüp ve kimsenin böyle bir duruma düşmemesi için dilekler dilemiştik......


Özellikle bizim aile ve kendimiz için dua etmiştik.

Dizinin dibine oturur o başımı gül kokulu göğsüne yaslar, bal akıtan dilinden nasihatlar dinlerdim. Yüreğinin atışında ve altında bizler vardık. Verdiğin o öğütler, yolumu aydınlatır, ufkumu açar, kendime olan güvenimi artırır, hayata bakışımı şekillendirirdi. Benim dinç ruhum, diri yüreğim huzura kavuşmuş olarak ayrılırdım yanından.

Ve "Biz aile olarak parçalanmayacağız asla ' derdim kendi kendime.
"Arkadaş seçimine dikkat et. Sibel'le ilişkilerini sınırlı ve mesafeli tut" derdin. Dinlerdim ve tutardım nasihatlarını. Ama ne oldu da bu hale geldik, hala anlayabilmiş ve sırrını çözebilmiş değilim.

Gelsem kapını çalsam,hem evinden hem yüreğinden içeri alacaksın,biliyorum ama hangi yüzle anne.....

Utanç içindeyim anne.. Hep 16 yaşındaki bebeğin olarak kalsaydım da sana bu acıyı ve utancı tattırmasaydım anne...

İki yıl prestijli okulda okudum. Benimle gurur duyuyordunuz. "Yüzümü güldürecek,.. topluma ve insanlığa hizmet eden bir insan olacaksın" diye benden herkese övgüyle behsediyordun..

İkinci yıl sınıfta kaldım, üzerinde durup,nedenleri araştırmadınız,sorup soruşturmadınız anne...

O yıl ben Sibel'in internet alışkanlığının kurbanı oldum. Sanal ortamda yazışmalar hoşuma gitmiş, ve uzun zaman biriyle haberleşmiştim. Dersleri askıya almış, gece gündüz bilgisayarın başında. arkadaşımla yazışırdım. Benim bu halimden bile övgüyle bahseder," Aferin benim yavruma! Gece gündüz ders çalışıyor" diyordunuz anne.
Ağabeyimle chat arkadaşıydım......


Uzun zaman internette yazıştığımız ,hatta kim olduğunu bilmeden ,yüzünü görmeden aşık olduğum gençle tanışmak üzere randevulaşmıştık.Korkuyor ve çekiniyordum, abimin haberi olacak diye..Ama daha fazla dayanamadım ve randevu sözünü verdim. Okan, tarif ettiği giyimiyle sözleştiğimiz saatte karşımda duru verdi. Aslında aynı anda aynı evi aynı saatte,aynı yerde buluşmak üzere biraraya gelmiştik.

Ama bu olamazdı anne...

Çünkü karşımda chat teki Okan olan ağabeyim Erhan duruyordu. Aylarca yazıştığım şiirler, gönderdiğim sevda şarkıları, bestelediğim ve hatta sevdiğimi haykırdığım kişi ağabeyim Erhan'mış. Göz göze geldik. .Diz dize geldik. Bakışlarımız bizi mum gibi eritti. Kanımın donduğunu, dünyanın durduğunu hisettim biran. Gözlerinde yanan ışığın söndüğünü, alev fışkıran bir ocağa döndüğünü gördüm. Dövmedi ,sövmedi, beni utancımla başbaşa bıraktı ve gitti.

Onunla dövüşür,kavgalaşır zaman zaman çocukluk duygularıyla kırgın ve küskün gezerdik hani anne... Şimdi onu ne çok özledim bir bilsen anne.
Gömlek ve pantolununu ütülemeyi, odasına çay götürmeyi ve hizmet etmeyi ne çok özledim bir bilsen anne.


Canım Anneceğim..

Zordayım dardayım, yıkıldım ayakta duramıyorum anne.. İçimde yanan koca bir ateş her gün beni yakıyor anne.. Ateşten sıcak olan kucağını, gül kokunu, yüreğinin atışını, şefkatli bakışını özledim anne.. Sana sevgimin nişanesi olarak yürğimin üstünde "ANNECİĞİM sözünü dövme yaptırdım. Çünkü bir gün sokakta kim vurduya gidersem tanıyasan anne.

Bu mektubu, sana mı yazdım yoksa benden sonra bu tuzağa düşmesini istemediğim genç kızlara mı bilemiyorum anne..

Sevgili kızın Elif


Enes CANSEVER / Zaman-Avustralya

 

Ahmet Yasin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi