AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-23-2008, 11:00   #1
Kullanıcı Adı
Ak_Kelebek
Standart Zahid Akman’a açık mektup (Murat YETKİN)
Sevgili Zahid, Seninle ilk kez 1996’da, nazik telefonun üzerine tanışıp konuştuk.
O zaman İlnur Çevik’in Arjantin caddesinin başında işlettiği Daily News Cafe’de
oturup yemek yemiştik.
Apaçık ayrı mahallelerin çocuklarıydık, ama bir nezaket ve diyalog zemini kurabildik.
Hiçbir zaman çok samimi olmadık, mesela RTÜK Başkanı seçildiğinde kapına üşüşenlerden hiç olmadım, ama hep uygarca konuşabildik. Bu yüzden mesela ben sana bir televizyon programının çocukların yayın saatine hiç uymadığı görüşümü söylediğimde, onu bir art niyetle söylemediğimden emin olduğundan emindim. Mesela sen telefon açıp ‘bu yazı ancak böyle yazılır, eline sağlık’ dediğinde, onu bir hesapla değil, gerçekten beğendiğin için söylediğinden emindim. Nezaket ve güven hep oradaydı.
O nedenle Zahid, dün NTV’de Murat Akgün’ün konuğu olarak seni izlerken yadırgadım. Tıpkı son bir kaç haftadır ismin etrafında olup bitenleri ve olup bitenlere verdiğin tepkiyi yadırgadığım gibi... Ben hayatımda hiçbir konuşmada şeref ve haysiyet sözcüklerinin bu kadar bol kullanıldığına tanık olmadım. Bunda belki kendi onurunun saldırı altında olmasına verdiği tepkinin rolü vardı.
Deniz Feneri e.V. davasıyla ilgili olarak ilk ismin geçtiğinde, Radikal’de haberi yayımlanmadan önce seni aradım ve söylediklerini aynen yayımladık. Sonra işler dallanıp budaklanmaya başladı.
Almanya’daki dava sonuçlanmadan önce, 15 Eylül tarihinde, akşam saatlerinde RTÜK Özel Kalem’den gönderilen bir faks ulaştı bize. Bu ileti Hürriyet gazetesinin 3 eylül tarihli bir yayınına ilişkin bir haberine yaptığın itiraz sonucu Ankara 12’nci Sulh Ceza Mahkemesi’nden aldığın tekzip kararının metniydi. Tekzibin muhatabının Radikal olmadığı halde, bize gönderilmesi, belki haberdar olmamız gerektiğini düşündüğün için olabilirdi.
Ancak bir başka metin daha vardı; kapak sayfasıyla birlikte dört sayfalık
faks iletisinin dördüncü sayfasında.
İşte o metni gördüğümde işin tadının kaçmaya başladığını düşündüm.
Metnin başlığı ‘Hürriyet’e Yargı Tokadı’ idi. Tekzibi haber olarak kullanmak isteyen gazeteciler için tekzip metni özetlenmiş ve başlığı da atılmıştı. Bunu belki sen yazmadın, belki son yazılmış halini görmedin, ama metin, tekzip belgeleriyle birlikte RTÜK Özel Kalem işaretli fakstan gönderilmişti. Yıllarca ticaret yaptığını dünkü televizyon yayınından ayrıntılarıyla öğrendiğimiz Almanya’da bu yapılanın adı kurum imkânlarını özel işlerinde kullanmak değil midir?
Bunu bir kenara ayırabiliriz. Yine dünkü yayında iddialar ortaya çıktıktan sonra Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşüp bilgi verdiğini söyledin. Başbakanın sana ‘Geçer bunlar’ gibilerinden moral verdiğini ve arkanda olduğunu söyledin. Olabilir. Başbakan Erdoğan, AK Parti’deki yardımcılarından Şaban Dişli’den esirgediği desteği senden esirgememiş olabilir. Bunda Dişli’nin ne de olsa camiaya dışarıdan gelmiş, senin ise bunca yıl beraber yol yürümüş olmanın, belki senin istifanın Erdoğan’a siyaset ve gönül bağıyla bağlı diğerlerini de etkileyebilecek olmasının payı da bulunabilir. Ama Anayasa’ya göre bağımsız olması gereken bir kurumun başkanının övüneceği ve dayanacağı mesnet bu mu olmalı? Düzmece belge olduğu Alman büyükelçiliğinden öğrenilecek bir kâğıdı, CHP’ye karşı bir kapatma davasına neden konu olmadığı imasıyla kameraya tutmak, sence senin duruşuna uygun muydu?
Sonra, muhalefet partilerinin iddialarına senin ağzından çıkmasını gerçekten yadırgadığım sıfatlarla hitabın bir yana, belli bir yayın grubuna karşı açık tutum aldığın izlenim, yayını akşam banttan izlediğinden muhtemelen sende de oluşmuştur. Hakkında soruşturma açılsın, ya da açılmasın, bu saatten sonra RTÜK başkanı olarak aldığın kararların nesnel olduğunu savunmak zor olmayacak mı?
Bir de ‘benim ve çocuklarımın geleceği’ söylemin var. Geçmişte, MHP lideri Devlet Bahçeli, sırf bu söz yüzünden sağ kolu Koray Aydın’ın Bayındırlık Bakanı görevine son vermişti.
Meclis Başkanı Köksal Toptan, istifanın suçu kabullenme değil, suçtan arınma fırsatı vereceğini olabildiğince nezaketle ifade etti.
Yalnız ben değil, Ankara’daki çoğu gazeteci akranın, seni bu tartışma öncesindeki Zahid olarak hatırlamak istiyoruz, bunu aramızda konuşuyoruz. Bence kendini de, RTÜK’ü de daha fazla yıpratmadan en doğru kararı vermenin zamanıdır.

Murat YETKİN
radikal

 

Ak_Kelebek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi